Üçüncü Bölüm

4.7K 593 396
                                    

Herkese merhaba. Tutkun'un belli bir yayın günü yok. Yazabilirsem paylaşıyorum. Bununla ilgili çok fazla soru alıyorum o yüzden tekrar hatırlatmak istedim. Hemdem bittiğinde düzenli bir günümüz olur :) Keyifle okumanızı diliyorum.

19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız Kutlu Olsun.

###

Yeni bölüm başladı zannettiniz ama bu da duyur. Atlamadan okuyun diye buraya yazıyorum.

İLBEY'İN ABİSİNİN ADI TAYLAN'DI. AMA İSİM KULAĞIMA HOŞ GELMEDİĞİ İÇİN DEĞİŞTİRDİM VE TAYLAN'I ASAF YAPTIM.

Okuduğun için teşekkür ederim. Okumadıysan ve aşağıda Asaf kim sorusunu sorarsan daha da hiçbir şey demem. :)

###

Polislerin herhangi bir ihbar üzerine gelmedikleri, devriye gezerken duydukları silah sesiyle buraya geldikleri böylece gün yüzüne çıkarken herkes Aslım'a diktiği suçlayıcı bakışları geri çekmişti. Ama bunun ne faydası vardı ki? Sonuçta polis araçlarını gördükleri anda onu yargılamış, suçlamışlardı. İlbey bile öyle düşünmüş, açıklama yapmasına müsaade etmemişti.

Bu yaşananlar Aslım'ın Vatandaş olarak da mesleki olarak da şikâyetçi olabileceği bir olaydı. Bunda garip hiçbir şey yoktu. Ama bunu kimseye anlatamıyordu. İşiyle, özel hayatını ayıran o çizgiyi bir türlü insanlara ya da kocasına ya da kocasının aile fertlerinden bazılarına öğretemiyordu.

Aslım son derece sakin, rahat ve şüpheye yer bırakmayacak şekilde 'silah sesi duymadım' diyerek yalan söylediğinde aile fertleri başta olmak üzere diğer herkes donup kalmıştı. Yalan söylememek için kocasından vazgeçen o kadın şimdi yalan söylüyordu. Olacak şey değildi. Ama oluyordu. Gördüğü suçu sineye çekmesine, üstüne üstlük yalan söylemesine sebep olan insanlardan gözlerini ayırıp İpek'e döndü.

"Hastaneye gidiyoruz." Yürümeye başlayıp birkaç adım atmıştı ki durup yeniden sivil polise baktı.

"Haydi, gidin de düğün devam etsin."

"Emir anlaşıldı Sayın Savcım." Diyen polis hızla oradan uzaklaşırken Aslım da adımlarını hızlandırmış az ilerideki araca yürümeye devam etmişti. Ardından gelen ayak sesleriyle eş zamanlı adını seslenen kocasına bakmadan araca binip kapısını kapattı.

"Hastaneye gidelim." Dediği esnada İpek zar zor araca yetişip binmişti. Onun yüzünde hâlâ belli olan şok ifadesine aldırmamaya çalışan Aslım yüzünü dışarı çevirdiğinde kocasını gördü.

"Gidelim!" Dedi hiddetle. O, araca varmadan ve kendisini durdurmadan gitmek, buradan uzaklaşmak istiyordu. İstediği de olurken derin bir nefes aldı, arkasına yaslandı. Hastaneye giderken, eline giren camlar temizlenirken, yaralarına dikişler atılırken ya da emniyete geçerken İpek de Aslım da hiç konuşmadı. Gerilim dolu sessizlik sinir bozucuydu ama ikisi de buna katlanmayı seçti.

Konağa varıp içeri girdikleri anda koltukta oturan Şamil Bey ayaklandı, İlbey ise volta atmayı kesip kendilerine doğru yürüdü.

"İyi misin evladım?" endişeyle eline ve yüzüne bakan adama tebessüm etmeye çalışan Aslım,

"İyiyim Şamil Bey. Endişe etmeyin." Dediyse de yüzünün bembeyaz oluşunu, gözlerindeki donuk ifadeyi hepsi görüyordu.

"Sen yat dinlen kızım." Aslım'ı merdivenlere yönelten Şamil Bey İpek'e dönüp

"Yengene yardım et." Dedi ancak İpek yerinden bile kıpırdamadı. Sert ve itiraz kabul etmez bir sesle

"Kızlar yardım etsin!" Diyerek ev işlerinde çalışan kızlara baktı. Fakat kızların hiçbiri bu sözü üstüne alınmayıp öylede durmaya devam edince herkesin sakin, ağırbaşlı, hanım hanımcık diye tanımladığı İpek resmen içinden bambaşka bir insan çıkmış gibi patladı. Hızla kızlara yaklaşıp

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 19, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

TUTKUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin