Destek olmak için yıldızlamayı unutmayın ⭐🪐
Yatağımda uzanmış boş tavana bakıyordum. Kardeşim demişti. Peki o poşettekiler neydi ? Kardeşini gördüğüm halini hatırladım. Sanırım masum bir şey olamazdı o poşettekiler.
Yattığım yerden doğrulup masamdaki günlüğümü aldım. En azından onu alabilmiştim. Günlüğümü veren kişiye kaydı aklım. Onunla yüz yüze gelmiştik resmen. Ama hâlâ adını bilmiyordum. Belki de bir daha asla görüşüp konuşmayacaktık. Sonuçta ikimizde alacaklarımızı almıştık. Günlüğümü masaya bırakıp yatağıma tektar uzandım. Maceralı geçen gün beni yormuştu. İstemsizce karanlıkta gözlerine baktığım o çocuğu düşündüm uykuya dalmadan önce...Sabahın ilk ışıklarıyla gözümü araladım. Babaanneme ilaçlarını verip kahvaltı hazırlamaya koyuldum. Odamdan yankılanan zil sesimle hızlıca telefonuma koştum.
"Hırsız" arıyor...
-Efendim ?
-Efendi olasın.
- Ne ?- Öyle dermiş eskiler
-Ha anladım.
-Beğenmedin mi çizimlerimi ?
-Ne çizimi?
- Günlüğünü daha açmamışsın.
- Bi' saniye...
Dedim masamdaki günlüğün sayfalarını açarken. Bu çizimler de neydi böyle? Daha doğrusu karalamalar...
*Görsel bana aittir*
- Adın Savaş mı ?
-Evet.
-Niye ben seni düşünüyorum ve kalp
var ?- Orda günlük yazarken artık beni düşüneceksin çünkü.
-El ele çizmişsin bir de...
- Başka pozisyonlarda çizebilirim istersen.
O bunu söyleyip hınzırca gülerken ben arka sayfayı çevirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
APARTMAN BOŞLUĞU
ChickLitApartman Boşluğuna sığınan bir kız, her şeyden habersiz yolu o sokağa sapan bir genç. Çıkarı için bulduğu bir avdı kız , Dediklerini yapmak zorunda kaldığı bir çocuktu karşısındaki. Kim bilir belki çıkarın ve teslimiyetin çıkmaz sokağının adı Aşk'tı...