Ceza Gecesi

28 2 3
                                    

Evren, ''Ben dans falan edemem.'' dedi. ''Üzgünüm ama köpek gibi dans edeceksin canım. Neyse gel Demet biz oturma odasını hazırlayalım sonra da hepimiz giyineceğiz.'' dedi Yaprak. Rüzgar, ''Gerçekten bunu yapmak zorunda mıyız? off.'' dedi. Egeyle yukarı çıktık. O normal bir tişört ve eşofman giymişti. ''Odadan çıkar mısın? giyineceğim.'' dedim. sırıtarak ''gerçekten çıkmamı istiyor musun?'' dedi ve üstüme yürümeye başladı. Çok sert bir tokat atıp ''Pislik yapmak zorunda mısın?'' dedim sinirle. Tam o sırada dışarıdan bir tıkırtı geldi. Sanırım birisi bizi dinliyordu. Gülerek ''Şaka yapıyordum, ne bu gerginlik? çıkıyorum.'' dedi ve çıktı. üstüme mavi bir crop giyip aşağıya indim. Yaprakta benim gibi giyinmişti. Demet ve Bütün erkekler ise Ege gibi giyinmişti. ''Demet neden crop giymedin?'' dedim. Yaprak ile bakıştılar ve ''Böyle rahatım.'' dedi göz teması kurmamaya çalışarak. Yaprağa dönüp ''Yardım edeyim mi?'' diye sordum. ''Olur, dolaptaki içkileri ve atıştırmalıkları getir.'' dedi. Mutfağa gidip 2 şişe tekila, 1 şişe de şarap ve biraz atıştırmalık aldım. Aldıklarımı taşırken Evren gelip ''Yardıma ihtiyacın var mı?'' dedi. ''Olur, hatta çok iyi olur.'' dedim. Elimdeki şişelerden ikisini ve atıştırmalıkların yarısını alıp ''Ege ne zaman gidecek? ya da Ege gidecek mi?'' diye sordu. Duraksayıp boğazımı temizledim ve ''Gitmeyecek.'' dedim. Salona geldik masanın üzerine elimizdekileri koyduk o sırada Yaprak televizyonu hazırlıyordu. ''Önce içeceğiz ve Doğruluk mu? Cesaret mi? oynayacağız. sonra dans edeceğiz ve gerçekten yorulduğumuzda buna son vereceğim.'' dedi. Evren, ''Bana dans etmek dışında her şey uyar.'' dedi. ''Of mızmızlanma Evren, Özellikle sen dans edeceksin!'' dedi Yaprak. Evren oflayarak masanın başına oturdu. Yarım saat sonra Ege gelip ''Ne yapacaksanız bensiz yapın.'' dedi. Yaprak, ''Biz bir arkadaş grubuyuz ve birimiz bir hata yaparsa hepimiz cezasını çekeriz.'' dedi. Ege, ''O ve ben, Arkadaş? hiç sanmıyorum. o benim arkadaşım falan değil.'' dedi. Evren şakaklarını ovalamaya başladı, Yaprak kaşlarını çatıp ''Ege, sen artık bu evde yaşıyorsun ve bu evde yaşayan herkesle arkadaş olmak zorundasın. Eğer hala bu evdeysen şunu bilmelisin; Kalacak bir yerinin olmasında bu evdeki herkesin payı var.'' dedi. Evren şakaklarını ovalamayı bırakıp ''Yaprak Hanım, tebrikler. İlk defa bu kadar mantıklı cümleler duyuyorum senden.'' dedi. Ege göz devirip mutfağa gitti. Evren Yaprağın yanına gidip ''Yaprak özür dilerim, şu saçmalığa son ver.'' dedi. Yaprak, ''Artık çok geç.'' dedi ve masaya oturup herkesi salona çağırdı. ''Herkes burada olduğuna göre başlayalım.'' dedim ve Yaprak sözü devraldı. ''Bu açıklamayı ege için yapıyorum, siz ezberlediniz zaten. İlk soru soracak kişi 1 kere shot atacak, Doğruluğu seçenler 1 kere shot atacak, Cesareti seçenler ise 2 kere shot atacak. Eğlence başlasın!'' dedi. Evren aceleyle bir bardak içti ve ''Ege, Doğruluk mu? Cesaret mi?'' dedi. Ege boğazını temizleyip tedirgin bir şekilde 1 bardak içti. Yaprak, ''Ooo, işler şimdiden kızışmaya başladı.'' dedi. Evren, ''Neden hala istenmediğin halde bizimlesin?'' dedi. Ege, ''Kalacak yerim olmadığı için olabilir mi acaba? bunu en başından beri söylüyorum.'' dedi. Evren, ''Yayılan hastalıktan dolayı boş ve terk edilmiş bir sürü ev var, neden hala bizimlesin?'' dedi. Egeyle aynı anda ''Bir soru sorabilirsin.'' dedi. Evren bana biraz baktı ve başını öne eğerek oturmaya devam etti. Yaprak, ''Ben soruyorum! Evren, Doğruluk mu? Cesaret mi?'' Evren bir bardak içti. ''Neden beni gıcık ediyorsun atım?'' dedi. Evren, ''Lan sen benimle uğraşıyorsun manyak!'' dedi. kıkırdadılar ve tekrardan Evren, ''Ben soruyorum, Demet. Doğruluk mu? Cesaret mi?'' Demet bir bardak içti fakat normale göre biraz zorlandı. Bir gariplik vardı, Yaprak ve Demet bir şey gizliyor olmalı. Evren, ''Eve yürürken tam olarak ne oldu? O günden beri Yaprakla garip davranıyorsunuz.'' dedi. Herkes gülmeyi bıraktı ve büyük bir sessizlik oldu. Bu sessizliği Ege ''Ne olmuşsa olmuş, kime ne? geçmişte kaldı.'' diyerek bozdu. Demet, ''Yaprak, Ceza ne?'' dedi. Yaprak, ''Anlat, bir şey olmaz.'' dedi. Demet, '' Birkaç kişinin bilmesini istemiyorum ki zaten onlarında bilmek istediğini sanmıyorum. '' dedi. Yaprak, ''Pekala. şişeyi tekle, son damlasına kadar.'' dedi isteksizce. Demet zorlanarak şişeyi içti ve kalkıp egenin kulağına eğilerek bir şeyler fısıldadı ve odasına çıktı. ''Rahat bırakalım, oynamasın.'' dedi Yaprak. ''Ne dedi?'' dedim. ''O kız tam bir orospu çocuğu. Davetsiz misafirmişim, buraya ait değilmişim ve bir gün illa ki bu evden gidecekmişim. Ben bu kızı döverim.'' Ben hariç herkes ''Öylesin ve Demete hiç bir şey yapamayacağını biliyoruz.'' dedi bir ağızdan. Rüzgar, ''Ben soruyorum Yaprak. Doğruluk mu? Cesaret mi?'' dedi ve Yaprak iki bardak içti. Herkes ''Oo'' dedi ve Rüzgar, ''Egenin sırtına son gücünle 5 defa vur:'' dedi. Yaprak kalkıp egenin sırtına 4 defa vurdu ve tam 5. kez vuracakken Ege Yaprağın kolunu döndürüp ''Yapma.'' dedi. Yaprak ise Egenin elinden kolunu tek hamlede kurtarıp sırtına tekme attı. Bora, ''Öz kardeşim'' dedi ve el sıkıştılar. ''Ben soruyorum, Dolunay. Doğruluk mu? Cesaret mi?'' dedim. Dolunay iki bardak içti. ''Demeti çağır. Birimizin cezasını hepimiz çekeceğiz.'' dedim. Dolunay garipseyerek yukarı çıktı ve b10 dakika sonra Demet ile geri indi. Ege ve benimle göz teması kurmadan oturdu. Yaprak Demetin kulağına bir şeyler fısıldadı ve Demet, ''Soruyorum, Bora. Doğruluk mu? Cesaret mi?'' Bora bir bardak içti. Demet Yaprağa baktı, Yaprak kafa salladı ve Demet ''Evren ve seni Yaprakla birlikte korkuttuğumuzda neden daha az korktun?'' dedi. Bora, ''Siz bizi korkutma planları yaparken ben lavaboya geçiyordum, konuşmalarınızı duydum.'' dedi. Yaprak ''NE! Vay orospu çocuğu!'' dedi. Bora Yaprağı ayaklarından tutup koltuğa fırlattı ve ''Ne dedin, duyamadım. Yer cücesi!'' dedi ve kahkaha atmaya başladılar. ''Neyse ya çok sıkıldım ben hadi dans edelim!! Demet şu masayı kaldıralım gel.'' dedi Yaprak. Tam masayı kaldırdıklarında Demet acıyla belinin sağ tarafını tutarak yere yığıldı. Yaprak koşarak Demetin yanına eğildi ve ''N'oldu?'' dedi endişeyle. Demet biraz doğrulmaya çalışarak Yaprağın kulağına bir şeyler fısıldadı. Hepimiz Demetin tuttuğu yerin kanadığını fark ettik. Beyaz tişörtü yavaş yavaş kırmızıya dönüyordu. ''Aramızda tıp bilgisine sahip tek kişi Dolunay. Bora sen Demeti yatağına taşı, biz de evdeki malzemeleri getirelim. Dolunay sorunu çözerken Yaprakta Demetle birlikte yediğin bokları anlatırsın. Bora aceleyle Demeti yerden kaldırıp yukarı odasına çıkarttı. Evren evdeki ilk yardım malzemelerini getirdi, Yaprak ve ben hepimizin yatağın başında beklemesi için sandalyeler getirdik ve oturduk. Dolunay yarayı buldu müdahale etmeye başladı. Belinde çok derin bir kesik vardı. Dolunay yarayla ilgilenirken hepimizin gözü Yaprağın üzerindeydi. ''Pekala... Yürüyerek geldiği gün Tuvalette olanları anlattı. Biz arabayla gittikten sonra Demet elinde bozulmuş kulaklığıyla yürürken bir takım siyah giyinmiş adamlar Demete saldırmış. Demet silahını kullanamamış çünkü silahın mermisi kalmamış. Demeti tehdit etmişler ve Demet direnince bıçağı olan adam Demeti yaralamış ve siyah bir arabaya binip kaçmışlar. Arabaya dair görebildiği tek markasıymış, BMW. plaka kapatılmış.'' dedi. ''Bunu neden bize anlatmadın?'' dedim. ''Sence Ekin? Çok değiştin ve Demete çok yükleniyorsun. Ayrıca kimseye anlatmamı istemedi.'' dedi. ''Ne! Yaprak, nedense suç bende fakat bize söylemeyen sensin. Eğer bize söyleseydin Dolunay dikişleri atabilirdi ve şuan bunları yaşıyor olmazdık.'' dedim. ''Bütün suç bende yani? Onu arabadan atan, onun kulaklığını bozmanda benim suçumdu o zaman? Ekin uyan artık.'' dedi. ''Hem sen değil miydin bu kızı arabadan atan, neden şuan Demeti bu kadar önemsiyorsun? Ege daha önemli senin için, inkar etsene yiyorsa? Senin zor zamanlarında bu zargana mı vardı, Demet mi vardı? Sorsana bir kendine! Haddini aşmaya başladın. Kaç defadır susuyorum ama artık yeter! Egeyle aranızda bir şey var değil mi? Eğer yoksa neden Demeti bu kadar göz ardı ediyorsun? Söylesene! Aptal aptal yüzüme bakma! Neden bu kadar hızlı değiştin? Neden? Bu zarganayla aranda kesinlikle bir şey var. Beni artık olmadığına inandıramazsın. Tamam, Egeyi severim ama Ege geldiğinden beri çok değiştin. Sen Demetin kulaklığı konusunda ne kadar hassas olduğunu bile bile o kulaklığı bozdun. Sinirine mi dokundu? Doğru söyledi diye sinirine mi dokundu? Kabullenemedin mi gerçekleri? Sana inanamıyorum ya, şaka gibisin. 2 günlük zargana için kaç yıllık ev arkadaşını göz ardı ediyorsun. Kendine çekidüzen ver ekin! Kendine derhal çekidüzen ver yoksa yemin ediyorum ki seni pişman ederim. Duydun mu beni ekin!'' dedi. Yapraktan beklemediğim cümleler duymak gerçekten üzmüştü. Haklıydı ama gerçekleri bilmiyordu. Kimse gerçekleri bilmiyordu. Demet, ben kendimi sensizliğe alıştırıyorum. Sende kendini bensizliğe alıştır diye.

Dolunay dikişleri atmıştı. Hepimiz odada boş boş oturuyorduk. Demetin uyanmasını beklerken Ege ''Ekin benimle gel.'' dedi. ses tonunda saklamaya çalıştığı ama başaramadığı bir öfke vardı. Herkes fark etmişti ve birbirine baktılar. Kapıdan çıkarken hepsiyle göz göze geldim. ''N'oldu?'' dedim. ''O Yaprak denen soytarıyı bir şekilde sustur yoksa ne olur biliyorsun.'' dedi ege. kafa salladım ve geri içeri girdim. Biz içeri girince Bora, ''Hepimiz acıktık. Aşağıya ineceğiz. Yaprak burada kalmak istiyor.'' dedi. onayladım ve hepimiz aşağıya indik. Herkese sandviç hazırladım ve yemeye başladık. Yerken Ege sürekli bana bakıyordu ve herkes fark etmişti. Evren, ''Hayırdır? dışarı çağırmalar, bakışlar atmalar falan. Ege Demetin dediği gibi; Buraya ait değilsin.'' dedi. biraz atıştılar ve sonra Yaprak koşarak aşağıya inip ''4 saatin sonunda uyandı!'' dedi. Dolunay, "Yarası nasıl?" dedi. Yaprak, "İyi gözüküyor ama ben pek anlamam, en iyisi sende bir bak." dedi. Bora ve Evren, "İyi mi?" diye sordular. Yaprak, "Durumu iyi fakat şuan pek mutlu olduğunu zannetmiyorum. Kulaklığını istiyor ve fazla konuşmuyor." dedi. Hepimiz yukarı çıktık. Demetin yanındaki sandalyeye oturup eline aldığım yeni kulaklığı tutuşturdum. Önce bana, sonra kulaklığa baktı ve teşekkürler anlamında gözlerini kapattı. Ege telefonla oynuyordu. Bora, "Bu orospu çocupu neden bu kadar umursamaz? Kimin evinde kaldığının farkında değil." dedi Ege, "Pardon? Sanane lan sikik?" dedi ve Yaprak ayağa kalkıp Egenin omzunu sıkarak telefonu elinden alıp fırlattı. Ege ayağa kalkıp Yaprağa karşılık verecekken Demet dışında hepimiz ayağa kalktık. "Bir şey mi yapacaktın?" dedi Yaprak. Ege hiddetle geri oturdu ve sonrasında biz oturduk. Ege bana çok pis bakıyordu. Aldırmadım ve Rüzgarın yanına gidip "Yaprak nasıl? Üzgün mü?" dedim. Rüzgar, "Seni ne kadar ilgilendiriyor ki?" dedi. "Rüzgar sen şaka mısın? Yaprak benim kardeşim gibi!" dedim. Rüzgar bir anda "Kardeşin mi? 'Kardeşim' dediğin kişinin ne halde olduğunu görüyorsun değil mi?" dedi. Sinirle evrenin yanına gidip "Evren bunların neyi var?" dedim. Evren, "Asıl senin neyin var? Yaprak eskisi gibi mutlu olabilecek mi? Demet eskisi gibi rahatça hareket edebilecek mi? Söylesene." dedi. Gerçekleri bilmiyordu. "Evren bu benim suçum değil." dedim. Gözlerim dolmaya başlamıştı ama ağlayamazdım. Evren, "Evet bu senin suçun Ekin, Kardeşim dediğin kişiyi ölüme terk ettin. Ege geldiğinden beir çok değiştin hepimizden çok onu önemsiyorsun." Gerçekleri bilmiyordu. Demet, "Ekinin bir suçu yok." dedi. Bora, "Onu korumaya çalışma." dedi. Gerçekleri bilmiyordu. "Burada bu durumun suçlusu olan tek bir kişi var. Ama o kişi Ekin değil." dedi Demet zorlukla. Yoksa? Herkesin şüphelendiği tek kişi vardı. Ege. Ege bu durumu fark edince biraz rahatsızlandı. Tam Dolunay Demete birşey diyecekti ki Yaprak "Sen sus Dolunay sen kızın moralini bozarsın şimdi." dedi. Hepimiz güldük. Bora, "Kız üzgünken bile espiri yapıyor." dedi. Bunun üzerine yaprak saf bir şekilde "Espiri değildi ki?" diyince daha çok güldük.






Bölümü nasıl buldunuz? Sizce diğer bölümde neler olacak? Sizce Demet neden başına gelen olayın odadaki biri yüzünden olduğunu söyledi? Bölümü oylamayı unutmayınn! ★

Silik YüzlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin