Bar

48 4 0
                                    

Evden çıkıp taksiye bindik. Çok heyecanlıydım. 18 değildim ve bara gidiyorduk. Ceren eylül ben ise ekim doğumluyum. " Biz nasıl giricez ? kimlik kontrolü yapmıyolar mı? " dedi Ceren. Neyse ki bu sorunu Dilan'la yoldayken halletmiştik.Kuzenimi  aramış ve yardım istemiştik. Kuzenim organizasyon şirketinde çalışıyordu. Bu yüzden gideceğimiz mekan onların tanıdığı olduğu için hiç bir sorun yaratmayacaklardı. Sonunda mekana geldiğimizde taksi parasını ödeyip indik arabadan. Bara giriş yapan bir çok insan vardı. Nasıl bir yer olduğu hakkında bir fikrim yoktu ama kalabalığa bakılırsa bilindik ve güzel bir mekandı. Kuzenimin ismini verip içeri girdik. Kapıdaki adam gayet hoş birisiydi. İri dövmeli kolları , hafif kirli sakalları ve renkli gözleri vardı. " Dışarıdaki adam böyleyse içerisini düşünemiyorum bile " dedi Dilan kahkaha atarak . Üçümüzde gülerek merdiveni indik ve sonunda büyük bir kalabalık karşıladı bize. Soluk renkli ışıklandırmalar vardı. Ve heyecanlı bir müzik... Dans eden kızlar , öpüşen çiftler vardı. Biraz ilerledik. Daha sakin bir yerde oturmak istiyordum. En azından yanımızda birbirini yiyecek gibi sevişen insanların olmadığı bir yere. "Bar tezgahına oturalım , çok tatlı bir çocuk var " diyerek insanları yararak önümüzden hızlıca ilerledi Ceren. Bir tabureye oturdu ve barmenle bir şeyler konuşmaya başladı. Bizde onu takip ederek yanına gittik. " Ceren şu Ahmet değil mi? " dedi Dilan. Bunun üzerine Ceren korkuyla Dilan'ın gösterdiği yere baktı ve bizde bunu üzerine büyük bir kahkaha patlattık. Ceren ve Ahmet'in işler karışıktı. Defalarca ayrılmış ve barışmışlardı. Bu yüzden biraz rahat bi ilişkileri vardı. Hem ne yani Ahmet daha kötülerini yapıyordur diye içimden geçirmeden edemedim. Barmen karşımıza gelip ne istediğimizi sordu. Bu konuda berbattım. İçki fazla içmezdim , içsem de belki bir kadehte giderdim. Ceren ve Dilan kendi aralarında konuşurken bende etrafı izliyordum. Yeni dj in anonsu verildi ve etraf birden yanan sönen beyaz ve kırmızı ışıklarla doldu. Baslı ve son derece sesli müzik yüzünden bizim kızları zor duyuyordum. Dilan'a hafif bir şey söylemesini söyledim ve eve kendimiz döneceğimizi hatırlattım.Tabi Dilan'ın hafif anlayışı bile bana ağır olabilirdi. Yakışıklı barmene absent adında bir içki söyledi. Barmen gülerek " Emin misiniz kızlar yeşil peri sizi nasıl karşılar bilemem " dedi. Ben yeşil peri mi dedi sorarken Dilan çok güzel karşılar diyerek barmeni onayladı. Yaka kartında Ege yazan barmen bizden ayrılarak bardaklara yöneldi.Ceren daha içmeden oturduğu yerde oynamaya başlamıştı. Barmen önümüze üç tane dibi kalın camlı köşeli bardaktan koydu. Yanıp sönen ışıklar yüzünden zor gördüğüm yeşil renkli sıvıyı bardakların yarısına kadar doldurdu. Yeşil peri derken renginden bahsediyordu sanırım. Daha sonra bardakların üzerine teker teker kaşık koyup kaşığın üzerine de küp şeker koydu ve onları ateşe verdi. Mekandaki karanlık ortam edeniyle yanan küp şekerleri gayet hoş duruyordu. Yavaş yavaş kendimi müziğe kaptırıp oturduğum taburede oynamaya başladım.Şeker krema kıvamına elince bardaklara döktü ve içine az su katarak karıştırdı. "Sıcak biraz bekleyin soğusun " dedi Ege. Ceren omuz silkerek bardağı eline aldı ve bırakması bir oldu. Dilan ona sadece göz devirmekle yetindi bense bu hallerine güldüm. " Hadi soğumuş shot yapıyoruz " dedi Dilan bir süre sonra. " Ya bakın ağır bir içkiyse shot yapmayalım " dedim. Yeni şeyler denemeyi severdim. Ama üç kızız ve yanımızda sarhoş olursak bize göz kulak olacak birisi yoktu. Hele ki bana elalemin bebesini öptürmek gibi bir amaçları varken sarhoş olmak iyi bir fikir değildi ki olacağıma emindim. "Eda yapma bir daha ne zaman gelcez hem doğum günüm." Cerende ısrar edince kabul ettim. Dilan 3 deyince kafamıza diktik. Ve gerçekten gırtlaktan aşağıya yanan kömür yemiş gibi yandı. Midemde olan yanma hissinden dolayı dışarıya kocaman bir hoh yaptım. Birden içimi bir sıcaklık kapladı. Daha önce rakı içmiştim buda rakıya benziyordu ama rakı gibi değildi. Ceren en uçta oturuyordu. Kendisine bir kaç tabure uzakta oturan siyah deri ceketli yakışıklı çocukla bakışıyorlardı. Onlarda 3 kişi ve çok yakışıklılardı. Dilan dirseğiyle dürterek çocukları paylaştırıyordu. Ben midem yandığı için onlarla ilgilenemiyordum. " Bırakın şimdi onları midem çok kötü " dedim . Gerçekten içimde bir şeyler akıyor gibi hissediyordum. " Biz dans edeceğiz " deyip kıvırta kıvırta mekanın ortasına gittiler.Ben mal mal etrafa bakarken kolumda bir el hissettim. Ege karşıma gelmiş ve iyi olup olmadığımı soruyordu. " Burası çok sıcak " dedim ellerimi yelpaze olarak kullanırken. " Yeşil peri içersen öyle olur . Bekle midene iyi gelecek bir şey biliyorum " dedi ve boy boy sıralı içkilerin yanına gitti. Bizim kızları görmek için arakamı döndüm. Gayet uyumlu bir şekilde dans ediyorlardı. Önüme dönerken yandaki çocuklar gözüme takıldı.İkisi bar tezgahına sırtını dayamış dans eden insanları izliyorlardı. Diğeri ise düz oturmuş bardağına bakıyor elinde çeviriyordu. Üçü de birbirinden yakışıklı ve coollardı. Önüme koyulan bardakla onlardan gözlerimi aldım ve önüme döndüm. " İç " dedi Ege. " Her önüme geleni içseydim ohoo bu ne? " dedim. İçimde oluşan bir rahatlık vardı. İçimden o piste çıkıp deliler gibi dans edesim geliyordu. Ama bu düşününce çok saçma geliyordu. Adeta aklım yerinde ama bedenim içten içe fethediliyordu. " Jagermeister bu. Mideyi rahatlatır. " dedi. " İçki mi mideyi rahatlatacak , midemi ? " Onaylar şekilde başını salladı. Bardağı elime aldım ve koyu kahverengi renkli içecekten ufak bir yudum aldım.Tiksinerek geri bıraktım. " Hayır hayır fondip yapmalısın " dedi bağırarak. Bardağı tekrar elime alıp hepsini içtim." Tadı çok tuhaf bu ne ya " dedim tiksinmiş bir şekilde.Piç bir şekilde sırıtarak " Öyle çünkü geyik kanından yapılıyor " dedi. Midemi ağzımda hissettim adeta kusacakken " Hey yavaş yol sadece şaka yaptım " dedi. Gülerek yanımdan uzaklaştı. O sırada kızlar geldi terlerini siliyorlardı. " Eda kalkda oyna artık " dedi Dilan. Hala eğlence havasında oldukları belliydi. " Ama önce bi tekila içmeliyiz " dedi Ceren ve bunun üzerine Dilan evet diyerek bağırdı. " Daha fazla içmek istemiyorum " dedim. Zaten şu Ege denen mal bana tuhaf bir şey içirmişti. Hayır asıl mallık bendeydi. Ne diye içmiştim ki ve neden bu şimdi aklıma geliyordu. Ege önümüze yanında limon olan bardakla , tuz koydu. Kızlar önce tuzu yaladı shot atıp limonu sıktılar ağızlarına. Bende onlara bakarak aynısını yaptım. Ve evet şimdi kusacaktım sanırım. Kızlar tekrar gülerek dans etmeye gittiler. İyice bozuldu midem. Etrafı izlerken Berke' yi gördüm. Ne işi vardı bunun? Yine hangi kıza yavşıyordu acaba? Tabureden indim.Ani inişim yüzünden biraz yalpalandım ama tekrar düzeldim. İnsanlar bana çarptıkça yere düşüyor gibi oluyordum. Berke' yi gördüğüm köşeye vardığımda ne Berke vardı ne de ona benzeyen birisi. Yer adeta sallanıyordu. Midem ayaklanıyordu ama tutuyordum. Kusmak kadar iğrenç bir şey yok. Tekrar oturduğum yere gitmek içi hareketlendim. Ama her yer birbirine benziyordu. Nereden gelmiştim ben? Bir an önce bulsam iyi olurdu yoksa kızlar beni merak ederlerdi. Tezgahın oraya gitmekten vazgeçip dans ettikleri yere gitmeye karar verdim. Büyük ve kalabalık piste yürümeye başladım. Birisinin bana çarpmasıyla kendimi yerde bulmam bir oldu. Ezilme korkusuyla hemen ayağa kalktım ama başım döndü ve tekrar yere düştüm. Yanımdaki oğlan düştüğümü fark etmiş olacak ki kolumdan tutarak beni kaldırdı. Kulağıma yaklaşıp " İyi misin? " dedi. Başımla onayladım onu . Bana biraz daha yaklaştı. " Bu kadar içecek ne vardı " dedi ve beni çekerek kendisine yasladı, sürtünmeye başladı. " Uzak dur benden." Onu ittim ve kollarından kurtuldum.Piste vardığımda gözlerim tüm kızları aradı. Mavi elbiseli sarışın bir kız gördüğümde Ceren olup olmadığını anlamak için ona biraz daha yaklaştım. Oydu biraz ilersinde de pudra rengi elbisesiyle Dilan vardı.Dilan bir erkekle dans ediyor Ceren ise gülerek birisiyle sohbet ediyordu. Zar zor kendimi Dilan'ın yanına attım. Kolundan tutarak Ceren'in olduğu masaya götürdüm. İyi durumdalardı , sarhoş değillerdi ama eğleniyorlardı. " Gitmemiz gerek " . Sonunda önceki oturduğum tabureye görünce oraya doğru yürümeye başladım. Çantamı aldım. " Ya hayır ya daha çok erken hem senin şu öpme olayın vardı. " dedi Dilan. " Öpme olayım falan yok işler boka sarıyor hem sanırım kusucağım ." dedim . " Tamam bak öp ondan sonra gidicez cidden." dedi Ceren ama bence gitmeyeceklerdi. İçimden kalmak geliyordu ama düşününce burda olmamız saçma geliyordu. Tabi ki bedenim aklımı ele geçirince " Tamam ama sonra gidicez " dedim ve tabureye tezgaha sırtım dönecek şekilde oturdum. " Kimi öpücem bulun hadi öpeyim " dedim etraftaki erkekleri incelerken. Bu sırada bizim yan taburede oturan erkeklerden ikisi kalkıp yürümeye başladılar. Hafif sarışın bardağıyla uğraşan çocuk tek kaldı. İçimden gelen gülme hissiyle gülerek " Tamam buldum sadece izleyin" diyerek zıplayarak tabureden indim . Dengem bozuldu yere düştüm.Buna üçümüzde güldük. Güleceğim diye yerden kalkamadım ve buna daha çok güldüm. İçim öyle rahattı ki dünyanın en mutlu insanı benmişim gibi hissediyordum . Kızların yardımıyla yerden kalktım. Ben üstümü başımı düzeltirken kendilerine ikişer tekila söylediler. Kızların yanında geçerek o çocuğun yanına yürümeye başladım. Zaten bir kaç tabure uzakta oturuyordu. Tam yanına varacakken içkisini de alıp yerinden kalktı ve yan taraftaki uzun yuvarlak koltuğa geçti. Bende peşinden gittim. Koltuğa oturup ayağını diğer dizinin üstüne attı ve içkisini yudumladı. Yanına gelmek üzereyken yine Berke'yi gördüm ve karşıdan gelen birisinin bana çarpmasıyla tam da oturduğu koltuğun dibine düştüm. Bu kadar kısa etekle kaçıncı düşüşüm onu bile hatırlamıyorum ama çok komik göründüğüme emindim. Düştüğüm yerden o çocuğa baktım bana bakıyordu. Ayağa kalktım arkamı dönüp beni izleyen Cerenle Dilan'a baktım. Bana gülmekten ayakta zor duruyorlardı. Onları öyle görünce tekrar güldüm. Ve sonunda oturduğu siyah koltuğa oturabildim. Elindeki içkiyi bırakıp başındaki siyahlı turkuazlı kepi çıkartıp masaya koyduktan sonra bana döndü. O kadar tatlıydı ki gülme tuttu yine beni. " Heyoo ben geldim " dedim ellerimi havaya kaldırdım sonra onun boynuna koydum. Sarılır pozisyondaydık. Ama o hiç istifini bozmadan hala düz oturuyor ben ise ona dönük oturuyordum. " Seni öpmem gerekiyor ama sevdiğim çocuk biraz ileride " dedim dudaklarımı aşağıya sarkıtarak. " Gidip onu öp o zaman " dedi asabi bir şekilde ve kollarımı tutarak boynundan indirdi. " Ama olmaz ki iddiaya girdik şurada ki kızlarla " dedim benim kızları göstererek. Başını hafifçe uzatıp onlara baktı. Onlar ise gülerek el salladı. " Öp ve git " dedi kısa ve net bir şekilde. Küçük bir çocuk edasıyla Tamam dedim. Ve tekrar kollarımı boynuna uzattım. Başımı hafifçe ona yaklaştırdım. Aramızda çok az bir mesafe kaldı. Yeşil gözleri o kadar güzel , erkeksi parfümü o kadar etkileyiciydi ki. Gözüm arkaya kaydı ve bu sefer babamı gördüm. " Baba " diye fısıldayarak geri çekildim. Ne zaman dönmüşlerdi ve buraya nasıl geldiler? Bir hışımla geri çekildim. Gözüm tekrar babamı aradı ama göremedim. " Noluyo " dedi adını bile bilmeden öpmeye kalktığım çocuk. " Babam burdaydı ama şimdi göremiyorum." dedim etrafa bakarken. Birden ayağa kalktı kulağıma eğilerek " Öpme işini unut. Ben kimseye Oktar Güvenç sarhoş bir kızdan yararlanıp orda burda öpüyo dedittirmem kızım. Sizin şu iddia işi umrumda değil " dedi sinirli bir şekilde.Ayağı kalktım,ceketini şapkası falan masadan alırken kolundan tutup kendime çevirdim ve dudağına yapıştım. Hiç bir karşılık vermedi ama çok yumuşak dudakları vardı. Başımı geri çekip arada az bir mesafe bıraktım. Bu sırada yanımıza adının Oktar olduğunu öğrendiğim çocuğun önceden yanından ayrılan o iki çocuk geldi. Yüzlerindeki şaşkın ifade hissedilebilir bir çokluktaydı. Ben onlara bakıyordum ama Oktar'ın bakışlarını üzerimde hissediyordum ve aramızda hala az bir mesafe vardı. Ceren ve Dilan'da yanımıza geldi. Biz birden gülünce yeni gelen çocuklar ne olduğunu anlamamış şekilde Oktar'a bakıyorlardı. Oktar ise masadaki içkisini eline alıp fondip yaptı. " Noluyo la burda " dedi oldukça sert görünen, uzun boylu ve diğer deri ceketli olan çocuk.

SiyahımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin