★ / kayboldular birbirlerinin ruhlarında

22 8 0
                                    

17102023

Frank Sinatra- Autumn Leaves

Bölümü bu şarkıyla okuyun <3

Jaemin toplamayı bitirdiği mutfağından çıkarken kitaplığını kurcalayan bedende takılmıştı gözleri.

Bay Kang torunu ile erkenden veda etmişti kış aylarının habercisi uzun geceye. Jeno ise ortalığı toplamasında yardım etmişti ev sahibine. Sıcacık evine veda etmek için bekliyordu şimdi genci.
Geç olmuştu. Saat gece yarısını vuruyordu artık.

Plaklara takılmıştı gözleri. Kitaplığın yanına özenle dizilmiş plakların üzerinde gezindirmişti uzun ince parmaklarını. Dalıp gitmiş olduğundan farkında değildi kendisini izleyen Jaemin'in.

İçtikleri şarabın hafif sarhoşluğundaydı evin sahibi. Jeno'nun gerçekliğinden şüphe edip durmasına neden oluyordu zihni. Bulaşıkları yıkarken dahi dalıp gidiyordu gözleri. Uyku problemiyle yaşamak zordu. Üstelik hem şarabın hemde aşkın sarhoşluğundaysa insan.

Saç tutamlarını geriye doğru tararken zarif parmaklarından tel tel düştü siyahları. Kızarmıştı gözleri.

"Yardım ettiğin için teşekkür ederim."

Jeno irkilirek dönmüştü ardına. Bu sefer tuhaf bakan onun gözleriydi. Dolmuşlardı birden bire. Anlam verememişti Jaemin.

The falling leaves drift by the window°⋆♫

Soğuk sonbahar akşamına ithaf edilen şarkı doldurmuştu ışıltılı sıcak plakçının duvarlarını. Jeno kulaklarına çarpan yoğun sesle ruhunun titrediğini hissetmişti.

Pek fazla kişi yoktu eski plakçıda. Yaşlı bir kadın ve kendisi vardı sadece. Çalışan olarak sayamayacağı kadar şık görünümlü gencin ise varlığının nedeni bir şey almak ya da satmak için değildi sanki. Yaşlı kadının hemen ardında durdurmuştu sessiz adımlarını.

"Bu şarkının hikayesini biliyor musunuz?"

Yaşlı kadın, plakların arasında dalgınca gezinirken sesi tanıdık gelen gencin sorusuyla irkilerek dönmüştü ona. Büyük ve sıcak bir gülümseme sunarak bakmıştı uzun boylu asil bedene, geldiği bu plakçının kendisi gibi daimi müşterisine ve sıkı dostuna.

The autumn leaves of red and gold °⋆♫

"Ah bu şarkıyı bile pek hatırlamıyorum."

"Hikayesini duyarsanız hatırlayabilirsiniz belki."

Israrcı olan parlak gözlerin sahibini kıramamıştı yaşlı kadın. Kulak vermişti uzun zaman önce dinlediği fakat hatırlayamadığı şarkıya. Yeniden.

I see your lips, the summer kisses°⋆♫

"Anlat o halde."

"Fakat önce bu dansı bana lütfetmeniz gerek."

Değerli dostunun onu her sıcak karşılamasında dolardı gözleri. Önünde eğilerek elini uzatan gencin hayat dolu parmakları dolanmıştı buruşmuş ellerine.

Asilce giyinmişti Jaemin tıpkı güzeller güzeli dostunun hep giyindiği gibi. Uzun zamandır görmüyordu onu. Hastalığı dolayısıyla sık sık kendisini unutan dostu artık uğramaz olmuştu plakçıya. Hüzün vardı gözlerinde. Yaşlı kadın veda etmeyi dahi unutuyordu artık. Gençliğinden bu yana yolunu ezbere bildiği plakçıyıda...

Öylece anlatmaya başlamıştı Jaemin. Biran için gözlerine değen yabancı keskin gözlerin varlığını yok sayarak.

"Sonbahara şarkılar yazan bir müzisyen, günün birinde aşık olur. Aylardan sonbahar. Sıcak hava henüz yeni yeni terk ediyor yer yüzünü."

The sunburned hands, I used to hold °⋆♫

"Değerli sevdiğinin tel tel saçlarından öper düşen sonbahar yaprakalrı. Asla kavuşamayacağını düşünerek kıskanır normalde aşık olduğu mevsimi müzisyen. O günden sonra pekte sevmez bu mevsimi fakat kavuşurda değerlisine. Yinede artık en çok sevgilisine verir kalbini. Sıkıca tutar ellerini, öper huzur kokan saç tutamlarından. Kış gelir, o varken üşümez bile."

Since you went away, the days grow long °⋆♫

"Aşıkların kaderinde vardır bir tutam hüzün. Yürüdüğü yolda yalnız başına kalır müzisyen. Sonbahar yeniden gelir fakat geçmek ve bitmek bilmez bu sefer. Şöyle söyler aşık müzisyen. Yakında eski kışın şarkılarını duyacağım."

And soon I'll hear old winter's song °

"Ve devam eder, Ama her şeyden önemlisi seni özlüyorum sevgilim..."

But I miss you most of all, my darling °

"Sonbaharda yaprak dökülmeye başladığında."

When autumn leaves start to fall°

Yaşlı kadının büyük parlak gözlerinden taştı damlalar. Jaemin gülümseyerek sarılabildi yalnızca, dans etmeye devam ettiler yavaşça.

Şarkı yeniden başa sardı ve Jaemin, son sonbaharında yeniden hatırlattı dostuna yakında kavuşacağı değerli sevgilisini.

Öylece veda ettiler birbirlerine. Sessizce ağladı dostunun hafızasında yer edindiği son gecesinde Jaemin. Plak defalarca kez başa sardı ve Jeno tanımadığı bedenin acısını tesadüfen girdiği plakçıda gün doğuncaya dek paylaştı.

Yalnızca bir kez gözgöze geldiler. Ve ikiside kayboldu birbirlerinin ruhlarında.

Bir aşık veda etti o yılın sonbaharında dünyaya. Ve o aşığın şarkısıyla bağlandı diğer aşıkların ruhu.
Farkında olmasalar dahi.

Hatırlamıştı Jeno. Jaemin'in tuhaf bakan gözlerinin her seferinde Avrupa'yı hatırlatışının nedenini anlamıştı artık.

18102023

çok sahiplenmeden, çok ait olmadan / nominHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin