4-Amansız.

11 3 0
                                    

Seungmin, uyandığı zaman masada değil bir yataktaydı. Bembeyaz, kenarları hasır iple işlenmiş  3 yatak kasabanın seyyar satıcısı Yang Jeongin'e aitti. Uyanır uyanmaz saraya gitmek için hazırlanan Seungmin evin kime ait olduğunu anlamamıştı.

Jeongin ve Seungmin çocuk arkadaşıydı aslında hala konuşuyorlardı lakin Seungmin'in Changbin ile ilgilenme süresi boyunca hiç konuşmamışlardı

Seungmin odadan çıktığı zaman Jeongin ayak seslerini duydu ve yıllardır tanıdığı arkadaşını karşılamak için kahvaltı hazırlamayı bırakıp Seungmin'e kocaman sarıldı.

"Senin yaklaşık 11 yıldır görmüyorum ve gerçekten hiç büyümemişsin"

Seungmin güldü ve Jeongin onun masaya oturmasını söyledi.

Yemeği yiyip bitiren ikili işleri bitince vedalaşıp birbirlerine sarıldılar

Lakin Jeongin sarılırken kendi kralının özelliği olan kalp çekme gücü (kişi sarıldığı zaman daha bağlayıcılık ve çekicilik sağlar) gözlerine sarı bir parıltı verdi.

Jeongin bu 4 Krallık yerine yıllar önce nesli tükenen Dünya'da sadece tek kalan elektrik krallığındandı.

Kim bilir belki ileride kendi krallığını kurar?

Seungmin tekrardan kasabanın üst taraflarına doğru yürüyerek krallığın yolunu tuttu.

Kaleye vardığı zaman, efendisi Seo Changbin'i onu camda izlerken gördü.

Yüzü kızarmıştı, Çünkü Hwang ile aralarında hiçbir şey olmamasına rağmen Seo Changbin onları ilişki içinde sanmıştı. Oysa Hwang ile sadece ailesi için konuşuyordu. Eğer Seungmin ona kaledeki durumları anlatırsa Hwang ona ailesi hakkında bilgi verecekti.

Seungmin ihanetinin farkında bile değildi.

Changbin hiçbir şey demeden camdan bakmaya devam etti. Seungmin kafasını çevirip evdeki eski görevini almak üzere kalenin kapısını açıp içeri girdi.

Kimseye hiçbir şey demeden bodrumda bulunan 7 + 1 evden daha büyük olan mutfağa yöneldi. Kapının kenarındaki askılıktan önlüğünü aldı ve boynuna takacakken Changbin kapıdan içeri girdi. Seungmin'in elinden önüne alıp kendi elleriyle Seung'un boynundan geçirip ipleri Seungmin'in beline bağladı.

Seungmin o anda sıçtığını anlamıştı..

"Efendim kendim yapabilirdim"

"Her şeyi kendin yapıyorsun zaten."

"Ama efendi-"

"Seungmin sana tek bir kez soracağım. Neden Hwang'ın yanına gittin? Bana hakikati söyleyeceksin. Aksi takdirde kellen kölesi olduğun Hwang'a ulaşır ve diğer ihanetçileri ibret olur."

İşaret parmağını Seungmin'in çenesine koyan Changbin, Seungmin'in gerilmesine sebep olmuştu.

"Seni ilgilendiren bir konu değil. Eğer çok merak edersen öldür beni gitsin."

Changbin'in son günlerde Seungmin'e olan bu yakınlığı Seungmin'in şımarmasına sebep olmuştu.

"Hadsiz"

Elini savurup gri bir kılıç ortaya koyan Changbin, Seungmin'in çenesine parmağı yerine kılıcı tuttu

"Seugmin sakın bana yalan söylemeye kalkma ne için gittiğini Senden daha iyi biliyorum. Eğer krallıkta olanları Hwang'a yetiştirirsen o da sana ailenden bahsedecek hm? Ne yazık ki aptalsın. O adam senin ailen hakkında hiçbir şey bilmiyor. Tek amacı seni kullanmak"

"Changbin sus"

Üzerinde ki önlüğü çıkarıp Seungmin odasına çıktı. İlk kez Changbin'e adı ile hitap etmişti.

Seungmin mi fazla ileri gitmişti Changbin mi?

Her kim haddini aşarsa Changbin ve Guk onu öldürecekti

En azından Seungmin böyle düşünüyordu.

Bir hizmetçi, aşçı, yamak, asker bir Lord'u ne kadar uzun süre tanıyor olursa olsun ona "Efendim" demek zorundaydı, yoksa saygısından ödün vermiş olurdu. Saygıdan ödün vermek lordlar için önemli bir konuydu. Çünkü lorduna saygısından ödül veren her kimse yarın öbür gün topraklarında verir.

---
Seungmin'in boş düşüncelerini saatler sonra kapıyı çalan bir diğer aşçı böldü.

"Seungmin bugün yemek yapma sırası sende."

"Geliyorum."

Seungmin toparlanıp aşağı indi. Küçükken kafasından bulduğu ve Changbin'in de çok sevdiği bir özel yemek yapmak için hazırlanan Seungmin, işini kısa sürede bitirip odasına çıkmıştı.

Ona yemek yiyip yemediğini soranlara da aç değilim cevabını vermişti.

Gün batarken lordların masası kuruldu, yemekler geldi ve şaraplar da doldu. Changbin çatala elini uzatıp tabagında duran soslu tavuğa batırıp ağzına götürdü. Changbin damağına yerleşen bu tadı tanımış ve tekrar bu yemeği yediği için yüzünde oluşan gülümsemeye engel olamamıştı.

Changbin, Seungmin'e çok değer verirdi ve yaklaşık 4 yıldır ondan hoşlanıyordu. Seungmin'in Magma lordu Hwang'dan hoşlandığını düşündüğü için son günlerde bir tık ayar olsa da yine de bu Seungmin'e olan sevgisini değiştirmemişti.

---
Changbin masadan kalkıp mutfağa indi. Bir tabak alıp bugün pişenlerden koyduk ve daha sonra tabağı bir tepsiye koyup Seungmin'in kapısının önünde belirdi.

Kapıyı çalıp içeri girdi, girdiği zaman Seungmin gelenin kim olduğunu görmeden "Çık" emrini
verdi. 

Changbin elini Seungmin'in omzuna attı, Seungmin anlamıştı. Hızlıca ayağı kalkacakken Changbin onun oturmasını istedi ve elinde ki tepsiyi ona uzattı.

"Yemeği burada mı yemeye karar verdiğiniz Efendim?"

"Hayır Seung bu senin icin"

Changbin ona en son 9 yıl önce Seung demişti. Bir an da enerji patlaması yaşayan Changbin, Seungmin'in yanağından tutup kendine yaklaştırdı. Ve dudaklarına küçücük bir öpücük kondurdu.

Seo, saniyeler sonra da odadan çıktı. Ağırbaşlı, kimseye eyvallahı olmayan Changbin küçük bir çocuk gibi utanmış ve kızarmıştı.

Seungmin hala olayın şokundayken bir önünde ki tepsiye bir de kapıya bakıp duruyordu.

Mahşer Lord'u | ChangminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin