Odamdan içeri giren güneş ışınlarıyla gözlerimi açtım. Saat 11.37'ydi. Hava sıcak olduğu için beyaz bir crop ve siyah bir palazzo pantolon giyip saçlarımı açık bıraktım. Hızlıca makyajımı yapıp aşağı kata indim. Fazla bir şey yemek istemediğim için kendime mısır gevreği hazırladım.
Mısır gevreğimi yerken annemde üst kattan mutfağa geldi. O da kendine bir sandviç hazırladı ve yemeye koyuldu. Kahvaltı sırasında gün içerisinde neler yapacağımızın kısaca bir üzerinden geçtik ve yeni okuluma kayıt yaptırmak üzere evden çıktık.
🍁🍁🍁
Okula vardığımızda bahçede öğrenci yoktu. Büyük ihtimalle bütün öğrenciler dersteydi. Annemle birlikte nöbetçi öğrencinin de yardımıyla müdürün odasına gittik. Annem müdüre okul ile ilgili çoğu şeyi soruyordu. Aklıma gelen soru ile anneme bakışlarımı çevirdim.
"Peki ben okula ne zaman başlayacağım?" Bu sorumun ardından müdür kısaca bir cevapladı.
"Bu gün günlerden Perşembe olduğu için haftaya başlaman senin için en uygunu olur."
Kafamı onaylar bir şekilde salladıktan sonra müdür devam etti.
"Ayrıca okulumuzda yıl sonları çeşitli etkinlikler yapılıyor. Bu etkinlikleri ise 11. sınıflar düzenliyor. Sende 11. sınıf olduğun için istersen gönüllü olarak bu çalışmalara yardım edebilirsin. daha okulun kapanmasına 3 ay var ondan dolayı iyice bir düşün. Okul kulüplerimiz de oldukça fazla. Hangi alana ilgin varsa kaydını kulüp başkanına yaptırabilirsin. Başka bir sorunuz var mı?"
"Benim yok"
"So-yeon ben biraz daha müdürle konuşayım sen de okulu gez istersen."
"Öğrenciler de şimdi teneffüse çıkmışlardır. Bu arada sınıfın 11/A. Sınıfına da uğrayabilirsin. Ben de biraz daha bayan cheryeong ile konuşmamıza devam edelim"
"Tamamdır. Teşekkür ederim" Son cümlemi de söyleyip müdürün odasından çıktım. Nöbetçi öğrenci 9. sınıflardan çok tatlı bir kızdı. Kısaca okulun temel yerlerini gezdirdikten sonra beni serbest bıraktı. Daha teneffüsün bitmesine 5 dakika olduğu için basketbol sahasına gitmeye karar verdim.
Sahaya vardığımda bir kaç öğrenci Kendi aralarında ufak bir maç yapıyordu. Büyük ihtimalle aralarında sadece 11 ve 10. sınıflar vardı. Tribünlerde yaklaşık 10-15 kız vardı. Bazıları "Minho-shi fıghting " diye bağırıyorlardı. bazıları ise "Hadi Hyunjin-yah" diye bağırıyordu. Boş olan Sandalyelerden birine oturup maçı izlemeye başladım.
yaklaşık 2 dakika sonra kahverengi uzun saçlı bir çocuk Basket atmıştı. Anladığım kadarıyla onun takımında olan Diğer 7 kişi koşarak onu yanına geldi. Bir anda bütün kızlar sevinç çığlıkları atarak onları izledi. Kahverengi saçlı çocuğun bakışları beni buldu. Gözleri Gözlerimle buluştuğunda İçimde anlamsız bir his oluştu. Sonra bir anda zil çaldı. Herkes sınıflarına giderken annem de beni çağırdı. Kahverengi saçlı çocuğu aklımdan uzaklaştırarak annemin yanına doğru ilerledim. Fakat nerden bilebilirdim ki o çocuğun hayatımda kocaman bir iz bırakacağını.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I NEED TO LOVE YOU -...Lee Minho X Girl Fanfic...-
Fanfiction"Peki bana sadece sevdiğini söylemen yetiyor mu?" "Ne demek istiyorsun Seo-yeon?" "Diyorum ki Minho; sevdiğini sadece söylemen yetmez, hissettirmen de gerek"