BÖLÜM 3

23 3 0
                                    

Bu bölümün şarkısı: Gabrielle Aplin - Salvation

-----------------------------

Herkes bana bakıyor. Ellerimde poşetler, yürüyorum. Çantamdan bir titreşim hissediyorum, telefonumdan. Sesler çok fazla ve boğuk, oksijen yeteri kadar değil. Gözler üzerime nişan almış bana bakıyorlar. Ellerim titriyor, gözüm kararıyor, soluklarım sıklaşıyor. Korkuyorum... Neredeyim ben???!Hiçbir şey hatırlamıyorum. Başım dönüyor. Öyle feci dönüyor ki tutunacak bir yer arıyorum. Neredeyim bilmiyorum ama buradan çıkmak istiyorum. Sonra fark ediyorum bir alışveriş merkezindeyim. Mağazalar, vitrinler, ellerinde poşetli insanlar...

Ama bunu fark etmem başımın dönmesini bitirmiyor. Fırtınalı bir günde dönen rüzgar gülü gibiyim. Bir hortum gibi... Her taraf kararıyor yavaş yavaş. Duman... Bir anda her yer dumanla kaplanıyor. Hiçbir şey göremiyorum. İnsanlar neredeler, nereye gittiler? Daha biraz önce her yer çok kalabalıktı. Dayanamayacağım! Kendimi yere bırakıyorum ki biri kolumdan tutup beni kaldırıyor ve duvara yaslıyor. Yüzüne bakmak için kafamı kaldırıyorum. Bu , bu kişi Annem.

Sarı saçları yüzünü kaplıyor ama onu tanıyorum. Buz mavisi gözleri, aynı babamın bana anlattığı ve fotoğraflarda gördüğüm o sima. Parlayan gözleri, çilli elleri...

Ona sarılıyorum. Korkuyorum ama sarılınca azalıyor. Nefeslerim düzeliyor. Bir bakıma kendime geliyorum . Kulağıma^^ Seni seviyorum tatlım. Korkuyorsun biliyorum ama korku içimizdeki en güçlü güçtür. Kendimizi yeneceğimiz ve asıl içimizde bulunan kişiyi ortaya koyacak güçtür. Kendin ol bir tanem. Baban ve ben seni çok özledik. Ama işin bitmedi, daha görevini tamamlamadın. Biz seni bekleyeceğiz ne kadar olursa olsun. Dikkatli ol! Unutma korkuları biz yaparız onlara o gücü veren de biziz tabi bozanda...^^

Annem yavaşça ayağa kalkıyor. Saçlarımı yüzümden çekiyor ve yanağıma bir öpücük konduruyor. Gözlerimi tutamıyorum yaşlar teker teker akıyor.^^ Ben gidiyorum bebeğim. Daha geleceğim sen endişelenme.^^ Elimi tutuyor, ellerine bakıyorum. Yorgun... Hayatın izlerini taşıyor. Sonra ellerini çekiyor ve bana bakıyor. Arkasını dönüp gidiyor ve ben hiçbir şey söylemiyorum. Duraksıyor,^^ Bu arada bize verdiğin sözleri tutacağını biliyordum.^^ bu sözler onu gördüğümdeki son sözleriydi ve dumanlar arasında kayboluyor. Annem onu görmüştüm işte onu tekrar görmüştüm.

Dumanlar... Yoğunluk gittikçe artıyordu, ama bunlar nerden geliyordu? İçime işliyordu. Annemin yüzü aklımdan dumanla gidiyordu. Uyanmak istiyordum onu unutmamak için. Kendime bağırıyorum, çimdikliyorum. Sonra bir çığlık. Çok tiz ve minik. Başımı sağa çeviriyorum ve işte dumanın kaynağını görüyorum. Yangın, yangın çıkmış. Ateşler etrafımı sarıyor ve o anda birini görüyorum. Küçük bir kız minicik. Bağırıyor, korkuyor. Anneme çok benziyor sarı saçlarını görüyorum ve bana yüzünü döndüğünde buzul gözlerini. Üzerinde bembeyaz elbisesi uzunca ayaklarına kadar uzanıyor, ayakları çıplak, elleri çok narin küçücük. Onun annemin küçüklüğü olduğunu düşünüyorum. Onu kurtarmam gerek. Ne olursa olsun kurtarmam gerek. Annemin sözleri aklıma geliyor Dikkatli ol ! Kendin ol ... O küçük kızı kurtarmayı her şeyden çok istiyorum. Eğer onu kurtarırsam annem geri gelecek gibi hissediyorum. Öyle bir şey olmayacak ama daha fazla durursam kız bir kuş gibi ellerimden kayıp gidecek. Koşuyorum ona yetişmek için koşuyorum. Ateş etrafımda halka olmuş nereye kaçsam karşıma çıkıyor. Camlar patlıyor lambalar... Her seste küçük kız daha da çığlık atıyor ,ağlıyor. Ateş büyüyor kıvılcımları üzerime geliyor derimi yakıyor. Bir kaçış yeri buluyorum kızı kucağıma alıp kaçacağım bir yer ama önce küçük kıza ulaşmalıyım. Üzerimde bir mont var montumu çıkartıp ateşin az olduğu yere doğru vuruyorum, söndürmeye çalışıyorum. Kıvılcımlar yüzüme doğru geliyor canım yanıyor. En sonunda tam bitmese de azalıyor ve üzerinden atlıyorum. Küçük kız ona ulaşıyorum aramızda çok az bir mesafe kaldı. Kız bir vitrinin önünde durmuş , elinde minik bir bebeği var bebek de aynı onun gibi. İyice yaklaşıyorum ama ona dokunmama izin vermiyor. Sesimi inceltiyorum huzur verici, güven verici bir tonda söylemeye çalışıyorum ama sözlerimden ne kadar korktuğum anlaşılıyor.^^ Tatlım sakin ol sakin ben yanındayım seni kurtaracağım ve buradan çıkacağız. Biliyorum dumandan dolayı zor nefes alıyorsun ama dayanmalısın.^^ Küçük kız başını sallıyor ve bana bakıyor. Gözlerinde annemi görüyorum. Kızın elini tutuyorum ve yavaşça yanıma doğru çekiyorum. Elleri anneminki gibi aynı onunkine benziyor çünkü bu küçük kız annem, annemin küçüklüğü. Etrafıma bakıyorum dikkatli bir şekilde kızı yanıma çekiyorum. O anda fark ediyorum ki vitrinde yanan manken kızın üzerine düşüyor ve onu korumak için hiç düşünmeden üzerine atlıyorum. Atladığım anda her yer kelebeklerle doluyor ve kız kayboluyor. Uyanıyorum. Nefes nefeseyim ,etrafı göremiyorum ellerimi saçlarıma götürüyorum ve yüzümden çekiyorum. Saçlarım halen ıslak demek ki daha uyuyalı çok olmamış. Terden her yerim ıpıslak . Yataktan kalkıp tuvalete gidiyorum. Aynada kendime bakıyorum. Musluğu soğuğa ayarlayıp yüzümü iyice yıkıyorum. Annemin sözleri, yüzü aklımdan hiç gitmiyor ve o küçük kız. Musluğu kapatıyorum ve hemen odamın panjurlarını açıyorum ki odama ışık girsin. Elime geçen ilk deftere rüyamdan hatırladıklarımı yazıyorum. Kelebekleri... Ben annem ve babama verdiğim sözü tutmuştum ve onlarda bana verdikleri sözleri. İşte benim rüyama gelmişti. Ellerini, buzul gözlerini aklımdan hiç çıkaramıyorum. Aynadaki yansımam aklıma geliyor. Annemle hiç benzemiyoruz. Babam gibi kahverengi saçlarım ve gözlerim var. Bende annemin buzul gözlerinin ve sarı saçlarından eser yok. Annemin ince dudakları da bende yok. Annemle sadece ortak yönümüz kısa boyumuz. Benimde anneminki gibi kısa boyum var. Rüyamda bana söylediklerini yapamayacağımı biliyorum. Ben o değilim ama o sözler beni kendime getiriyor. Aslında annemi tanımıyorum onun hakkında pek bir şey bilmiyorum. Ama onu keşfetmek istiyorum. Babam benim deli gibi günlük yazdığımı gördüğünde annemin de günlüğünden bahsetmişti. Neden öldüğünden. Ama annemin günlüğünü halen sakladığını biliyordum. Halen evdedir burada. Sabah olunca dünya gözüyle annem ve babamın odasında arayacaktım buna karar vermiştim. Ve annemi keşfedecektim. Bunu hemen yapmak istiyordum ama beklemem gerek. Panjuru kapatma gereği duymuyorum hatta perdeleri daha da açıyorum. Ve güzel bir nefes alıyorum tekrar annemin o huzur verici kokusunu hissetmek istiyorum ama olmuyor ve yatağa yatıyorum. Annemi tekrar görmek istiyorum. Bunun için tekrar uyuyorum. Bunun umuduyla...

Biliyorum gelmeyecek ama belki...

Sadece istiyorum gözlerimi tavana dikmiş bakıyorum. Gözlerim kapadığım her an her yeri dumanlar kaplıyor ama sadece dumanlar annem yok. Uzun süre tavana bakıp kalıyorum ne kadar olduğunu bilmiyorum ama öylece bakıyorum ve telefonumun titreşmesiyle irkiliyorum. Doğrulup telefonuma bakıyorum sanki annemmiş gibi. Onu çok özlüyorum ama elimde değil. Mesaj gelmiş, burç yorumundan. Önemsemiyorum kapatıyorum ama sonra dayanamayıp bakıyorum. Ve okuduğum anda itibaren şok oluyorum. ^^Zor zamanlar geçiriyorsun ama korkma! Korku bizi güçlü kılar. Özlediğin kişiyle yakın zamanda görüşeceksin. Unutma hayat devam ediyor tatlişim.^^ Aynı annemin söylediği sözler , özlediğim kişi annem. Gerçekten bu kadar korkuyorsam neden ben bilmiyordum, neden neyden korktuğumu bilmiyordum? Beni bu kadar etkileyen veya etkileyecek olan şey neydi? Kafama her soru çivi gibi saplanıyor ve oraya acı veriyordu. Bu gece uzun bir gece olacaktı. Bu günü tarihe geçirmeliydim, annem gelmişti, yaşlı adam , garson... Belki de bunlar benim kurduğum hayallerdi kendi kafamda yarattığım ama çok gerçektiler. Saat 2.42 daha fazla beklersem ve düşünürsem yarın kendimi ya yorgunluktan bir zombi ya da akıl hastanesinde bir hasta olarak bulacaktım. Uykuyu çağırıyordum ama o beni istemiyordu. Biraz daha debelendikten sonra anlaştı benimle geldi sonunda ve elimden tutup yine çıkardı beni rüyalarımın katına. Yeşillikler içinde bir yerdeydim, hava çok güzeldi, kuşlar... Kendimi çimenlere attım ve kuşların sesiyle gözlerimi kapattım

-ALİSA-

bAşLıKsIzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin