★ / özgür sevgi

34 8 0
                                    


28052023

"İşim bitti."

Jaemin kafasını kurcaladığı kitaptan kaldırırken Jeno emin olmayan adımları eşliğinde karşısına oturmuştu. Dalgın olan, işi bitene kadar beklemişti onu. Kendisi ise söz verdiği gibi özgür bırakmıştı sıkışıp kalan ruhunu.

"Çok çalışıyorsun."

Fısıltı gibi yorgunca çıkan cümlesiyle gülümsemişti Jeno. Farkında bile olmuyordu zaman zaman.

"Bunu nereden biliyorsun?"

"İki işte birden çalışıyorsun. O mağza ve burası."

"Zor değil."

Jaemin bundan emin değildi. Cevap vereninde emin olduğunu düşünmüyordu. Çalışmak hep yorucu olmuştu. Sırtını ardındaki duvara yaslarken gözlerini kapamış ve kollarını göğsünde birleştirmişti.

"Geldiğimizden beri dinlenmedin bile. Bayılırsan kılımı kıpırdatmam."

Jeno karşısındaki bedenin cümlesiyle kafasını kaldırmış ve Jaemin bakmasa bile yüzüne bakmaya başlamıştı. İstemsizce gülmüştü duyduklarına.

"Çok kibarsın."

Siyahlara bürünmüş gencin saç tutamları örtmüştü gözlerini. Hafifçe gülmüştü oda. Güzel görünüyordu. Beyaz teni parlıyordu siyahlara bürünmüş kıyafetleri içerisinde. Kendisininde en az Jeno kadar yorgun olduğu her halinden belliydi.

"Mağzadaki bayrağı parçalayan şu çocuk... Bunu neden yaptı?"

Konuyu değiştirmişti. çünkü dinlenmek istediği pek söylenemezdi. Yalnız kaldığında kafayı yiyecekmiş gibi oluyor, tanıyamıyordu kendisini. Düşüncelerin içinde kaybolmaktansa yalnızca meşgul ediyordu zihnini.

"Çoktan tanını koymamış mıydın? Nefret ediyor tabi ki..."

Jeno ilk defa gülmesine mani olamıyordu karşısında oldukça ciddi görünse bile Jaemin. Çok gülen bir tip değilken üstelik, gülerek bölmüştü onu.

"Ben ciddiyim."

Gülmesini beklemeden yarım kalan alaylı cümlesiyle afallamıştı Jaemin. Jeno hiç şüphesiz kısılan gözleri ve kıvrılan dudaklarıyla mükemmel görünüyordu. Kapadığı gözlerini aralamasıyla karşısındakinin gözlerinden alamamıştı bakışlarını.

Fazla sorgulamadan değişen konuya ayak uydurmuştu. O gün açıklayamayacak kadar acelesi vardı ve durum oldukça yanlış anlaşılmıştı. Zararı karşılamak için Jeno'nun telefon numarasının istemesine karşılık yalnızca gitmesi istenmişti.

"Sevdiğin kitabın bir topluluk tarafından sahiplendiğini düşün."

"Söz konusu sevgi. Benzetme yapılamayacak kadar derin."

Söz konusu sevginin benzetme yapılamayacak kadar derin olduğunu oda biliyordu. Fakat yaptığı benzetme sevginin kısıtlanan özgürlüğü içindi. Bitirmek istercesine devam etmişti.

"Okumak istersen o topluluktan biri olarak görüleceksin okumak istemezsende o topluluğu dışladığını düşünecekler. Ama yapmak istediğin tek şey sevdiğin kitabı okumak. Hiçbir şey düşünmeden. Bir topluluğun parçası olmak istemeyecek kadar özgür hissederken hemde."

"Gökkuşağını sevdiği için mi öfkeli bu kadar?"

"Daha küçükken kaybettiği annesinden kalan tek hatırası gökkuşağıymış."

Kaybetme duygusu yeterince can yakarken hayatındaki en değerli varlığın erkenden ayrılmasının empatisi dahi yapılamazdı. Küçük bir çocuğun her şeyden daha çok ihtiyacı olurdu hayatlarındaki ilk kahramanlarına.

"Gökküşağını çok severmiş annesi. Öldükten sonra oğluna kalan bir gökkuşağı rozeti varmış. Fakat durum çok yanlış yerlere kaymış. Annesinden gökyüzündeki özgürlüğü miras alan çocuk, yeryüzünde kısıtlanmış ve yargılanmış."

Jeno'nun onu anlayabildiğini düşünüyordu. Bu durum onu üzüyordu.

"Tuhaf ve zor olan, yaşının henüz küçük olması bu nefret, öfke ve acı için."

Zaten yorucu ve kötü bir gün geçirmişken iç çekerek camdan dışarıyı izlemeye başlamıştı.

"Çok sahiplenmemek lazım."

Diye mırıldanmıştı uzatmaya gerek duymadan.

"Çok sahiplenmeden, çok ait olmadan."

Jeno'nun cümlesiyle gülümsemişti burukça. Gözlerini tekrardan kapatarak tuhaf bir şekilde iyi hissettiği bu anın kaybolmamasını dilercesine aralamıştı dudaklarını.

"Canın yanmaz o zaman."

"Sen ne düşünüyorsun peki?"

"Gökküşağının çalınması konusunda mı?"

Omuz silkti.

"Daha önce hiç düşünmemiştim. Yalnızca özgür sevginin kalıplara sokulmasını anlamlandıramıyorum. Bir simgeyle sınırlanmasınıda. Ruhlarımız olabildiğince özgürken sevgiyi neden sınırlayalım?"

"Bu nedenle gökküşağını kullanıyorlar. Özgür renkler var içinde."

"Neden özgür renklere ihtiyacı olsun özgür sevginin?"

Çaresiz bir şekilde sormuştu sorusunu. Neden canı yanmıştı birden bire nedenini bilmezken. Onu samimiyetle dinleyen gözlerin sahibinin varlığı sızlatmıştı burnunu. Kimdi Lee Jeno? Neden rüyasında sırılsıklam aşıktı ona? Neden hem gerçekliğinden, hemde yokluğundan bu kadar korkar olmuştu?

Neden uyandığında hiçbir şey değişmemişti?

28052023

çok sahiplenmeden, çok ait olmadan / nominHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin