Pasta - Yaprak -

21 0 0
                                        

   Hayatım boyunca kendimi iki gün hariç hiç mutsuz hissetmemiştim. Birinci gün 3 ekim 2017 babamın bizi terk ettiği gün, ikinci gün ise 30 mayıs 2023 Demetin bıçaklandığığı gün.

                                 ★
   Yarım saat sonra odamdan aşağıya indim. Salona girdiğimde Ege ve Rüzgar kavga ediyordu ve Ege, ''O soytarının bıçaklanmasının sebebi ben değilim.'' dedi. Sinirle Egeye dönüp ''Soytarı mı?'' dedim ve tokat attım. Bizimkilere dönüp derin bir nefes aldım ve ''Her şeyi anlatıyorum.'' dedim. Herkes şaşkınlıkla bana dönüp hep bir ağızdan ''Ne?'' dediler. ''Sahil olayı. Siz bodrumdayken biz Plajda oturuyorduk. Ege yanımıza 4 kokteyl ile gelip oturdu. içecekleri bize verip tanışmak istediğini söyledi. Demetin gözü Egeyi tutmamıştı ve kokteyli kuma döküp yanımızdan kalktı ve şezlonga uzandı. Biz sohbet ederken sürekli bize ağzını oynatarak ''gelin buraya!'' diyordu. Onu dinlemiyorduk ve Ege ile Ekin bir anda öpüştüler. Demet bunu görünce sinirle kalkıp Ekine bir tokat, Egeye ise sağlam bir yumruk geçirdi. Baya kavga ettiler.'' dedim. Ekin ağzını oynatarak ''Sen bittin.'' dedi. Demet yukarıdan Dolunaya seslendi ve Dolunay yukarı çıktı. 5 dakika sonra inip ''Demet yarın ayaklanabileceğini söylüyor.'' dedi.  Dolunayın verdiği iyi haberden sonra çığlık atıp ''Bu çok iyi!!'' dedim. ''O zaman Demeti mutlu etmek için pasta yapacağız! o pastaları çok sever.'' dedim. Herkes onayladı fakat Ege ''Sen ve Pasta?'' dedi ve aşağılayıcı bir kahkaha attı. Rüzgar Egenin kaval kemiğine tekme atıp gülümsedi. Dolunay ve Bora evde malzeme kalmış mı diye kontrol etmeye gittiler. Hiç sanmıyordum çünkü bütün kremaları, unu ve yumurtaları savaşarak tüketmiştik.  Gelip ''Kalmamış. Rüzgar, Evren ve Yaprak sayesinde kalmamış.'' dedi Bora imalı bakışlar eşliğinde. ''Markete gidiyoruz o zaman enayiler.''  dedim. Ege bir anda ''Ekin ve ben gelmiyoruz, eve silik yüzler girmesin.'' dedi. Hiç sorgulamadık ve dışarı çıktık. Arabaya bindik ve Rüzgar markete doğru sürmeye başladı. ''Biri bizi takip ediyor.'' dedi Dolunay. Rüzgar hemen bir ara sokağa girip arabanın izimizi kaybetmesini sağladı ve frene bastı. Arkasını dönüp ''Kim bizi niye takip ediyor olabilir?'' dedi. ''Demeti bıçaklayan adamlar? Dikkat ettiyseniz arabanın plakası kapalı ve BMW'' dedim. ''Çok mantıklısın fakat Demeti niye bıçakladılar acaba? Yaprak, onu tehdit etmişler mi?'' dedi Bora. ''Evet ama sadece tehdit ettiklerini biliyorum. Ne dediklerini söylemedi.'' Evren, ''Egede bir bokluk var söylemedi demeyin. Özellikle Demetin gözü tutmadıysa o cüceyi kesin bir bokluk vardır.'' dedi. Arabayı çalıştırdı ve 2 dakika içerisinde markete vardık. Bora, Evren ve ben hemen pasta süslemeleri kısmına gidip pembe, mavi, yeşil gıda boyası, 20li yumurta, 4 paket süt ve 2 paket kremşanti aldık. Bora, ''Hadi yürüyen kural vol2 ve vol3 yalnız kalmasın, gidelim.'' dedi. ''Hop! bir şartım var.'' dedim. Aynı anda '' Atın olmak dışında her şeyi yaparız canım arkadaşım.'' dediler. ''Ben market arabasının içine oturacağım ve siz beni süreceksiniz.'' dedim. oflayarak onayladılar ve Evren bir anda telefonunun kamerasını açıp ''Evet arkadaşlar bugün mal taşımacılığı yapıyoruz. Görüyorsunuz malımız sepetin içinde. Dikkat edelim, saldırabilir.'' dedi. ''Ayıp oluyor dayıcık!'' dedim. ''Dayıcık mı? Bacım kelimelerine dikkat et! benim '-cık'' gibi bir halim mi var?!'' dedi. ''Evet, Kelek dayıcık!'' dedim. Bora gülmemek için büyük bir çaba gösteriyordu. ''Sus, Tuzlu pastadan daha fazla hayal kırıklığısın bacım.'' dedi Evren. ''Offf. Ateşkes!'' dedim ve elimi uzattım. El sıkıştık ve ''Telefon kulübesi!'' dedim. ''Telefon kulübesi ne Oksijen hırsızı!'' dedi. ''Neee! Eksik Beyine bak sen!'' dedim ve Bora bir adan kahkaha attı. Bizde ona katıldık ve yürüyen kuralların olduğu reyona girdiğimizde ''ne oluyor lan?!'' dediler.  ''Hadi, Deh! Deh. Deccal tipli Atlarım.'' dedim. Herkes güldü ve içecek alıp arabaya giderken Evren sepeti oturma organıyla sürdüğü için cips reyonuna çarptık ve bütün cipsler yere düşerek büyük bir gürültü çıkarttı. Tam o sırada silik yüzler bu reyona toplandı. Hepsi silik yüzleri etkisiz hale getirirken ben sepetin içinde uzanmış, jelibon yiyerek olanları izliyordum. Dolunay aceleyle sepettekileri poşetliyordu. Keyfim baya yerindeyken sayıları arttı ve kalkıp önlerine geçtim ve filmde havalı bir sahnedeymişim gibi ''Çekilin, ablanız halleder.'' dedim ve güneş gözlüğü takıp havalı bir edayla üstlerine yürümeye başladım. Silik yüzlerle aramızda bir kol mesafesi kaldığında çığlık attım ve birkaç b-reyon ötedeki bardakların kırılma sesi geldi. bütün silik yüzler oraya koştu fakat bir silik yüz beni kolumdan yakaladı. ''YARDIM EDİN NANKÖRLER!'' dedim. Evren gelip silik yüzü yere Yapıştırdı ve ''Brolar kutsaldır, Yaprak koş!'' dedi. hızlıca arabaya bindim ve  dolunay elinde poşetlerle arabaya bindi ve ardından diğerleri. Bizi takip eden biri olmadığından emin olarak dikkatlice sürmeye başladık. Yolda Dolunay ''Ya embesil deniz atları. Kim bilir ne yaptınız da silik yüzleri reyona topladınız.'' dedi. Bora, ''Mal evren market arabasını drift atarak götüyle sürdüğü cips reyonuna çarpıp bütün cipsleri yere düşürdüler.'' dedi. herkes güldü. 10 dakika sonra eve vardık. Hemen mutfağa gidip pastayı yetiştirmeye çalıştık. Ekin gelip ''Neden bu kadar geciktiniz?'' dedi. ''Mal ikizim Yaprak Hanım ve bozuk uydu Evren Bey reyonları yıktı, silik yüzlerle uğraştık'' dedi Rüzgar. gülüp mutfaktan çıktı. ''Hadi ekibim, başlayalım. Zaten her şeyi hazır aldık.'' dedim. Dolunay ve Bora bir paket kremşanti ve süt alıp kremayı yapmaya başladı. Rüzgar kekleri ikiye ayırıp her katın içine süt döküyor, ben ise meyveleri diziyordum. ilk katı yaptık ve ''Krema nerde lan bisiklet koltukları.'' dedim Bora ve Dolunaya dönüp. ''Yaptık, yaptık. Ağlama karınca anteni.'' dedi Bora. meyvelerin üstüne Evren kremşantiyi sürdü ve kekle kapatıp aynı şeyi 2. katmak için yapıyorduk. Evren bir yumurta aldı ve ''O ne için dayıcık?'' dedim tek kaşımı kaldırarak. ''Bunun için dedi ve yumurtayı kafamda kırdı. ''Sen bittin!'' dedim ve elime 2 yumurta alıp zıpladım ve kafasında yumurtaları kırdım. Evren ''gel.'' dedi sessizce. yanına yaklaştım ve ittifak kurduk. Elimize ikişer yumurta aldık ve Boranın kafasında kırdık. Bora, ''Lan ben size ne yaptım bacaksızlar!'' dedi ve yüzümüze kremşanti fırlattı. ''Ya ev hainleri durun artık valla krema bitti!'' dedi Dolunay. Pastanın bütün katlarını biz savaşırken bitirmişlerdi. pastanın dışına krema sürdük ve süslemeleri yapıp buzluğa 1 saat beklemesi için koyduk. Bora ve Evren kendi odalarında duşa girdi. Ben ise kendi odamdaki duşa girdim. Yıkanırken aklıma şeytani fikirler gelmişti. Kaportacı Evrene hainlik yapacaktım. zaten hastane hurdası olduğu için çok oyalanacaktı ve ben de bunu fırsata çevirip rüzgarla ittifak kuracağım. O banyoya girip fön makinesini getirecek, içine un koyacağız ve geri götürecek. Sonra kapıyı açtığında üstüne buz gibi su dökülmesi için kova koyacaktık ve o bizi dövmeye gelecekti. Aslında gelemeyecekti çünkü yere sıvı yağ dökecektik ve şişko davar götünün üstüne düşecekti.'' Hzılıca yıkanıp giyindim ve Rüzgarı çağırdım. planı uyguladık ve çıkmasını bekledik. birkaç dakika sonra su sesi kesildi ve 10 dakika sonr Evren çığlık atarak kapıyı açtı. kapıyı açmasıyla donması bir olmuştu. Sinirlenen Evren Mağarasından çıkan Ejderha edasıyla üstüme koşmaya çalıştı fakay yere yapışıp götünü tutarak yerde sızlanmaya başladı. ''Kaçmak için 3 saniyeniz var! bittiniz siz!'' dedi. Ayağa kalkmaya çalışırken bir daha yere kapaklanınca gülerek fön makinesini aldım ve silah doğrultur gibi doğrultarak fön makinasını açtım ve Evren bembeyaz oldu. Ege gelip ''Özürlü müsünüz? sizin yüzünüzden programımı izleyemiyorum.'' dedi. ''Ne? Duyamıyorum seni yer cücesi!'' dedim. ''Programımı izleyemiyorum kesin sesinizi!'' diye bağırdı. Fön makinasını kapatıp ''Hayırdır kimin evinde kimi susturuyorsun? ayrıca ne programı bu?'' dedim. ''Kısmetse olur.'' dedi göz devirerek. Ekinin arkadan gülmemek için kıpkırmızı olmuş yüzüyle, Rüzgar ve Evrenle göz göze gelince patladık. Bora duştan çıktı ve ''Savaş var lan'' dedi. daha fazla patladık ve gülerken olağanüstü sesler çıkartmaya başladık. Bunu gören Bora dayanamadı ve o da bize katıldı. Ege göz devirerek aşağıya indi. Bir süre sonra gülmemiz kesildi ve Evren bana imalı bakışlar atarak tekrar duşa girdi. 10 dakika sonra çıktı ve odama polis özel harekat edasıyla daldı ve ''Kunduzların Kralı Yaprak gel buraya.'' dedi. ''gelmeyeceğim'' dedim ve beni kovalamaya başladı yataktan zıplayıp kaçmaya başladım. Evren durunca bende durdum ve bir anda beni yakaladı ve askılığa astı. Bunu gören Bora '' Lan! koş rüzgar ikizin ölecek!'' dedi ve kıkırdamaya başladı. Boranın kahkahasıyla herkes buraya toplandı ve beni gıdıklamaya başladılar. ''Lan! Yapmayın. Ya yapmasana! Acımasız Titanlar Kesin şunu! dedim. 
                                                                                                         ★
   Pasta yeterince dinlenmişti. Hepimiz mutfağa gittik ve Ekin tam pastayı alacakken Ege onu dürttü. Egeye ters bir bakış atıp pastayı aldım ve Demetin odasına çıktık. Ekin ışıkları söndürdü ve mumları yaktı. Demet üfledi ve ''Doğum günün kurlu olsun... Doğum günün pek mutlu geçmedi, farkındayız. Doğum gününde bıçaklanmayı haketmedin...'' dedi. Demet gülümsedi. Ege Ekinin ayağına basıyordu susması için ama Ekin aldırış etmiyordu. Hepimiz hep bir ağızdan ''Doğum günün kutlu olsun'' dedik ''herkese bir dilim vereceğiz ama aldığımız içecekleri poşetlemeyi unutmuş birileri.'' dedim Dolunaya bakarak. ''Markete tekrar gitmek zorundayız.'' dedim ve Ege ''Biz yine gelmeyeceğiz.'' dedi. ters ters bakıp onaylamak zorunda kaldık. 






Arkadaşlar diğer bölüm biraz geç gelecek. 00.30 veya 01.00 gibi yetişir diye düşünüyoruz. Umarım bölümü beğenmişsinizdirr!!! ★★

Silik YüzlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin