"Jungkookie, Jungkookie."Sessiz oda içerisinde kalın bir ses ile mırıldanılan ismim, saçımda gezinen el ve her gün birlikte uyandığım koku. Hafifçe aralanan gözlerim aynı hafiflikte uykuya yenik düşerek kapanıyor, bir türlü açılmıyordu.
Karşımdaki kişi uyanmayacağımı anlamış olsa ki, bir süre sonra saçımda gezinen el yerini kaybetmiş, yataktaki ağırlık ayağa kalkması sonucu hafiflemişti. Ben ise vücudumu yana çevirerek yeni bir pozisyon almış ve uykuma devam etmiştim.
"JUNGKOOKİE, JUNGKOOKİEEEE!!"
Önceki uyanmamın tam tersi bir şekilde ince ve yüksek ses ile 'bağırılan' ismim, ani yüksek ses sebebiyle korkuyla açılan gözlerimin gördüğü turunculukların sahibi biricik arkadaşım.
Turuncu saç tutamlarını yüzümde gezdirerek beni uyandırmaya çalışıyor, bir yandan ise uyanmam için ismimi bağırıyordu.
"JUNGKOOKİE UYAN!"
"Sabah sabah neden bağırıyorsun aptal!"
Sinirle bağırdım ve yüzümdeki saçları elim ile uzaklaştırmaya çalıştım. Jimin cevap vermem üzerine saçlarını yüzümden çekmiş ve yatağın köşesine oturmuştu.
"Uyanman için." Yüzümde gezdirdiği saçlarına eliyle tekrardan şekil verdi ve gülerek konuştu.
"Onu görebiliyorum. Peki beni bu saatte bu şekilde uyandırmanın sebebi nedir?"
Karşımdaki duvar saatinden saattin 8 buçuğa geldiğini görmüştüm. Hem bu saatte Taehyung neredeydi?"
"Çünkü tatile gidiyoruz!"
"Ne?" Tatil mi? Birkaç hafta önce mezun olmuştuk haliyle tatilde sayılıyorduk. 'Gidiyoruz' derken neyi kastediyordu?
"Sabah Taehyung hepimizi uyandırdı. Birkaç gün önceden Jin ile ayarlamış."
"Ne alaka? Nereden çıktı birden?" Taehyung normal zamanlarda benden habersiz plan yapmazdı. Sanırım normal bir zamanda değildik.
"Ya sende her şeyi sorguluyorsun. Sorgulamayı bırak ve yataktan kalk. Yapacak bir sürü şeyimiz var. Her şey şaka gibi geliyor Jungkook. En yakın arkadaşlarım ile tatile çıkıyorum. Hayatım boyunca bunun hayalini kurmuştum. Havalarda çok sıcak zaten. Denize de gireriz değil mi? Yoongi'yi denizde boğmak için sabırsızlanıyorum. Hadi Jungkook hala yatıyorsun ama."
Hiç nefes almadan arka arkaya heyecanlı bir şekilde gülümseyerek konuştu.
"Jimin, sen hiç nefes almaz mısın?" Bıkkınlıkla çarşafı yüzüme kadar çektim ve uyumaya çalıştım.
"Hayır." Çarşafı kapattığım gibi açan Jimin, kolumdan tutarak beni kaldırmaya çalışmıştı. Fakat kaldıramamıştı.
"Tamam uyanacağım. Taehyung nerede şuan?"
Evin içinde bir yerlerde olsa muhtemelen sesi gelirdi. Ayrıca odamızda olan Yeontan'ın yatağının olmayışı, onu Sejeong'a götürmüş olma ihtimalini öne sürüyordu."Bilmiyorum. Ben geldiğimde yoktu."
"İçeri nasıl girdin o zaman."
Jimin birden kahkaha atmaya başlamış ve kendini tutamayıp yataktan düşmüştü. Daha sonra kahkahalarını azaltıp konuştu.
"Yeni taşındığınızda tüm gün boyunca evinizi temizleyeceğim ve yedek anahtar almayacağım öyle mi? Oradan salak gibi mi gözüküyorum Kookie."
Hayır. Asla salak değildi.
Jimin yerden kalkarken komidinde duran telefonumu elime aldım ve sevgilimden gelen mesajı açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Twins | Taekook
FanfictionBir iddia için tanıştığın kızın ikiz erkek kardeşine aşık olmak mı? mizah üzerine kurulu bir fictir ciddiye alarak okumayınız!! -semetae -text/düz yazı