9

427 62 103
                                    

''Lou yeni bir misafirin geleceğini öğrenince kapıda karşılamaya karar verdi,'' Jimin kenara çekildi Jae'nin içeri geçebilmesi için. Jae gülümsedi ve eğilip Lou'yu sevdi. Ve tam da tahmin ettiği gibi, Lou hiç de yadırgamamıştı geleni. Sanki Jae yıllardır görmeye alıştığı biriymiş gibi sevdirdi kendini ona.

''Tahmin ettiğimden çok daha tatlı bir şey bu,'' Birlikte salona geçtiler ve Lou o kadar şımardı ki neredeyse Jae'ye yürümesi için alan bırakmadı. Jimin onu uyarmaya kalktığında Jae gerek olmadığını söylemiş ve Lou bundan cesaret alır gibi daha çok yapışmıştı Jae'ye.

''Nasıl olsa sahibi benim,'' dedi ve ayağa kalktı Jimin. Hala Lou'ya bakıyordu. ''Elbet elime düşer bir gün.''

Jae onun bu sözüne kıkırdadı ve akşam yemeği için mutfağa geçtiler. Jimin'in tam bahçeye açılan kapısının önünde masası vardı. Mutfağı da oldukça büyüktü. ''Bugün menüde suşi var,'' dedi Jimin servise geçerken. Jae'ye baktı. ''Doğrusunu söylemek gerekirse elimden sadece bu geliyor. Ramen yapsaydım çok kötü bir ev sahibi olabilirdim.''

''İnan suşiyi çok severim,'' dedi Jimin'i izlerken. ''Ama ramen yapsaydın da sorun olmazdı. Teşekkür ederim.'' Onun söylediklerine karşılık Jimin de gülümsedi ve karşısına oturdu. Yemek boyunca oldukça keyifli bir şekilde konuştular. Jimin Jae'nin kendisinden bir yaş büyük olduğunu ve bir teknoloji şirketinin CEO'su olduğunu öğrenmişti -ki bunu zaten tahmin etmişti. Konuşmalarında Jungkook neredeyse hiç geçmedi, onun dışında birbirleri hakkında çokça bilgi edindiler.

Tam da Jimin'in tahmin ettiği gibi, bu ilk aşamaydı. Çünkü saat geç olduğunda ve Jimin Jae'yi yolcu ederken onu pazar günü akşam yemeğine çıkarmayı teklif etmişti. Jimin kabul etti, Jae iyi biriydi ve onunla zaman geçirmekten keyif almıştı. Birbirlerinin numaralarını aldılar ve bu haftasonu için sözleştiler.

Jae gittiğinde Jimin derin bir nefes verdi ve odasına attı kendini. Duş aldı ve üzerini giyindikten sonra yatağına geçip bilgisayarını açtı. Jungkook'un programına göz atması gerekiyordu.

Cumartesi günü tamamen boşaltılmıştı. Jimin programları önce haftalık ayarlayıp sonra günlere böldüğü için şimdi yarının, yani cumartesi gününün programını hazırlıyordu. Cumartesi günü neden bomboştu bilmiyordu ama böyle yapılması diğer günlerin aşırı yoğun olmasına neden olmuştu. Bunu kendisi yapmamıştı, bu yüzden cumartesi gününü doldurup diğer günlerin daha az yoğun geçmesini sağlarken nedenini düşünmedi.

Hazırladığı programı Jungkook'a mail olarak attı ama çoktan Seul dışına yola çıkan Jungkook maili görmedi.

-

Jimin sabah işe biraz geç kaldı.

Hazırlanırken telefonu defalarca çaldı ama tam aramalara dönüş yapacakken telefonunun şarjı bitmiş ve kapanmıştı. Takımının ceketini üzerine geçirdi ve telefonunu da alıp hızlıca arabaya koştu. Arabaya biner binmez telefonunu şarja taktı ve evden çıktı. Gece Yeonjun yanına gelmiş ve uyuyamadığını söylediğinde Jimin onunla yatmıştı ama uyumamışlardı. Yeonjun kendini iyi hissetmediğinde uyuyamazdı ve rahatlayana kadar biriyle konuşurdu. Dün gece de bu yüzden oldukça geç bir saatte uyumuşlardı ve Jimin geç kalmıştı.

Şirkete yaklaştığında ilerideki trafiği gördü. Bir kaza olduğu belliydi. Jimin trafik polislerinin ve ambulansların o alana geçtiklerini gördüğünde telefonu açıldı ve beklemeden eline aldı.

Kayıtlı olmayan kişilerden bile bir sürü arama vardı. Başı Jungkook ve Yeeun çekiyordu. İş arkadaşları da fazlasıyla aramış ve mesaj atmıştı. Jimin kaşlarını çattı, ne olmuştu böyle?

505 | kookminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin