4

66 8 0
                                    

hao en sonunda sıcacık yatağından kalkmayı başardı. telefonuna uzandı. '1 yeni mesajınız var' mesajin 2 saat önce geldiğini görünce yüzünü buruşturup mesajın sahibine bakmadan telefonu geri kapattı.

bitkin vücuduyla mutfağa yöneldi. kendine kahve yapmaya başladı. sütü ısınması için ocağa koydu. sütün ısınmasını beklerken masaya oturdu ve telefona bakmaya başladı. uyandığı zaman okumaya bile tenezzül etmediği mesaja baktı. hanbin yazmıştı. 'hanbin mi yazmıştı?' oturduğu yerden fırladı. hanbin yazmıştı. 'hanbinle hergün konuşucak mıydık artık?'

☆☆

hanbin
gunaydin hao

hao
uzgunum simdi uyandkm
gunaydin hanbin

hanbin
bugun nasilsin
iyi dinlendin mi

hao
dinlenebildim
sagol

hanbin
anladim
bugun bos musun

hao
ne

hanbin
bugun
musait misin

hao
hayir hayir
anladim onu da
ne oldu bianda
neden sordun

hanbin
bulusalim diyicektim

☆☆

"hao!" hao bianda duyduğu sesle son mesajı okuyamadan yerinden fırladı, karşısında annesini görmüştü. sinirli görünüyordu. hao şaşkın bi şekilde annesine baktı. burnunda hissettiği rahatsız edici kokuyla yüzünü ekşitti "neden burası böyle yanık gibi kokuyo?" annesi cevap vermedi sonra hao hatırladı "sütü unuttum!" diye bağırdı. "evet hao süt." diye mırıldanarak annesi. hao hızla oturduğu yerden kalktı ve sütün başına gitti. cezveye dokunduğu anda elini yanmasıya geri çekti. bezle etrafı temizledi. iştahını kaybetmişti. geri odasına çekildi. umutsuzca yüzüstü yatağa yattı.

dışarı çıkmayı düşündü, hafta sonuydu zaten en azından kafa dağıtırdı. kıyafetlerini değiştirdi, ailesine gidiceğinin haberini verdi. "görüşürüz hyung." "görüşürüz yujin." xiang'ın okulu'nun yakınlarında küçük bi kafe vardı. xiangla hep o kafeye giderleri tatlı bir yerdi hao o kafeyi görüdüğü andan beri cok sevmişti. uzun zamandır o kafeye gitmemişti nelerin değiştiğini merak etti.

20 dakika yürüdükten sonra kafeye varmıştı. yürüyüşten yorulmuştu tabi. duvar kenarındaki küçük bi masaya geçti. biraz dinlendikten sonra sipariş vermek için ayaklandı. hao tanımadığı insanlarla göz göze gelmekten pek hoşlanmazdı bu yüzden insanların suratlarına bakmadan yürüdü. sıra çok uzun değildi, 5 dakikaya sıra çoktan haoya gelmişti. karşısındaki kasiyerin suratına bakmadan kahve sipariş etti. beklemeye başladı. hazır olunca kahvesini alıp önceki masasına geri döndü. fakat masasınına çoktan 2 kişi oturmuştu bile. baska masaya yöneldiği anda eski masasındaki kişi ayaklandı "hao?" hao ismini duymasıyla beraber masaya geri yöneldi. gözlerini yavaşça kendisine seslenen kişinin suratına çevirdi.

9 years /haobinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin