hayatını bir yağmura benzetirdi hep. ordan oraya taşınmıştı bir bulut misali. hep yere bırakılmıştı bir su damlası gibi. çölün ortasındaki umut değildi. beklenmeyen ve istenmeyen bir yağmur. düğünlerde, bayramlarda, gezmelerde, geceleri yağardı şehrine. öyleki kediler kuşlar evsiz kalırdı onun yüzünden istenmeyen hor ve sert bir yağmurdu. bazen bir salyangoz çıkardı. mutlu ve istekli. at arabaları ezerdi minik salyangozu. yağmurdan kaçan arabalar...
- herkes uyansın. yemekhaneye insin. çocuklarını gülüşmeleri tüm yurdu neşelendiriyordu.
- hadi inelim artık.
- peki ya Semenda ne olacak.
- boşver sen onu hadi yemekler bitmeden inelim. bu Semenda
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
kendisi biraz(!) uykucudur. annesi tarafından Reine Yetimhanesine bırakılmış birkaç çocuktan biri.
- sıraya herkes sıraya geçsin. çocuklar sıraya müdür gelecek sıray-
- SIRAYA GEÇİNNN.herkes telaşla yerini alır.
- SAĞBAŞTAN SAY.
-1
-2
-3...
-47son
-47 Mİ? ODA BAŞKANLARIII
-BUYRUN MÜDÜREM
-hanginiz bakalım bu hadsiz hee? söyleyin kim yok? tabiki Semenda çünkü uyandırılmadı. ah zavallı kızcağaz yine cezalandırılacak.
-müdürem sanırım biz odadan Semenda yok.
-ÇABUK ÇAĞIRIN ONU BURAYA HEMENNN!!
çocuklardan biri aceleyle Semenda nın odasına gider.
-Semenda kalk. kızım kalksana
-noluyo ya? ne bu gürültü.
-bu sabah yine geç kaldın. müdüre hanım bu kez söndürecek mumunu. kalk.
-NEE!! iyide beni uyandırmadılar ki. o sırada dolaba yönelip kıyafetlerini çıkarır ve aceleyle giyinmeye başlar.
-sence sana inanır mı?
-sanmam.
-neyse acele et elini yüzünü yıka hadi.
-tamam. Semenda kıyafetlerini giyer, saçını tarar ve hızla aşağıya iner.
-sonunda geldiniz küçük hanım. nerelerdeydiniz yoksa güzellik uykunuzu mu böldük?
- müdüre-
-KES! TEK KELİME ETME! ARTIK SAÇMALIKLARINDAN BIKTIM! SANA BU SABAH YEMEK FİLAN YOK! bir şimşek çakar.
-güzel. o zaman biraz ıslan. hem belki o daldığın saçmasapan rüyadan uyanırsın. HERKES MASALARINA OTURSUNNN!
-ama.
-gördün mü bak. müdüre hanımı kızdıranlar cezasını çeker. hep birlikte attıkları itici ve iğrenç kahkahadan sonra
-sana söylemiştim Semenda. benimle uğraşma. şimdi pişman mısın yaptıklarından? yargılayıcı ve cesur bir bakış attıktan sonra
-hayır, değilim ve bu saçma oyunlarınla canımı acıtamazsın. dedi Semenda. herkesin gözünün önünde süveterinin üstüne giydiği hırkayı çıkarıp birkaç saniye önce başlayan deli yağmura gitti. herkesin alkışlaması ve sesler Gabriel, arkadaşlarını ve müdür Fern'ü rahatsız etmişti. Semenda nın da amacıy oydu zaten...
uzun süre yağmurdan rahatsız gibiydi. yurdun duvarının kenarında bir kedi gördü.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
kedinin yanına gitti. bir güzel sevdi. kimse görmeden ıslanmış kediyi bodruma giden dış kapının yanına bıraktı ve geri yerine döndü. onun bu ıslak ve rahatsız halini gören Gabriel keeyfinden ödün vermeden adeta nisbet yapıyordu. Semenda bunu fark etti. bir şeyler yapmalıydı, Gabriel'ı sinirlendirecek bir şeyler. kendi kendine dans etmek geldi aklına. onun deli ya da aptal olduğunu düşünecek kimse yoktu çünkü bu onu utandıran birşey değildi. kendine '' Crayz Bitch'' derdi. dans edip şarkı söylemeye başladı.
sesi öyle huzur vericiydi ki sesi duyan çocuklar bir anda susup Semenda'nın yağmur ile birleşen senfonisini dinlemeye koyuldu. içlerinden biri ona katıldı. bu Sam'di. Sam'i herkes severdi. iyi uslu ve eğlenceli bir insandı. kızlara karşı bir beyfendi oğlanlara karşı ise gerçek bir kardeş. sohbetine geleni geri çevirmeyen nazik biriydi Sam. onunla birlikte 1 2 3 derken herkes şarkıya eşlik eder olmuştu. sonunda Semenda'da olan biteni fark etti ve daha da keyiflendi. çünkü köşede suratsızca oturan Gabriel'ı almıştı radarına. sonunda müdür olaya dahil oldu
-SUSUUUN! HERKES SUSSUN! KİME DİYORUM BEN! ancak böyle güzel bir anı müdür korkusu dahi bozamazdı. tabiki biri bile uymadı bu uyarıya. sonunda şarkı bitmişti. alkışlar ve ıslıklar havalarda uçuşuyordu. Semenda alkışlara bir opera sanatçısı edasıyla teşşekkür ediyordu.
nihayet yemekler bitmişti. yağmurda durmuştu. Semenda'nın da cezası -onun için bir ödül- bitmişti. bu gün temizlik ve bahçe günüydü. herkes odalarına çıktı ve temizliğe başadılar. kova sesleri, birlikte söylenen şarkılar, bazı minik kavgalar adeta bir hikayenin ortasında gibiydi...
