El Elelerdi

744 77 152
                                    

"Nerelerdeydin!? Ne kadar merak ettik haberin var mı?!" Felix'in bağırışlarına karşı sadece yüzünü astı Seungmin. Ne yaptığını konuşmak istemiyordu.

"Sevgilim, bırak da biraz kendine gelsin. Yüzüne bak, kötü bir şey yaşamış herhalde." Hyunjin'in bu söylediklerinin ardından ise gözünden bir yaş aktı.

Felix Seungmin'in yanına oturduktan sonra aekadaşının saçını okşamaya çalıştı fakat eli değdiği gibi Seungmin elini itti. "Seung neler oluyor? Saçını okşamamı seviyordun, sorun ne?"

Felix'e karşılık sadece kaşlarını çattı. Felix'in saçını okşamasını seviyordu, içgüdüsel olarak elini itmişti. Felix'in elini kafasına koyduktan sonra bir şey demeden başını Felix'in omzuna yaslayıp gözlerini kapattı. Saçı okşanırken artık eskisi gibi iyi hissetmiyordu. Çünkü dün gece o çocuk da Seungmin'in saçlarını okşamıştı.

Seungmin biraz sonra ellerini tutan eller hissetti. "Hyung ne oldu, anlatır mısın?" Jeongin'di bu.

"B-ben... Sarhoş oldum ve..." gerisini getirmek onun için çok zordu. "Ve birisiyle y-yattım." dedikten sonra gözyaşları daha hızlı akmaya başladı. "Sabah kendime geldiğimde taciz etmeye çalıştı. Ç-çok korktum..." dediğinde Jeongin kaşlarını çattı.

"Adını biliyor musun? Hemen bulup intikamını alalım hyung."

"Minho'nun düşmanıymış." Seungmin bunu söylediğinde hepsinin ağzından şaşkınlık nidası çıkarken Changbin bağırdı.

"Bula bula onu mu buldun da gidip yattın?!" Seungmin daha kötü olmuştu.

"Nereden bilebilirdi? Hem sarhoş olduğunu söyledi, bir şey hatırlamıyordu demek ki." Jeongin'in savunmasıyla Changbin ona doğru yürüdü.

"Sarhoş olmasaydı? Neden sarhoş olmuş, sorsana!" deyip bir kafa hareketi yaptı.

"Neden bağırıyorsun ki şimdi?!" diye de Hyunjin bağırdığında ortalık karışmıştı. Jeongin'le Hyunjin Seungmin'i savunurken Changbin bir sürü neden soruyordu ve Felix ise hem Seungmin'in onları duymamasını istediği için Seungmin'in kulaklarını kapatıyor hem de durmalarını bağırıyordu.

En sonunda Felix akıllılık yapıp Seungmin'i bulundukları odadan çıkartıp kendi odasına götürdü. "Seung, burda dur. Ben onları sakinleştirip geleceğim." deyip gittikten sonra Seungmin tırnaklarının kenarıyla oynamaya başladı. Bu bir alışkanlıktı ve bırakamıyordu.

"Lütfen, sakin olun! Hyunjin bırak tartışmayı, yete-"

"Neden gitmiş, neden içmiş diyorum amk çocukları! Ne bok olmuş da bara içmeye gitmiş diyorum! Onu suçlamıyorum, one ne olduğunu soruyorum anlayın şunu artık!" Changbin'in son bağırışlarıyla Hyunjin ve Jeongin ikilisi sustu. Bu yönden bakmamışlardı, tek duydukları Seungmin'i yargılamasıydı ama öyle değildi. "Şimdi doğru düzgün gidelim ve neden içtiğini soralım. Yargılamadan(!)" diye göz devirdi ve odadan çıktı Changbin.

"Bizim odadayız." diye Hyunjin'e doğru söylediklten sonra Felix de çıktı. İkisi de Felix'in odasına girdikten sonra Seungmin onlara baktı ve ellerini sakladı. Yaralarını görmelerini istemiyordu.

"Seungmin, konuşacağız tamam mı? Sorduğum soruya cevap vermek zorundasın." diyerek Seungmin'in yanına gidip oturdu. Bir elini Seungmin'in omzuna koyduktan sonra ona bakmasını sağladı. "Neden içmeye gittin? Sen kolay kolay eğlenmek için bile bara gitmezsin, ne oldu?" Seungmin'in korktuğu soru gelmişti.

"B-ben..." diye kekelediğinde Changbin onun omzunu bıraktı.

"Hemen cevap verme. Bekliyoruz, tamam mı?" diye sabırla konuştuğunda bu sabrın Changbin'den geldiğine şaşırmıştı Seungmin.

Deadly Difficulty 2/MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin