Güzelim

786 82 197
                                    

"İlahi bakış açısı*

"Seungmin'den hala haber yok mu?" diye soran Changbine karşı Jeongin sıkıntılı bir nefes verdi.

"Telefonu uçak modunda. Konumuna ulaşamıyorum."

"Jisung'la konuştun mu?" Bu sefer Jeongin sustu. Jisung hakkında konuşmak istemiyordu. "Bir soru sordum Jeong. Jisung'la konuştun mu?"

"Neden soruyorsun?" diyerek önüne döndü.

"Minho neden yaptı bunu? En son Jisung'u bulmak için gitmişti farkındaysan ve onu bulduğumuzda Han Nehri'ndeydi. Olsa olsa Jisung yüzünden olur ve Jisung'la en yakın olan sensin." diye mantıklı açıklamayı Jeongin'e sundu Changbin.

"Bilmiyorum. Ayrıca söyleyeyim sana, Jisung'la yakın falan değilim. Bir daha onunla ilgili bir sorun olduğunda ona ulaşmaya çalış. Bana gelme."

"Konuşmuşsunuz. Ne konuştunuz? Neden gitmi-"

"Bana sorma dedim! Ne bok yediyse kendisi yedi beni olaya katma!" diye bağırarak yerinden kalktı Jeongin. Jisung'un saçma sebebi yüzünden kendini berbat hissediyordu.

İnşaatın bodrum katından çıktıktan sonra bir tane araba çağıracaktı ki bir arabadan inen Felix ve Hyunjin'i görünce oraya doğru ilerledi.

"Jeongin! Seungmin'den haber var m-"

"Yok." diyerek ikilinin indiği arabaya bindi. Hyunlix ikilisi Jeongin'in bu tavırlarına kaşlarını çatarken ekipten birinin hastanede diğerinin kayıplarda olduğundan bu kadar gergin olduğunu düşünüp çok üstelemedi.

Jeongin şöföre hastaneye gitmesini söyledi. Minho'yu kontrol edecekti. Dün doktor o gün o saatlerde uyanacağını söylemişti. Umarım uyanmıştır diye düşündü Jeongin. Minho'nun Jisung'un neden gittiğini bilmediğini düşünüyordu. Bunu ona söyleyecekti.

Hastaneye geldikten sonra Minho'nun kaldığı odaya çıktı. Minho uyanmıştı ve yanındaki hemşire ona sofrasını kuruyordu. Dünden beri hiçbirşey yememişti. Fakat odadaki tek kişiler hemşire ve Minho değildi. Bay Choi de vardı.

"İntihar etmeye çalıştığını duydum. Ne zaman düzeleceksin? Senin hastane masraflarını ödemekten bıktım Minho, haberin olsun."

"Buraya neden geldiğin şimdi belli oldu... Neler yaşadığımı bilmeden yargılaman aşağılık birisi olduğunu kanıtlıyor."

"Çok şey yaşamış gibi konuşuyorsun." diyerek histerik bir gülüş attı Bay Choi. "Şu an en yakın dostumu öldüren bir katille konuşuyorum. Yaşanılacak en kötü şeylerden biri bu değil mi?"

"Biri o, haklısın. Fakat hala benim yaşadıklarımın yanında oldukça sönük bu. Arkadaşını neden öldürdüm sanıyorsun? Keyfim ve kahyası istedi diye mi?" diyerek tiksindiğini belli eden bir ifadeyle baktı Minho. "Sen nasıl en yakın arkadaşının katiliyle konuşuyorsan ben de annemin katilinin en yakın arkadaşıyla konuşuyorum. Bu boktan hayatı ben mi istedim sanıyorsun, tanrı aşkına? Annem öldü benim. Annem o adam tarafından gözümün önünde tek kurşunla öldürüldü. Daha on üş yaşındaydım! "diye bağırdığında Bay Choi dehşete düştü. Minho'nun annesini öldürenin arkadaşı olduğunu bilmiyordu.

"Koomin... Anneni o mu öldürdü."

"Deminden beri ne anlatıyorum lanet olasıca?! Şimdi siktir olup gidebilirsin. Hastane masraflarını da ödemeyi bırak. Ben de zenginim ve para gösterilerin de sen de canımı sıkmaya başladı." diyerek Bay Choi'yi odadan kovduktan sonra önündeki noodle'ı yemeye başladı. Konuşmaya başladıklarında hemşire odadan çıkmıştı.

Bay Choi duyduklarının şokuyla odadan çıkarken Jeongin'i görmemişti bile. "Hyung?"

"Ah, Jeongin? Hoşgeldin." dedikten sonra yemeğini yemeye devam etti. Jeongin hasta yatağının yanındaki sandalyeye oturup Minho'ya baktı.

Deadly Difficulty 2/MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin