5

48 6 0
                                    

"hanbin?" hanbin huzursuz bi şekilde gülümsedi "mesajıma görüldü attıktan sonra seni burda görmeyi beklemiyodum." hao şaşırmış bir şekilde telefonunu çıkartırken konuştu "ne görüldüsü?" evdeyken masadan aceleyle kalktığı icin hanbin'e görüldü attığını fark etmemişti. evdeki olayı anlatsa sadece kendini utandırmış olurdu. "şey acil bi işim çıkmıştı mesajini görmeden görüldü atmışım kusura bakma" "neymiş bu önemli işin? kafeye gelmek mi?" hao hızlıca konuşmaya çalıştı hanbinde kötü bi izlenim bırakmak istemiyordu "hayır hayı-.. " hanbin'in yanındaki daha uzun boylu, siyah saçlı, yakışıklı çocukla aynı anda konuşmaya başlamıştı "hanbin bu kadar uzatmana gerek yok bence. herneyse ismin hao sanırım, biz de yeni gelmiştik zaten bize katılmak ister misin?" hanbin yüzünü buruşturup konuştu "zhang hao, ismi zhang hao." daha uzun olan bunu görmezden gelip hao'nun omzuna kolunu attı.

3ü birlikte masaya oturdular. uzun boylu cocuk ve hao karşı karşıya hanbin ise hao'nun çaprazındaydı. "senin ismin ne peki?" hao sorusunu karşısındaki çocuğa yönetmişti. hanbin konuşmak için ağzını açtı ama çok fazla aralarına girmeye çalıştığı fark etti ve sustu. "jiwoong, kim jiwoong."

☆☆

bu üçlünün sohbeti telefon sesiyle kesildi "alo" "tamam boştum bende zaten" "olur olur hemen geliyorum" diye cevap verdi jiwoong. "kimdi o" dedi hanbin "matthew, buluşmak istiyoemuş yanına gidicem şimdi". jiwoong diğerleriyle vedalaşıp yanlarından uzaklaştı.

hao ve hanbinin baş başa kalmasıyla etrafı sessizlik kapladı. bu mesajlaşmadan çok farklıydı. en sonunda hanbin konuştu "icecekleri çoktan bitirdiğimize göre biraz dolaşsak mı?" "olur nereye gitmek istersin?" hanbin heyecanla konuştu "ya aslında buralara yeni bi akvaryum açtılar bir sürü arkadaşım gitti çok büyük olduğunu söyleyip duruyolar. gitmeyi çok istiyorum ama bi türlü kimle gitsem karar verememiştim, bugün sanada birlikte gidelim mi diyicektim aslında.." hao'nun yüzünde kocaman bi gülümseme belirdi "tabikide seninle gitmek isterim"

☆☆

"date'e çıkmışız gibi oldu" hao bunu duymasıyla kulaklarında yanma hissetti ve sadece gülümsedi. ikisi biletlerini alıp içeri girdiler. akvaryum gerçekten çok büyüktü. hao ilk kez akvaryuma gelmişti ve bundan utanıyodu, bunu belli etmemek için ne kadar uğraşsa da şaşkınlığını gizleyemedi hiç bir şekilde. hanbinde bunu fark edip " ilk kez akvaryuma gelişin mi?" hao utançla cevapladı "evet.." "bunda utanılacak bişey yok ilk kez akvaryuma benimle gelmiş olman beni mutlu etti" hanbin'in gülümsediğini fark eden hao da gülümsemesine engel olamadı.

☆☆

tüm akvaryumu dolaşıp çıktılar. "cok güzellerdi değil mi hao" hanbin bu cümleleri hao'nun gözlerinin içine bakarak söylemişti bu da hao'yu çok etkiledi. hao kelimeleri birleştirip cümle kuruması biraz uzun sürsede cevapladı. "evet çok güzellerdi" 'senin gibi' hao cümlenin devamını sesli soyleyememişti, o anda hanbin'e söylemeyi çok istemişti ama hanbinden kötü bi tepki alıp günü mahvetmek istemedi o yüzden içinde tuttu. ikisini birlikte evlerinin yolunu tuttular

☆☆

yollarını ayırma vakti gelmişti. "bugün benimle geldiğin için teşekkürler hao" "beni çağırdığın için teşekkür hanbin"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 15, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

9 years /haobinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin