Emre: Tu me manques.
Emre: Sen ben de eksiksin.
Emre: Ben bu eksikliği dolduramam Esma.
Emre: Senden başka kimse dolduramaz.
Çevrimiçi oldu, mesajlarımı okuduktan sonra geri çıktı.
Derin bir nefes verdim, gözlerimi odasının penceresine çevirdim. Bir süre sonra ışığı yandı pencere açıldı ve Esma çıktı.
Esma, ellerini pervaza yaslayıp kafasını gökyüzüne doğru kaldırdı.
Bahçeye gizlice girmiş büyük olan ağacın arkasından onu izliyordum.
Bu ağaç bizim ağacımızdı. Genelde deplasman dönüşlerinde gecede olsa mutlaka Esma'yı görmeye gelirdim.
İlk önce onu görür, sarılır, hasret giderir sonra eve giderdim.
Gözümün önüne gelen anıyla yutkundum.
Ne güzeldik...
Saat gece ikiye gelirken yavaşça açtığım demir kapıdan içeriye girdim. Yavaş adımlarla Esma'nın odasının penceresine doğru ilerledim.
Yanından geçtiğim ağaca yaslandığımda Esma'nın odasının ışıkları kapalıydı.
Uyumuş muydu?
Oysa az önce konuşmuştuk.
Büyük ağacın oraya ilerlediğim de duyduğum hışırtıyla kaşlarım çatıldı.
Oraya dikkat kesildiğimde bir çift yeşil gözle göz göze geldim.
Rahat bir nefes verip gülümsedim, Esma sıcacık gülüp hızla yanıma gelip boynuma kollarını doladı.
"Nihayet geldin!" hafif sitemli sesiyle kollarımı beline dolayıp saçlarından derin bir nefes aldım.
"Bir tanem benim, sen beni mi bekledin?" kafasını salladığında saçlarına bir öpücük kondurdum.
Biraz geri çekilip yanağına dudaklarımı bastırdığımda kaşlarımı çattım. Teni buz gibiydi.
Üzerini süzdüğümde ise kaşlarım daha da çatıldı üzerinde ince bir badi ve tayt vardı.
"Esma!" dediğimde kaşlarını çattı "Esma'm diceksin, Esma ne be?" derin bir nefes vererek burnumdan güldüm, "Beni yumuşatmaya çalışma güzelim. Yanakların buz gibi olmuş, üstün incecik. Hava esiyor ve senin bünyen hassas."
Yaramaz bir ifadeyle gülümsedi, kollarını boynuma biraz daha sardı "Bir şey olmaz hasta olursam, sen varsın bakarsın bana." dediğinde ona sen iflah olmazsın bakışı attım.
Esma dudaklarını birbirine bastırdı, "Bakmaz mısın yoksa?" dediğinde "Böyle inatçılık yaparsan bakmam." dediğimde bana hayal kırıklığı ile bakıp kollarını çekti, yanımdan geçmek için hareketlendiğinde kaşlarım çatıldı.
Kolundan tutup durdurdum. "Hop hop! nereye?" bana bakmayı reddetti "Ravza yukarıda bekliyor, hem o ben hasta olursam bana bakar senin gibi reddetmez beni." dedi tripli bir şekilde.
Gülüp kollarımı ona dolayıp sarıldım. "Sen bugün biraz huysuzsun sanki?" dediğimde yutkundu, "Yo, değilim." alnımı alnına yasladım, "Öylesin öylesin." bakışlarını kaçırdı.
Saçlarını okşayarak geriye doğru bıraktım, "Ben hastalıkta da, sağlıkta da hep seninleyim bebeğim, benden iyi kimse sana bakamaz." dediğimde gözleri doldu.
Kaşlarım çatılırken, alnını alnımdan çekip kollarını bana doladı. Sırtını okşarken saçlarını öptüm, "İyi misin yavrum sen?" kollarını sıkılaştırdı "Sen yanımdayken ben nasıl kötü olurum Emre'm?"
Bu sefer yaramazca sırıtan ben oldum, "Öyleyse hep yanında tutmalısın beni." güldü, "Tutarım."
Tutmadı.
Esma, kafasını aşağı doğru indirip olduğum tarafa baktı. Göz göze geldiğimizde kaşları şaşkınlıkla yukarıya doğru kalktı.
Ben ona özlemle bakarken, o bana ifadesizce bakıyordu.
Derince yutkundum, gözlerim özlemle sızlarken o bana son bir bakış atıp içeriye girdi camı ve perdeyi kapattı.
Hiç yokmuşum gibi davrandı.
*******
Ertesi gün yine soluğu Esma'nın evinin önünde aldım.
Emre: Bugün müsaitsen görüşebilir miyiz?
Esma: Neden?
Emre: Konuşacaklarımız var, lütfen itiraz etme.
Esma yazıyor...
Esma çevrimiçi...
Emre: Lütfen Esma, lütfen güzelim.
Esma: Ravza ile buluşacağım bugün. Müsait değilim.
Kaşlarım çatılırken, Esma çevrimdışı oldu. Ardından evinin kapısı açıldığında bakışlarım oraya döndü.
Esma, arabasına binip ilerlemeye başladığında yutkundum.
Sokağı dönmek üzereyken hemen arabayı çalışıp peşine takıldım.
Ravza ile buluşacağım demişti fakat bugün Ravza, Alioskiyleydi.
Alioski öyle demişti.
Belki önce Esma'yla görüşeceklerdir.
Diyen iç sesim merakımı söndürmedi, Esma'yı takip etmeye devam ettim.
Uzun bir yolculuğun ardından bir sokağa girdiğinde durdum uzaktan onu izlemeyi sürdürdüm.
Arabayı park edip, aşağıya indi bir apartmanın önüne gelip apartmanı süzdü.
Tam içeriye girecekken apartmandan bir erkek çıktı. Esma, uzaktan seçtiğim kadarıyla şaşırıp konuşmaya başladı. Ardından el sıkıştılar, Esma'yı içeriye doğru davet ettiğinde Esma gülümseyip içeriye girdi.
Boğazıma oturan yumruyla kala kaldım.
Esma, bana yalan söylemişti.
💜
Nasıl buldunuz
27.05.2023
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tu me manques | Emre Mor✓
FanfictionFransızca'da tam olarak "seni özledim" diyemezsin. "Tu me manques" dersin ki bu "sen ben de eksiksin." demektir yani özlemek eksilmektir. 25.05.2023