32 || sevdiği adamın yanında olduğunun bilincine vardığı zaman

149 17 13
                                    

Verdiği nefes kapıya çarptı. Yumruk yaptığı eli havada kapıya iki kere tıklatırken kafasındakileri toparlamaya çalıştı. Jungkook'la 1 aya yakındır bir ilişkinin temellerini atıyorlardı. Kalbi genç çocuğa karşı hevesliydi.  O hayran olduğu zihin, tatlı yüzüyle bütünleşip hayatına girmişti. Birden oluşmamıştı içindeki hisler ona karşı. Zamanla, onunla vakit geçirirken fark etmediği bir şekilde yavaş yavaş işlemişti küçük yıldızı kendisine. Kaçmak istese de kaçamamıştı duygularından. Yanlış, diye düşündüğü her an, ondan kendini uzakta tutmaya çalıştığı her an daha çok dahil olmaya başlamıştı Jungkook hayatına. Neden böyle uzakta durmaya çalıştığını sorgulatmıştı kendisine. Hayat üzerine konuşmuşlardı, dertleşmişlerdi, en önemlisi birbirlerini dinlemişlerdi ve Taehyung o zamanlar fark etmişti; Jungkook'un sözleri rastgele sözler, bakışları rastgele bakışlar değildi. Duygu yoğunluğunda boğulmuş bir bedenin içindekileri yansıtmaya çalışan iki yıldız parçasıydı gözleri. Tek taraflı değildi hisleri, bunun farkındalığıyla boğuştu kendi kendine, çünkü gidecekti.

Hikayeleri hep gitmesi üzerine kuruluyken, gelen olmuştu şimdi. Bir daha geri dönmeye niyeti olmadan kapısına gelmişti. İçeriden gelen adım sesleriyle kanının damar çeperlerine yaptığı basınç gittikçe artıyordu. Kapı açıldı. İki parlak göz ona bakıyordu, anın heyecanından olsa gerek ne yapacağını bilemedi. Çok güzeldi, Jungkook gerçekten çok güzeldi.

"Jungkook" ismi döküldü dudakları arasından, ne kadar büyülenmiş olsa da Jungkook kollarını bir saniye daha bekletmeden sevdiğinin boynuna doladı. Boynunun etrafına dolanan kollarla o da hiç bekletmeden ince bele sardı ellerini. "çok özledim." Jungkook sevgilisinin boynuna gömerken kendini, fısıltı şeklinde çıktı sesi. Yeni yıkanmış saçlardan gelen yumuşak koku, buram buram ciğerlerine doluyordu. Bağımlısı olduğu koku, burnumun dibindeydi. "Ben de, ben de çok özledim bebeğim."

"Bebeğim..." diye tekrarladı Jungkook ve sığındığı boyun oyuntusundan çıktı, gözlerinin içine baktı. Gözbebekleri titriyordu sevgilisinin, kendini o gözlerde gördü. Bu kelime çok özeldi. Taehyung'un ona karşı hitap ederken kullandığı her kelime gibi. Ona aitmiş gibi hissettiriyordu.

Uzun, eklemleri belirgin parmaklar önüne düşen saçlarını kulağının arkasına gönderdi. Normalde uzun bakışmalardan ilk kopan olan taraf olmasına rağmen bir türlü çekemedi sevgilisinin gözlerinden gözlerini. İçinde bir ses bağırıyordu. Artık geldi, artık kopmak yok, ayrılmak yok diye. Bir karmaşanın içinde kaybolmuş gibiydi, sanki havai fişekler patlıyordu. Holiganlar iitişip tepişiyor, bir kargaşa yerinde havada meşale dumanları uçuşuyordu. İçindeki holiganları susturamadı, gözlerine yansıyordu heyecanı. Kulağının arkasından çenesine doğru gelen elle biliyordu sonraki adımı. Çok bile beklemişlerdi. Sevgilisinin dudakları dudaklarının üstüne kapandı. Holiganlar sustu, şimdi sessizliği bozacak olan onlardı.

Bu hissi hatırlamak için o kadar beklemişti ki, dayanamadı . Kendini yıldızının dudaklarına kapattığında ilk öpüşü uzun soluklu oldu. Ayrıldıkça her seferinde daha hızlı emdi tatlı alt dudağı. Adım adım duvara yaklaşırlarken doyamıyordu iki taraf da birbirine. Ayrıldıkları gibi bu sefer Jungkook tarafından yakalanan alt dudağıyla nefesini onun üzerinden aldı . Öyle ihtiyaç doluydu ki Jungkook'un emişi, ağzından çıkan hafif inlemeyi durduramadı. Sevgilisinden kendini ayırmadan onu öpmeye devam ederken tek ayağıyla kapıyı kapadı. Bu ani hareketle ise dudakları belirgin bir sesle ayrıldı. Gözlerinin içine hafif dağılmış bir şekilde bakan Jungkook bin beter ediyordu kendisini. Boynundaki ellerle kendine çekiyordu onu. Taehyung böyle bir şeye nasıl karşı koyabilirdi?

Küçük pembe dudaklarda tekrar kendini bulurken bedenlerini kapının yanındaki duvara doğru ilerletti. Sırtı anahtarların konulduğu sehpaya çarpsa da önemsemedi Jungkook ama Taehyung'un elleri anında Jungkook'un kalçasına gitti. Kaldırıp sehpaya oturttu bebeğini. Jungkook bu anı kim bilir kaç kez hayal etmişti ama hiçbir hayali şu an yaşadığı hazla rekabet edemezdi. Taehyung'un belini sıkıca saran büyük ve eklemli elleri, deminden beri boynunu turlayan dili, gözlerini yukarı kaydırıyor, kısık sesli de olsa ağzından sesler çıkarmasına neden oluyordu. Dayanamıyordu, boynuna atabileceği kadar geriye atıp, kafasını duvara çarpmamak için kendini biraz öne ve Taehyung'a ittiğinde istemsizce "Ah.." diye sızlandı. Beyaz boyundan kaldırdı başını Taehyung. Yukardan baktı sevgilisine.

"Yemin ederim senden güzeli yok Jungkook, yemin ederim..."

Jungkook'un göğsü hızlı hızlı inip kalkıyordu. Taehyung gelecek diye giydiği siyah gömlek sanki dar geliyordu. "Taehyung..." dedi. "Bebeğim, söyle..." derken Taehyung yumuşak olmaya çalışıyordu ama sevgilisinin dediklerini duyduktan sonra böyle bir çabaya gerek olmadığını anladı. "Durma, ne olursun durma." sesi öyle ihtiyaç doluydu ki Jungkook'un, yay gibi gerildi Taehyung'un elleri altında beli. Birinin dokunuşlarından daha önce bu kadar etkilenmediğini biliyordu. Kendi kırmızılıklarıyla dolu bembeyaz boyna son bir öpücük bıraktı Taehyung. "İlk günden hızımızı alamayıp güzel bir anı bozmayalım." diye fısıldadı. Neden fısıldadığını da bilmiyordu.

Çocuk gözlerinde tüm istek, kıvılcımlanan yıldızlarla ona bakıyordu. Devam edelim dese edeceğini biliyordu. Kendisi de çok istiyordu ama yoldan geldiği için yorgundu. Güzel bir ilk yaşamak istiyordu onunla. Yorgunluktan dolayı savsaklamak istemiyordu. Yoğun havanın arasında itirazlar uçuştu, Oturduğu yerden aşağı inip sarıldığında  sevdiği adama hak verdi. Yorgunken alacağı zevk de azalırdı ki Taehyung onlayken az zevk almış gibi hissederse çok üzülürdü. O yüzden kendini toparladı. Ona sarılarak uyuyabilmek bile hayallerini süsleyen en güzel şeylerden biriydi. Şimdiyse o yanındaydı. Sarıldı, göğsüne sığındı ve o gece artık Taehyung'un hep yanında kalacağının bilincinde rahatça gözlerini kapayabileceğini düşündü. Her şeyin bir zamanı vardı. Şimdi yavaş yavaş sevdiği adamın yanında olduğunun bilincine varmaya başladığı zamandı.

--

ilk yazarken çok yükseldim ama şu an asla olmamış gibi geliyor

sevmenizi umacağım artık başka yapacak bir şey yok öpüldünüz

haykırışlar ve yakarışlar üzerine | tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin