Song: Maneskin~Torna a casa
İYİ OKUMALAR :)
Annemin zarif bedeninin mükemmel kesilmiş yeşil çimlere düşüşünü izledim. Duygusuz ve umursamaz hissetmeye başlayana kadar anneme sarıldım. Ardından düz patikada yürümeye başladım. Her adımımdan emin bir şekilde hızla yürüdüm.
Mavi pelerinim rüzgarın etkisiyle dalgalanıyordu. Yanaklarımdan tuzlu gözyaşları akıyordu. Sadece daha cesur olabilmek istiyordum. Tanrıya binlerce dua ediyordum titrek ellerimle, beni kutsaması için. İhtişamlı krallığın kapılarından geçerken kimse beni görmedi. Sanki görünmez olmuşum gibi tek bir kişi bile fark etmemişti.
Odama gidip kederle beklemeye başladım. Gece yarısı çanları panayırda söylediğimiz şarkılar gibi gelmişti kulaklarıma. Yatağımdan irkilerek kalktım ve uzunca koridorda yürümeye başladım. Karanlıkta sessizce yürüdüğüm için kimse beni fark etmiyordu. Çocukluğumdan beri bu koridorlarda yürüdüğüm için karanlıkta yolumu bulmakta zorlanmıyordum.
Haremin kapısı ipekler ve taşlarla süslenmiş adeta davetkar bir jest yapıyordu. İçeriye girince loş bir mum ışığı gözlerimi yaktı. Karanlığa alışmış gözlerime ışık için biraz zaman tanıyıp etrafa göz gezdirdim. Bir adet büyük yontma taş heykel dikkatimi çekti. Melek kanatları olan güzel bir kadın heykeliydi bu. Ancak bu heykelde beni ona çeken bir şeyler vardı.
Yaklaşınca heykelin bir an bana baktığını sandım. Üzerimden soğuk bir ürperti geçti. Kendimi yorgunluktan hayal gördüğüme ikna etmeye çalıştım. "Hayal görmüyorsun çirkin kız. Ben konuşabiliyorum ve seni görebiliyorum." Şaşkınlıkla heykele baktım.
Gerçekten az önce konuşmuş muydu? "Söyle bana neden buradasın, neden bu aptal yüzünle bana aval aval bakarak beni rahatsız ediyorsun?" Tam ağzımı açacaktım ki arkadaki perdeyi fark ettim. Elimle uzanıp tek hamleyle perdeyi açtım. Arkasından güzel giyinmiş iki hoş bayan çıktı. Beni görür görmez kahkahalarla gülmeye başladılar. Benim prenses olduğumun farkında değillerdi çünkü üzerime tanınmamak için bir pelerin ile şapka çekmiştim. İçerideki ışık loştu ve bir prensesin gecenin bu saatinde tek başına bu kılıkta haremde dolaşacağını kimse düşünmezdi.
Kızlardan daha uzun ve alımlı olanı öne çıktı. "Şu siyah pelerinini çıkar ve bize güzelliğini göster. Bu pelerini neden giydin tatlım çuval giymiş bir dilenci gibi gözükürsen burada iki gün bile kalmana izin vermezler." Onların bu davranışlarını bir kerelik görmezden geldim ve yeşil vazoyu görmeye çalıştım. Kızlar onları umursamadığımı fark edince somurtup homurdanarak uzaklaştılar. O sırada duvara asılmış tabloların arasında yeşil vazo çizilmiş bir tuval gördüm. Kendime doğru çekince yere bir kağıt düştü. Kağıdı korsemin içine sıkıştırıp hızla oradan ayrıldım.
Odama vardığımda kalbim yerinden çıkacak gibi çarpıyordu. Yatağıma oturup notu açtım. İçinde yazanlar şu şekildeydi. (Conan ile düğün yapmadan kağıt üzerinde bir nikah kıyacaksın. Tahta çıkman için bu şart biliyorsun.) Tahta geçecek yasal varisin evli olması gerekiyordu. Tabi ki bu evlilikler toprak birleştirmek için de güzel bir yoldu. Notu okumaya devam ettim.(Peder senin nişanını yapacak. Bunları kral bilmese daha iyi olur. Zaten yarın öğrendiği haber onu çok üzecek ve bir süre senin bir işler karıştırdığını anlayamayacak.)
Duraksadım ,annem ölse bile kral tahttan çekilene kadar tahta çıkamazdım. Kral yeni bir evlilik yapmaya mecbur kalırdı. Annemin tahta çıkmamı neden istediğini anlamıştım. Tahta yeni çıkması için kralın seçeceği kraliçe muhtemelen geleceği gördüğü rüyalarında gördüğü biriydi. O kişinin tahta çıkınca ülkeyi kötü yöneteceğini düşünüyordu. Annem vatansever bir kraliçeydi, bu yüzden ülkesine bir şey olmasına asla izin vermezdi. Önemli olan bunu kraldan neden gizlememi istediğiydi. Kral benim evlendiğimi öğrense ve benim tahtı istediğimi tahmin etse bile bir sorun vardı. Ben yinede kral yaşarken tahta geçemezdim çünkü yetki otomatik olarak krala geçiyordu. Başım ağrımaya başlamıştı. Notun son cümlesini de okudum. (Küçükken en sevdiğin çekmeceye bak, senin için bir sürpriz saklı ayrıca notu yakmayı unutma. Annen... )
Odadan çıktım ve yerini çok iyi bildiğim çiçek işlemeli çekmeceyi açtım. İçinde belgeler vardı. Odama geri döndüm ve belgeleri inceledim. Bu bir vasiyetnameydi.
Annemin vasiyeti şu şekildeydi: Sevgili yargıç , mahkeme üyeleri, kral ve prensesim. Yasal varisi olduğum tahtın benden sonraki varisi kızımdır. Eğer bana bir şey olur da ülkemi yönetemezsem benim yerime geçecek kişi prenses Valentina Alberta Elanor Wizard olacaktır. Bana ait olan maddi mal varlıklarımın yarısını ülkeme, kalan yarısını ise yarı yarıya sevgili eşim ve kızıma bırakıyorum:
Ertesi gün Conan ile konuşmalı, onula nikah kıymalı ve ulusal mahkemeyi toplamalıydım. Muhtemelen annemi bulmuşlardır fakat ayaklanma olmaması için sabaha kadar sessiz kalmayı seçmişlerdir. Artık uyumalıydım yarın epey zor olacaktı. Göz kapaklarıma direnmeyi bıraktım ve uykuya daldım biraz daha güçlü ve farklı hissederek...
Bugünlük bu kadar <3
Destekleriniz benim için çok değerli.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kraliyet Oyunları
FantasyGüçlü ve iyi yönetilmiş olan Mersion krallığının kraliçesinin ölümünün ardından taht prenses Valentina'ya kalır. Ancak tahtta gözü olan bir çok düşman kraliçenin ölümünü fırsat bilir ve tahta geçmek için Valentina'ya karşı olurlar. Bu hikayede masum...