3

72 8 0
                                    

saçma düşüncelerinden kurtulup omzundaki elin sahibine baktı, yujindi. hao bu kendi kendine yaptığı gereksiz paniğine gülümsedi. "hyung iyi misin? kaç kere sana seslendim hiç birini duymadın." hao gülümsemesinin ardından konuştu "üzgünüm yujin dalmışım, aldım hepsini geliyorum."

fotoğrafların hepsini yere döktüler. yujin görüdüğü her bebeğe 'hyung bu ben miyim?' diyordu, hao ise 'hayır yujin benim o, sen burda daha doğmadın bile.' diye cevaplıyordu, yujin de her seferinde bu yüzden suratını asıyordu.

hao en sonunda ilk ve orta okul fotoğraflarını bulmuştu. görüdüğü her fotoğrafta ikisinin boyları birbirine eşit denecek kadar yakındı. hao, hanbin'in boyunun nasıl bir anda uzayıp kendi boyunu geçtiğini merak etmişti. aralarında bi kac santim vardı ama hao küçükken hanbine büyüyünce hep ondan uzun olacağını söylerdi. hanbin de gülüp 'ben daha uzun olacağım tabikide!' diye karşılık verirdi hep.

çoğu fotoğrafta iki küçük çocuk hep yan yanaydı. hao ikisinin yan yana cok tatlı durduğunu düşündü "tatlı.." yujin hao'ya döndü. "hyung tatlı mı? hangisi? bende bakiyim." hao bunu sesli söylediğini fark ettiğinde çok utandı. tek eliyle suratını kapatıp fotoğrafı yujin'e uzattı. yujin sesli bi şekilde konuştu "hanbin hyung! ikiniz birlikte ne kadar tatlısınız burda. hyung baksana ne kadar küçüksünüz." hao bunları duymasıyla birlikte gülümsedi. "evet haklısın çok küçüğüz."

☆☆

"hadi yujin kalk, toparlayalim buraları." yujin mızmızlanarak konuştu "amaa daha bakıyoduuk." hao fotoğrafları poşetlere doldururken konuştu "geç oldu artık yoruldum. ayrıca ben toplamadan gidersem sen de toplamadan geliceksin o yüzden simdi topluyoruz baska zaman geri kalanlara bakarız." yujin oflayıp hao'nun toplamasına yardım etti.

ikisi birlikte aşağı indiler. yujin geri salona, hao da odasına gitti. bu yorucu günün ardından uyumaya karar verdi. sağa döndü, sola döndü hanbin'i bir türlü aklından çıkarmamışken uykuya daldı.

☆☆

hao, yujin'in sesiyle gözlerini ovuşturdu "hyung kalk hadi, öğlen oldu artık." yujin gülümsüyordu, hao mırıldandıp yataktan doğrulamaya çalıştı. "hyung sen kahvaltı yapıcak mısın? annem belki sen yersin diye sofrayı toparlamadı." hao yemek istemediğini belirtecek bi şekilde kafasını salladı. yujin sessizce odadan çıktı. hao sırtüstü bi şekilde geri yattı. ve düşüncelerle daldı.

dün onun için hiç alışılmadık bir gündü. en son ortaokulda hanbin ve kalabalık bi grupla buluşmuştu, o zamandan beri mecbur kalmadıkça ya da xiang çağırmadıkça dışarı çıkmazdı hao. xiang'la dışarı çıkmamak için bahaneler uydururdu genelde. uzun süre yalnız kalınca insanlara alışması çok zordu onun için. acaba hanbin'e de alışması zor muydu? dün de hanbin'e karşı böyle mi hissetmişti?

9 years /haobinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin