Uyarı: Fluff. Lucifer x Reader Çeviri hatası olabilir. Iyi okumalar! ￣￣￣￣￣￣￣￣￣￣￣￣￣￣￣￣￣￣￣
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"
Lucifer?"
Elinde bir tepsi kahveyle kapıyı çaldın. Ne kadar beklediysen de cevap gelmedi. Merakla başını iki yana salladın. Lucifer zaten uyuyor muydu? O zaman neden odasının ışıkları açıktı.
Belki de gerçekten uyuyordu, sadece... Yatağında değil.
Yumuşak bir iç çekişle odasının kapısını açtın ve hafifçe içeri baktın. İşte oradaydı, senin çalışkan Lucifer'ın, başı masanın üzerinde, siyah düğmesinin kolları sıvanmış, kravatı gevşek bir şekilde yerinde ve saçları normalden daha dağınık.
Dudakların sıcak bir gülümsemeyle kıvrıldı.
Onu ilk kez böyle görmüyordun. Savunmasız, yorgun ve her zamanki gibi sadist, gururlu bir iblis değil. Daha yumuşak anları oldu, özellikle senin yanında.
Tepsiyi masasının üzerine koydun ve bir adım yaklaşarak yüz hatlarına hayran kaldın. Ürkütücüydü ama seni kim suçlayabilirdi? Onu böyle... sakin ve huzurlu görmek asla doyamayacağınız bir şeydi. Kasları daha az gergindi, kaşları her zamanki gibi çatık değildi, yüz buruşturma değil, büyüleyiciydi.
Elini yumuşak kuzguni renkli saçlarının arasından geçirirken, bakışların yumuşadı. Herkes için çok çalıştı. Kardeşleri Lord Diavolo, diğer iblisler ve onun çalışmaları zar zor takdir ediliyordu.
Uykusunu bölmemek daha iyiydi. Ama yine de... Duruşu sabit olmasaydı sırtı ve boynu çok ağrırdı!
Böylece kararınızı verdiniz ve işinize başladınız. Önce sırtıydı, doğru duruşa getirmek için ne yapabilirsin? Gurur avatarına uzaktan bakıldığında, oldukça... eh, ağır görünüyordu. Yalan söylemezsin.
Denemekten zarar gelmez.
İlk olarak, sandalyesine küfretmek için bir dakikanızı ayırdınız. Nasıl bu kadar çok saatin üzerinde oturmaya devam edebiliyordu? Arkalık çok rahatsız edici görünüyordu ve kafalık bile yoktu! Daha sonra ona bir ofis koltuğu almayı aklınıza not ettiniz.
Koltuk eğim ayarlayıcısı yoktu, bu yüzden sırtını yatırmasına, sırtlığı eğmesine, üzerine bir battaniye ve bacaklarının altına bir şey koymasına gerçekten yardım edemezdiniz. Oturduğu sandalye türü ile başının altına bir yastık koyabilirsiniz. Bu şekilde, en azından yarın kolları ağrımayacaktı.
Onu omuzlarından tuttun ve yastığı başının altına gizlemek için biraz yukarı çektin. Sırtının daha iyi bir pozisyonda olması için iki veya üç yastığı bir araya getirirsiniz (sadece biraz daha iyi. Yapabildiğiniz kadar iyi.)
Sıra battaniyeye geldi. Ancak battaniyelerin çoğunun çok büyük veya çok ağır olduğunu fark ettiniz. Hafif bir iç çekişle odana geri döndün ve oradan daha hafif bir tane getirdin. Omuzlarına koydun ve balkonun kapısını kapattın.
Kaldığınız süre boyunca fark ettiğiniz bir şey, Devildom'ın havasının komik bir şekilde değişmesiydi. Ne bekleyeceğinizi asla bilemediniz. Ve Lucier dahil birçok iblis buna alışmışken sen alışmamıştın. Yani sen kendin ince bir battaniyeyle uyuyamayacak olsan da Lucifer'in uyuyabileceğini biliyordun. Ve daha kalın bir tane koymak onu uyandırırdı.
Her şey bittiğinde ve yerine oturduğunda, kafasına yumuşak bir öpücük kondurdun. Uyuyordu, fark etmeyecekti. Sonra -şimdi soğumuş- kahve tepsisini aldın ve yarı yolda ışıkları söndürerek odadan çıktın.
Ancak fark etmediğiniz şey, tam odasından çıkarken sözde 'uykuda' Lucifer'ın dudaklarında beliren eğlenmişgülümsemeydi.
