"Abi kesin bir yerde gördüm ya bulacağım az dur."
Biraz uzağındaki garsonu hayatının sorusuna cevap arar gibi incelerken ensesine yapıştırdım. "Lan dön önüne, resmen tacize girer şu yaptığın, hem sen önce bize cevap ver ikinci sene de mezuna kalıp, kendimi hazır hissetmiyorum ne demek? Ulan sen hazır hissedene kadar Uğur'la ben askerliğimizi bitiririz, Zeynep de ikinci çocuğunu doğurmuş olur."
"Ya ne güzel inanıyorsunuz bana gerçekten gözlerim doldu."
Beklenmeyen sol kroşe Zeynep'ten geldi. "Güzelim biliyorsun feministlik kocayı buluncaya kadardır." Yanağından makas aldım. Omuzunu banane der gibi silkti ama konuyu uzatmadı. Serdar bu günün talihlisiydi ve hep birlikte onun üzerine gidilsindi. Hem ortalarda bad boy gibi dolanan kaslı yakışıklı garsonda dikkatini fazlasıyla dağıtıyordu.
"Abi ben aceleye getirmek istemiyorum ya, sonuçta hayatımın kararı."
Ne diyor bu mal der gibi elimle gösterdim. "Lan iki senede karar veremedin, dikkat et de karar verdiğinde bir hayatın kalmış olsun." O da doğru aslında der gibi başını salladı. Bu güne kadar ilk kez böyle tavsiye duymuş ve aydınlanmış gibi bir hali vardı. Bu beyinle beş sene daha hazırlansın bence diye içimden geçirdim. Zeynep hipnoz olmuş gibi hareketli cismi takip ediyordu. Hareketli cisim eşittir Yiğit.
"Güzelim çok derine daldın, boğulmayasın?" İç çekip bana sadece iki saniye baktı. Yerini bildiği adama bakmaya geri döndüğünde dua eder gibi konuştu. "Ozan boğulacaksam okyanusta boğulayım he, ne diyorsun?" Gözlerimi devirdim, gerçekten bu kadar abartmak biraz şov değil mi? "Kanka ben yani en azından bir çırpınmanı, bir yüzmeye çalışmanı falan beklerdim."
"Kıyıya çıkarsam bu Zeus bana suni teneffüs yapacak mıymış Ozan ona göre." Hayatımda böyle yürüme görmedim sayın seyirciler. "Zeynep seni şurada ayakta alkışlamak isterdim de sebebini sorsalar açıklayamamaktan korktuğum için hayretimi içimde yaşıyorum.” Çocuğa gözlerinle alev atacaksın birazdan."
"Sen hep böyle kıskanç mıydın Ozan? Anlamıyorum ki kankanı mı kıskanıyorsun, adamı mı?" Bana laf atarken bari bana baksaydın ya. "Lan ilkokul dördüncü sınıftan beri arkadaşımsın, benimle konuşurken lütfedip suratıma bakmıyorsun, ben mi kıskanç oluyorum bu durumda?"
Bugün kafeye geldiği andan bu yana teyitlediğim şey, Yiğit genç kızların sevgilisi, uzun boyu ela gözleri, hafif dalgalı ortadan havalı fönle ayrılmış olduğunu varsaydığım kestane saçları, tamam benim kadar olmasa da kaslı gövdesi ve kollarıyla beyaz atlı prens efsanesi gibi dolanıyordu ortalıkta.
"Zeynep! Bir şey soracağım kanka... Ben mi, Yiğit mi?" Komik olan neydi anlamadım ama gülmekten konuşamıyordu. Karnını tuta tuta zorla nefesini kontrol altına aldı. "Ya ben hiç düşünmedim valla Ozan, ne yalan söyleyeyim hiç dikkat etmedim, kardeşime o gözle bakar mıyım?"
Uğur'un yerinde rahatsızca kıpırdandığını bakmadan bile görebiliyordum. Kıyamam, liseden beri yanıktı Zeynep’e. Ama bu duyduklarını duyacağından emin olduğu için açılmayı hiç düşünmemişti. Bir saat öncesine kadar da Zeynep feminizm naraları attığından endişelenip, kıskanacağı bir durum olmamıştı. Bir gün bunun olacağını hep söyler dururdu ama şu an görünen o ki hep de olmamasını dilemişti.
"Bakarsın kanka neden bakmayasın?" İki elimle omuzlarından tutup kendime çevirdim. "Bak bakalım, ben mi o mu?" Boğazını temizledi, yüzüne ciddi bir ifade kondurdu, sağ elinin baş ve işaret parmağıyla çenesini kavrayıp "Hımm bir bakalım... Evet açık kahve rengi göz, sivri minik bir burun, bembeyaz bir ten, açık kahve pırasa saçlar... Uzun boy, bakalım?" Kolumdaki kasları sıkıp teyitledikten sonra "Sert pazular da tamam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gençler dağılın!
Novela JuvenilHiç olmaz ya merak ettim... Kimse tamamen göründüğü gibi değildir. Bunu bilir, bunu söylerim ama karşımdaki adam yargılarımla oynuyor... Haklı olduğumu kendime kanıtlamak için selam bile vermeyeceğim birine yaklaşmaya çalışıyorum. Oynat bakalım... ...