öncelikle selamiskoo!! bu bölümü bizim icin jagirachas askummm oglusum yazdı, kendisi su an burada olmasa bile hala bizim icin smut yazıyor😭💘 onun icin bol bol yorum yapmayı ve yıldıza tıklamayı unutmayın<33 hepinize sevgilerle neco sunar!
***
"Soliste bakıyorsun, değil mi?"
Onu girdiği transtan çıkaran şey ensesinde hissettiği kalın ses olmuştu. Jeongin omzunun üzerinden dönerek kendisiyle konuşan yabancıya çevirdi yüzünü; kırpık sarı saçlı, uzun boylu, kafası kesinlikle güzel olan bir oğlandı.
"Ondan başkasına baksan şaşardım zaten, bu onun sahnesi. İlgiyi zorla üzerinde tutan bir enerjisi var."
Başını kaldırıp sahneye çevirdiğinde Jeongin onun da gözlerinin hemen bıcırık solisti bulduğunu görmüştü, dediği gibi oğlanda muazzam bir enerji vardı.
Bir süre birbirleriyle konuşmadan, hipnotize olmuş bir biçimde sahneyi izlemeye devam ederlerken, solistin gözlerinin onun olduğu taraf hariç her yere ve herkese değdiğini fark etmişti Jeongin. Omzunda bir el hissettiğinde istemeyerek çekti oğlandan gözlerini.
"İlgisini çekmek ister misin?"
"Nasıl olacakmış o?"
"Var bir bildiğim. Sadece ayak uydur."
Kendisine zeytin dalı gibi uzatılan aromalı sigarayı uzun boylu oğlandan alıp son fırtı da çektikten sonra, yere atarak ayağıyla çiğnedi filtreyi. Yüzüne uzanan uzun parmakları hiç düşünmeden kabul ederken bunun solistin ilgisini nasıl çekebileceğini düşünüyordu sadece.
En azından uzun boylu güzel öpüşüyordu.
Elleri önce Jeongin'in saçlarına doğru dalmış, ardından başparmağını dudağına bastırarak açılan ağzına dilini göndermişti. Jeongin onun boynuna tutunurken, yüzünden çekilen eller bedenini okşayarak kalçalarına kadar inmiş ve dolgun poposunu sıkıca avuçlamıştı.
Jeongin solist bahanesiyle götünün gittiğini düşünerek geri çekildiğinde ilk tepkisi sahnedeki o fıstığı aramak olmuştu gözleriyle. Bahsi geçen fıstık kara boncuk gözlerinden ateşler saçarak tam da ona bakıyordu.
"Adım Mingi,"
Dedi yüzünü emcükleyen sırık, birkaç saniye içinde bir daha dudakları birleşmişti.
-
Konserin sonlarını Minginyle yiyişip dans ederek geçiren Jeongin, solistin, Jisung'un, gözlerini sık sık üzerinde hissetmekten büyük keyif almıştı. Tam olarak ne yaptığını bilmese de bir damara bastığı belliydi ve eğer bu oğlanın ilgisini böyle çekebilecekse basmaya devam edecekti.
Konser bitiminde Jisung burnunun ucunda bittiğinde keyiften dört köşe olmuştu artık, Jisung'un terden ıslanmış saçlarından kopan bri damlanın bağrına düşüp, dolgun göğsüne doğru süzülmesini dudağını ısırarak izledi Jeongin.
"Her zamanki gibi nefes kesiciydin bebeğim."
Diyerek Jisung'a eğilirken, bir kolunu da Jeongin'in omzundan sarkıtmıştı Mingi. Jisung'un gözleri ikisi arasında mekik dokurken derin nefesler alıyordu ve Jeongin bunun yalnızca sahnedeki performansından kaynaklı olmadığından emindi. Mingi ona biraz daha yaslanırken ter kokusuyla karışmış birayı daha keskin bir şekilde koklayabiliyordu Jeongin artık.
"Bu Jeongin."
"Merhaba Jeongin."
"Merhaba Jisung."