2 hafta sonra...
Emre: Güzelliğim, nasılsın?
Esma: İyiyim bir tanem, sen?
Emre: Sen iyisen ben de iyiyim.
Esma: Yaa Emre...
Emre: Ne yapıyorsun?
Emre: Özledim seni.
Esma: Ben de seni sevgilim.
Esma: Kitap okuyordum sen?
Esma: Yalan söylediğim için kızma bana lütfen./
Emre: Antrenmandan çıktım şimdi.
Emre: Görüşelim mi?
Esma: Biraz işlerim var sevgilim sonra görüşsek?
Emre: Olur bir tanem.
Emre: Yorma kendini çok.
Esma: Merak etme.
Esma yazıyor...
Esma çevrimiçi...
Esma: Seni seviyorum unutma.
Emre: Ben de seni seviyorum güzelim.
Esma: 💜
///////
Çalan telefonumla elimdeki dergiyi yerine bırakıp telefonumu elime aldım. Arayanın Esma olmasını istesem de arayan Ravza'ydı.
"Efendim Ravza?"
"Selam Emre, müsait misin?"
"Evet, ne oldu?"
"Esma'ya ulaşamıyoruz." kaşlarım çatılırken yerimde doğruldum "Ne demek ulaşamıyoruz? Evde olması gerekiyor."
"Değil, Emre değil."
"Tamam ben kitap okuması için gittiği yeri biliyorum sanırım oraya bakacağım." diyerek telefonu kapattığım gibi koşar adımlarla kapıya doğru ilerledim ve arabanın anahtarını alıp kendimi dışarıya attım.
"Umarım tahmin ettiğim yerdesindir sevgilim." arabaya binip ağaç evin olduğu yere doğru sürmeye başladım.
Bir süre sonra geldiğim ağaç evle durdum, küçük lambasını yanık gördüğümde içimde bir umut oluştu.
Buradaydı.
Hızla arabadan inip ağaç eve çıktım, "Esma?" diye seslendim fakat hiçbir ses yoktu, hiç kimse yoktu.
Esma yoktu.
Yerde bir kitap gördüğümde eğilip aldım, Stefan Zweig'in Satranç kitabıydı. Arasında bir kağıt olduğunu gördüğümde gülümsedim, Esma anlaşılan bana sürpriz yapacaktı.
Mektup tarzında kağıdı aldığımda olan sayfada altı çizili bir cümle gördüm. Bastırıla bastırıla çizilmişti.
"Savaşacağım tek şey içimdeki diğer bendi..."
Kaşlarım çatılırken kağıdı açıp okumaya başladım. Bu bir mektuptu, Esma'dan bana yazılmış bir mektup.
"Emre'm,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tu me manques | Emre Mor✓
FanfictionFransızca'da tam olarak "seni özledim" diyemezsin. "Tu me manques" dersin ki bu "sen ben de eksiksin." demektir yani özlemek eksilmektir. 25.05.2023