×4×

140 14 67
                                    

  Hızlı bir şekilde hazırlanıp evden çıktım. Taehyunguma zarar veren öküzlerin işini halletmeliydim. Çocuklar çoktan okula gitmiştir. Bende geç kalmamak için hızlı adımlarla yürüdüm.

"Hadi çocuklarım yürüyün. Yola çıkmış olmalılar. Önlerine çıkalım."

"Tamam abisko, AMA DURUN JİMİNİMİ ÖPMEDİM!"

"Başlatma Jiminine! Yürü hadi, bişey anlamasınlar."

Dudaklarını büzüp konuştu, "Of tamam."

"Aptal bebek yürü artık."

Okula 5 dakikalık mesafede bir yerde bekliyorduk. Heh geldi kurbanlarımız. Dalga geçer gibi konuştum.

"Ooo hoşgeldiniz, bizde sizi bekliyorduk."

Sungmin atladı hemen, "Ne diyosun lan!?"

Ciddileştim bu sefer. "Taehyungu tanıyo musun?" Sakince sormaya çalıştım ama sinirden çatlamak üzereyim.

"Yoo nerden tanıyım o eziği?"

"Mal mısın sen oğlum!? Ne eziğinden bahsediyosun? Dün yaptıklarını ne çabuk unuttun lan!?"

Kahkaha atmasıyla daha da çıldırdım, "Haa onu mu diyorsun? Unutur muyum yaa o güzelliği? Güzel çocuk ama ezik. Dünde canım sıkılıyodu gözüme çarptı, bende döktüm işte kafasından aşağı. Onu o yemeklerle beraber yemek istedim ama biliyosun ezi-"

Kahkaha atmaya devam ederek anlatmasıyla ve en son yine o kelimeyi söylemesiyle dayanamayıp geçirdim bi tane yüzüne. Sonra da devamı geldi zaten.

Jungkooka döndüğümde gelirkenki bebekliği gitmiş, yerine kaslı tavşan geçmişti. Önüne geleni yere seriyordu koçum.

Namjoonum zaten kas yığını... En son baktığımda ondan kaçıyorlardı. Sungmini dövmeyi bırakıp onları izlemek istedim bi ara, ama Taehyungum söz konusuydu, hepsinin kemiklerini kırmak istiyorum.

Hoseok ise Namu ve Jungo kadar güçlü olmasa da o da haşlıyordu hepsini. Aslanlarım be.

"T-tamam, tamam durun a-artık." Nefes nefese kalmış bir şekilde, zar zor konuştuğunda bu sefer ben kahkaha attım.

Ama sadece bununla kalmamalılardı.
"Durun durun, daha işiniz bitmedi. Şimdi de okula gidin, tüm okulu toplayın, Taehyungu çağırın. Sonra da ayaklarına kapanıp özür dileyin. Hadi bakalım yürü."

"Ne!? Böyle birşeyi asla yapmam!"

Yerde yatan bedenine vurdum bi kez daha, "O zaman sakat kalana kadar dövmeliyiz seni hm? Ne dersin?"

"Tamam, tamam Allah'ın belası tamam. Rahat bırakın bizi yeter."

"Heh şöyleee. Hadi defolup gidin şimdi. İzleyeceğiz sizi, bi yanlışınız olmasın."

Tam gideceklerken kolunu sıkıca tutup kulağına birşeyler fısıldadım. Bana yalvaran bakışlar atıyordu ama banane.

En son vazgeçmeyeceğimi anlayıp  kafasını salladı ve, sürüsünü de yerden toplayıp hızla uzaklaştı.

Jungkook merakla sordu, "Ne dedin ona hyung?"

"Sonra anlarsınız."

"Hadi kaçırmayalım bunu yürüyün." Hoseoku onayladık ve okula doğru gitmeye başladık.

×

Taehyungu göremiyordum. Normalde hep Yoongi ve Jiminle bahçede oturuyor olurdu. İkisi vardi, Taehyung yoktu... Nerdesin be aşk böceğim? Daha ayaklarına kapanacaklar.

Biraz daha etrafta gözlerimi gezdirdiğimde, minik bebeğim gözüme çarptı. Minnoş minnoş arkadaşlarının yanına yürüyordu.

Sonunda beklediğim an gelip çatmıştı. Sungmin ve sürüsü okulun önüne geçip, okulu toplamaya başladı.

"HEEEY MİLLET! ÇABUK BURAYA BAKIN! ÇOK ÖNEMLİ ŞEYLER SÖYLEYECEĞİZ!"

Aptal öğrenciler de hemen sazan gibi atladı, tabi dedikodu malzemesi çıktı. Dururlar mı? Neredeyse bütün okul toplandığında, konuşmaya devam etti.

"SAYIN KİM TAEHYUNG HAZRETLERİ, SİZİ BURAYA DAVET EDİYORUM! LÜTFEN GELİN."

Herkes şaşkınlıkla onları izliyordu. Daha da keyiflenip, Taehyungun gitmesini bekledim. Yüzünde şaşkınlık, merak ve kararsızlık vardı. Jimin birşeyler söyledi, ve sonra kalabalığın ortasına, Sungminlerin yanına geçti.

Beşi birden Taehyungun ayaklarına kapanıp özür dilemeye başladı.

"Özür dileriz Efendim! Bir daha size saygısızlık etmeyeceğiz, lütfen bizi bağışlayın. Yalvarıyoruz, lütfen yüce Kim Taehyung! Bizi affedin... Size muhtacız. Yaptıklarımızdan çok pişmanız. Bir daha size asla yaklaşmayacağız. Çok çok çok özür dileriz, merhametinize muhtacız, lütfen bizi bağışlayın..."

Kahkaha atmaktan karnıma ağrılar girmişti. Ama o kadar eğleniyordum ki...

Taehyunguma baktığımda şaşkınlıkla ayağının dibindeki hayvanlara bakıyordu. Ne yapacağını şaşırmış gibiydi.

"Siz... Ne diyorsunuz?"

"Sadece hatamızı anladık. Gerçekten çok pişmanız, özür dileriz. Affedin ne olur!"

"Tamam, tamam affettim. Yeter bu kadar, kalkın ayağa."

Ayağa kalkıp biraz daha özür dilemişler ve hızla uzaklaşmışlardı. Minik kuşum ise şaşkın şaşkın Jiminle Yoongiye bakıyordu.

Şuan o kadar çok mutluydum ki. Gidip ona kocaman sarılmak ve yanaklarından bir sürü öpmek istiyordum. Ama yapamam.

Kalabalık, zil çaldığı için şaşkınlığını bir tarafa atıp okula doluşmaya başladılar. Bende Taehyungun güzel yüzünü biraz daha izledim, maalesef uzaktan. İçeri girince, diğerlerine söyleyip bende girdim.

×××

Arkadas gruplarini ayni yapmisim diger ficle jdbekznxj neyse artik yapcak bisey yok. (Bunu 4. bolumde fark etmem...)


Sari Jimine her zaman oldum oluyorum olecegim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sari Jimine her zaman oldum oluyorum olecegim

Sari Jimine her zaman oldum oluyorum olecegim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yoongisim neden bu kadar guzel lan

UNFEASIBLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin