Arkami döndüğümde sarışın tanıdık bir yüz ile karşılaştım. O da pogue idi.
"Senin burada ne işin var Cindy?""Adımı nereden biliyorsun?"
"Sarah senden çok bahsediyordu. Buraya onu görmeye mi geldin?"
"Hayır.. Buraya taşındık. Durumları biliyorsundur belki. Bütün ada konuşuyordu."
"Evet senin adına gerçekten çok üzüldük."
"Teşekkürler sayın?""JJ, JJ Maybank resmi olarak tanışmamıştık değil mi haha."
"Ah evet. Cindy Gilmore sizinle tanışmaktan onur duyar."
Elimi öperek,
"O onur bana aittir."
Gülümseyip yanından ayrılacakken arkamdan seslendi."Sanırım yüzmeye gelmiştin. Bize katılmak ister misin?"
"Davetiniz için teşekkür ederim Mr.Maybank ama maalesef reddetmek durumunda kalacağım. Başka zaman artık."
"Lütfen bana JJ de. Eğer tabii ben de sana Cindy dersem sorun olmaz değil mi?"
"Hayır sevinirim. Görüşmek üzere M- JJ."
El sallayıp oradan ayrıldım. Evi uzaktan fark etmiştim ama önünde tanıdık bir araba vardı. Rafe'in arabası..Hemen eve doğru koştum abime bir şey yapmasından korkuyordum. Eve girdiğimde evde kimse yoktu ancak bahçeden sesler geliyordu. Mutfağın camından bahçe görünüyordu. Rafe abimle tartışıyordu ama bu işin sonunun ne olacağını bilmediğim için elime boş bir şişe aldım ve bahçeye sessizce ilerledim.
Rafe:"Cidden sizinle nasıl arkadaş oldum anlamıyorum!"
T:" Asıl biz anlayamıyoruz! Zor zamanımızda yanımızda olmamayı tercih ettin! Sana cidden inanamiyoruz! Adi pislik!"
"Kardeşin de annen gibi bir oro-!"
Kafasına şişeyi geçirmiştim. Kimse anneme laf edemezdi.Rafe az sallanmıştı kafasının yerinde olmadığı belliydi. Söylene söylene arabasıyla uzaklaştı. Tom bana sarılıyordu. Çünkü sarılmazsa hüngür hüngür ağlayacağımı biliyordu. Akşama doğru hızlı bir şeyler hazırlayıp yedik. Masayı toplarken Tom bana yardım ediyordu.
"Hey biraz dışarı çıkmak ister misin? Hem hava çok güzel değil mi dondurma falan yeriz."
Onaylar biçimde kafamı salladım. Bulaşık işi bittikten sonra rahat bir şeyler giyip dışarı çıktık. Sahile doğru yol alırken JJ ve arkadaşlarını gördüm ve yanlarında yine Sarah vardı. Onu görünce yüzüm düşmüştü. Çünkü Sarah ile ben küçüklükten beri her şeyimizi paylaşırdık aramızdan su sızmazdı. Son olaylardan sonra bir şeyler olduğunu hissediyordum ama söyleyememiştim. Anlaşılan o da bana söylemek istememiş ki şu an bu kadar mutlu. Görmemiş gibi yapip yürümeye devam ettik. Tom da Sarah'ı görmüş olacak ki benim tepkimi ölçtü.
"Cindyyy etrafına bakınmaya ne dersin. Bak hava ne kadar güzel. Hatta senin için günün en güzel saati güneş batıyor bak."
"Tom ne yapmaya çalıştığını anlıyorum ve lütfen yapma. Şu an sadece sahilde yürümek istiyorum."
"Peki.."
Tom ile vakit geçirmek eğlenceliydi. Abim olsa bile bana bir arkadaşız gibi yaklaşıyordu. Onun bu huyunu çok seviyordum. Dondurma almak için tezgaha yönelirken arkamızdan bir ses geldi. Bize seslenmiyorlardı ancak hakkımızda konuştukları çok belliydi.
Adam 1(M):"Buralarda bu kadar güzel insanların olduğunu bilmiyordum. Baksana ne kadar genç."
Adam 2(H):"Değil mi? Bütün gün keyfim yoktu ama şu an yerine geldi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Do ı wanna know? JJ Maybank
De Todoiyi çocuklar cennete gider ama kötü çocuklar cenneti size getirir.