Hangisi daha temiz?
Arkadaşını korumak için yalan söyleyen mi?
Yalan söylemeyip yüreği ışıldayan mı?Kim dost?
Yara bandı yapıştıran mı?
Yaralarını öğrenmeye çalışan mı?Hangisi gerçek?
Ölüm mü?
Yaşam mı?★
-Yaprak-
Evden çıktık. Arabayı tekrar rüzgar kullanacaktı. ''Sizce de Ege garip davranmıyor mu? Pastayı Ekin alacaktı ama Ege almaması için onu dürttü. Demetin doğum gününü kutlarken ayağına basıyordu. önceden de sürekli kaş göz yapıyordu. Bu çocuk ne ayak?'' dedim. Dolunay, ''Cidden. İkisini evde tek bırakmamalıydık. İçimde kötü bir his var.'' dedi. Herkes bize hak verdi. Rüzgar, ''İşimizi hızlı halledelim. Benimde içimde kötü bir his var.'' dedi. Bora çenesini sıkıyordu. Aceleyle içeriden 2 litre kola alıp çıktım ve arabaya bindim. sokağa varana kadar kimse konuşmamıştı. Dolunay, ''Rüzgar, sokağa yavaş gir. Arabanın sesini duymasınlar ve sessizce inelim. Büyük ihtimalle bir şeyler oluyor çünkü içimde berbat bir his var dedi.'' hepimiz onayladık ve Rüzgar Dolunayın dediği gibi yavaşça sokağa girdi. Arabadan sessizce indik ve eğilerek kapıyı dinlemeye başladık. Bağırıyorlardı. Ege bağırıyordu. Evren kapıyı sert bir şekilde açtı. Ege Ekinin boğazını sıkıyordu!
★
-Ekin-
Evren, Bora, Dolunay ve Rüzgar aynı anda ''Ekini bırak.'' dedi. Çok ciddilerdi. Sinirden ellerim buz gibi olmuştu. Gidip Egenin elini çevirip ''Ne yapıyorsun aptal!'' dedi. Ege hızlı bir hamleyle Beni itekleyip Yaprağı yakaladı ve ''Yaprak!'' dedim endişeyle. Ege cebinden bir bıçak çıkartıp Yaprağın boğazına dayadı. Rüzgar Egenin üstüne yürümeye başlayınca Ege geri çekilip ''Yaklaşmayın.'' dedi. Evren beni arkasına aldı ve ''Yapraktan ne istiyorsun?'' dedi Rüzgarla aynı anda. Ege, ''Ben istemiyorum. Başkası istiyor. Şimdi izin verin çıkacağım. Ayrıca eğer beni takip ederseniz Yaprağa zarar vermek zorunda kalırım. Unutmayın; Ben en başından beri emir kuluyum. Ben sizden bir şey istemiyorum.'' dedi. Dolunay ''Tamam, çık.'' dedi. hepimiz şaşkınlıkla ''Ne?'' dedik. Dolunay gözlerini uzun süre kapatıp açtı. bir planı olduğunu söylemeye çalışıyordu. Kapıdan çekildik ve Ege çıkarken Dolunay kapüşonuna takip cihazı attı. ve bize dönüp gülümsedi. Camdan baktığımızda o siyah BMW'ye binip gittiler. Dolunay, ''Bora Demet kalkabilecek durumda ise hazırlansın. Onlar gidecekleri yere vardığında takip cihazının olduğu yere gideceğiz ki takip ettiğimizi anlayıp Yaprağa zarar vermesinler. Ekin ve Evren, siz Atış poligonu için aldığımız silahlara aldığımız mermileri doldurun. Rüzgar, bıçak ve al. Yaprağı bağlayacaklarına eminim. Su da Yaprak çok korkacağı için.'' dedi. ''Ekin arabada bize her şeyi anlatacaksın.'' diye ekledi. kafa salladım ve Dolunayın dediklerini yaptık. Biz silahları doldururken Bora aşağıya inip ''Demet hazırlanıyor.'' dedi. kafa salladık ve doldurmaya devam ettik. 10 dakika sonra hepimiz salona gelip ''Hazırız.'' dedik. Dolunay, 'Tamam, onlarda az önce vardılar.'' dedi. Hızlı adımlarla arabaya bindik ve gaza bastım. ''Ege Atış Poligonuna girdiğinde bana size çaktırmadan silahını gösterdi ve size zarar vermekle tehdit etti. Demete kaba davranmamın sebebi, Egeyi savunmamın sebebi Yaprağı öldürüp Demeti sakat bırakmakla tehdit etmesiydi. Sadece bununla da kalmadı. Siz bugün pasta malzemeleri almaya gittiğinizde bana bugün burada son günü olduğunu söyledi o yüzden bugün bana kaş göz yaptığında fazla umursamadım çünkü bizi rahat bırakacak sandım. Benim umursamadığımı fark edince sizin 2. markete gidişinizde boğazımı sıkıp beni bayıltacağını, sonrada Yaprağı götüreceğini söyledi. O sırada da siz içeri girdiniz.'' dedim. herkes şaşkınlıkla ''Ne?'' dedi. Demet şaşırmadı. ''Çoktan anlamıştım. O çocuğu gözüm tutmamıştı zaten. Ayrıca, bana bir anda böyle davranmanın bir sebebi olmalıydı ve ben bunu geldiği gün anladım. Beni bıçakladıkları gün bıçaklayan kişi Ege için çalışıyordu. Eğer Yaprağı onlara vermezsem beni bir dahaki sefere öldüreceklerini söylediler fakat böyle çok kişi gördüm. Öldürecek cesaret yok onlarda.'' dedi. Dolunay ''Şu sokağa gir Rüzgar. Terkedilmiş bir evin içindeler.'' dedi. Arabayı park ettik ve Rüzgar duraksayıp ''Ya geldiğimizi fark edip Yaprağa zarar verirlerse?'' dedi. Bora, ''Kızı uzun zamandır istiyorlar görünüşe göre. Öldürebileceklerini sanmıyorum.'' dedi ve boynunu çıtlattı. arabadan inip içeriye girdik. Silahlarımızla ilk katı dikkatlice yokladık ve üst kata çıktık, çok sessizdik. Evet, üst kattalardı. Yaprağın ağlama sesleri geliyordu. Ağzımı oynatarak ''1,2,3'' dedim ve koşarak odaya dalıp silahlarımızı adamlara doğrulttuk. ''Bunlar onlar.'' dedi Demet. Ege, ''Size gelmemenizi söylemiştim. Nereden buldunuz burayı?'' dedi. Evren öne çıkıp ''Seni kim işe aldı? bir dakika arkanı döner misin bir şey göstereceğim.'' dedi ve kapüşonundaki takip cihazını alıp silahını doğrultmaya devam etti. Ege ''Orospu çocukları. Toz olsanız iyi edersiniz çünkü o 1 dakikaya burada olacak.'' dedi. ''Kim?'' dedim. Tam o sırada arkamdan bir ses geldi. ''Suprise, motherfucker!'' Hepimiz kapıdan uzaklaşıp arkamızı döndük. Polat. ''Polat?'' dedim şaşkınlıkla. ''Ooo, sonunda Yaprağım buradaymış.'' dedi. ''Ege adamlarını al çık.'' diye ekledi. ''Polat sen nasıl hala hayattasın?'' dedim. ''Ekin sen ne zamandır bu kadar aptalsın?'' dedi ve o piç sırıtışını attı. Yaprağın önüne eğilip ''Naber güzellik? Görüşmeyeli nasılsın bakalım?'' dedi. Rüzgar dişlerini sıkarak ''Yaprağa dokunursun seni-'' dedi ve Polat lafını kesip sırıtarak ''Yaprağa dokunursam ne?'' dedi. Polat arkama bir işaret yaptı sonra... sonra...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Silik Yüzler
БоєвикиBir arkadaş grubu ve yeni bir salgın. Ekin grubun en sevileni ve dövüşçüsü, Demet grubun en kuralcısı ve çözüm yolu, Yaprak grubun en neşelisi ve komiği, Evren grubun en korumacısı, Rüzgar grubun en sakini ve neşelisi, Dolunay grubun en iyi dinleye...