'42'

4.2K 434 208
                                    

*Küçük bur uyarıda bulunmak istiyorum. Bölümde taciz ve şiddet gibi hassas içerikler var. Kimsenin travmasını tetiklemek ve kimseyi kötü hissettirmek istemiyorum. Oldukça yüzeysel tutmaya çalıştım ama yine de kime nasıl bir etkisi olur bilemiyorum. İsteyene bölümü özetlerim tamam mı? Mesaj atmanız yeterli. Öptüm kocaman<3*

Arkadaşımın doğum gününü bir mekânda kutlamış ve onların ısrarları üzerine eskiden çalıştığım yere gelmiştim. Bu gece gariptir ki mekân kapalıydı ve arkadaşlarım hâlâ mevcut çalışanlar oldukları için içeriye kolayca girmişlerdi. Küçük bir kaçamaktı yalnızca ve çok ısrar etmişlerdi. Taehyung'a söz verdiğim gibi hemen kalkıp, gidememiştim. Onlarla uzun zamandır bir araya gelemiyordum ve bir araya gelmişken hemen gitmek istemiyordum.

Taehyung tüm gece boyunca arayıp durmuştu. Eve gitmem için olan ısrarını anlamıyordum. Bir saat geç veya erken eve gitmem neden önemliydi ki? Yoktu ve yalnız kalmaktansa arkadaşlarımla olmak istemiştim ama ondan bir anlayış görmediğim için tartışmıştık ve telefonu üstüne kapatmıştım. Çalıştığım eski mekâna geldiğimi de bilmiyordu, belki de bilse daha ağır bir tartışma içine girerdik. Tüm gece bunları düşünmüş ve kendimi direkt bir kulise atıp, onu aramıştım ama telefonu kapalıydı.

"Özür dilerim kafam karışık biraz. Ne yaptığımı ben de bilmiyorum. Sen üstüme çok gelince ve arkadaşlarım bizim hakkımızda bazı can sıkıcı yorumlar yapınca ister istemez sana patladım. Şimdi geçeceğim eve. Telefonu açmış ol lütfen. Arayacağım seni" bıraktığım sesli mesajı sonlandırıp, bıkkın bir nefes daha vermiştim.Önümdeki kulis aynasına bir bakış atmış ve bir süre kendime bakmıştım. Ardından sandalyeyi çekip, oturmuş ve yüzümü ellerimle sıvazlayıp o şekilde durmuştum Telefonu kapalıydı. Büyük ihtimalle öfkelenmiş ve bir yere fırlatmıştı.

"Pek eğlenmiyor gibisin?" tanıdık sesi duymamla hemen arkamı dönmüştüm. Taehyung'un kuzeni samimiyetsiz bir sırıtışla karşımda duruyordu. Yüzümdeki ifadeyi tahmin etmek zor değildi. Tamamıyla şaşkındım. Arkadaşlarımla yaptığım küçük bir kaçamağın sonunda onu karşımda görmek beni oldukça şaşırtmıştı.

"Senin ne işin var burada?"

"Beni özlemişsindir diye düşündüm" söyledikleri alayla gülmeme sebep olmuştu. Beklemedim. Yanından geçip gitmek için hareketlendim ama anında önüme geçip, beni engellemişti.

"Hadi ama bu gece için çok hazırlandım" yüzüme düşen birkaç tutama parmaklarıyla dokunduğunda kendimi geri çekmiştim.

"Dokunma bana!" yeniden gitmek için bir hamle yaptığımda açılan kapı ile durmuştum. Bu gece beni buraya getiren arkadaş grubumdan biri içeriye girmiş ve "Biz üstümüze düşeni yaptık. Hakkımızı alıp, gidelim" demişti. Sejoo'nun ceketinin cebinden çıkardığı para dolu zarfı aldığında ise kapıyı kapatıp, gitmişti. 

Anında anlamıştım olan biteni. O kadar ısrarcı olmalarının sebebini, Venice gidelim diye tutturmalarını ve daha onlarca şeyi anlamıştım. Tuzağa düşmüştüm. Bunu , karşımda duran ve şaşkın ifademi izleyen adamla beni başbaşa bırakmak için planlamışlardı.

Yine de durmadım. Az önce kapanan kapıya doğru hızlı bir hamle yapmış ve beni kolumdan tutmaya çalışan Sejoo'yu itmiştim. Kapıyı açtığımda karşımda bir koruma duruyordu. Onu itip geçmeye çalışmış ve bunun için mücadele vermiştim ama o irilikte birkaç adam daha gelmiş ve beni tuttukları gibi kulisten içeri atmışlardı. Yeniden kapıya doğru koşmuş bu sefer de Sejoo'nun saçlarımdan tutmasıyla durmuştum.

"Nereye böyle? Daha gece çok uzun"

"Bırak beni!" tutuşundan kurtulup, yüzüne sert bir yumruk geçirmiştim ama yeniden ensemdeki saçlara parmaklarını dolamış ve geriye çekip, yüzüme eğilmişti.

Venice B!tch | taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin