2

50 10 3
                                    

Sabahleyin uyandığımda biricik oda arkadaşım yoktu.

Kesin Philiphe dir dedim. O inkar ediyordu ama gözlüğü atsa okulun en güzel kumralıydı. Maviyi andıran gözleri dalgalı saçlarıyla dans eder gibiydi. Tabii at kuyruğu ve çerçeveli inek gözlüğü onu değiştiriyordu.

Masanın üzerine baktım. Gözlüğünü almamış, tavsiyeme uymuştu. Philiphe den çok hoşlanıyordu anlaşılan.

Tabi Philiphe de öyle klasik bir tipleme değildi. Bal rengi iç ısıtan gözleri, havaya diktiği jöleli siyah saçlarına okul hayrandı. Ben hariç. Hatta ona uyuz olduğum da gerçektir. Onun egoist tavırlarından oldum olası nefret etmişimdir.

Durum Sabrina için çok farklı. Bu çocuğa kör kütük aşık zavallı. Mide bulandırıcı.

Üniformayı icat eden insan evladından yine nefretle bahsederken giyiniverdim ve çantamı aldım. Kızıl saçlarım salıktı. Yeşil gözlerime eyeliner çektim. Botlarımı giydim. Süper!

İlk ders biyolojiydi. Pek sevmem. Bay Dan hayatımdaki en kötü öğretmen. Neden mi? Adam her gün ödev veriyor! Utanmasa karne günü de vericek! Çok şükür ki ilk gün fiziği seçmiştim. Bayan Harper okuldaki en iyi öğretmendi, şüphesiz.

İlk ders yanımda sessizce oturan Sabrina teneffüste koşarak gitti. İkinci ders matematikti.

Philiphe diye düşünüp sevindim. Tabii sevincim uzun süremedi. Normalde beni derse kaldırmayan öğretmenciğim, bana konu hakkında sorular sormaya başladı. Küfürrrrrrrrr!?!?!!!!!!!

Derste soruyu cevaplayamamanın cezası ağır oldu, Sabrina dan nefret etme nedenjm olmuştu. Ve ben ona kafetaryada hesabını soracaktım!

Her zman oturduğumuz yere gittim. Boştu. Ve ne gördüm bilin! Daha dün dışlanan Sab, bugün ukela takımının -biz havalilara böyle derdik- masasındaydı.

Pislik Sabrina ya bakakaldım. Beni satmıştı!

Tepsimi aldım tek boş masaya yerleştim. Aklımda Sabrina yemeğim zehir oldu ki iki oğlan, bir kız genç -bütün okulu tanırım ki bu arkadaşlar yeni geldiler belli ki-
"Oturabilir miyiz?" dedi sarışın kız.

"Tabi buyrun" dedim. Hiç kusura bakmasınlar aç kalkamazdım yalnız.

Üçünün de önünde yemek yoktu. Bu tuhaftı biliyorum ama daha tuhafı kafetarya bir anda sessizleşmişti. Sineğin sesini duyabiliyordum o derece!

"Peki" dedi esmer -melez- yakışıklı oğlan. Sarışın kızla sevgili yada abi kardeşlerdi, bilemiyorum.

"Ben Betty." dedi sarışın güzel kız.

"Ben de Tommy" dedi sevgilisi esmer.

Bakışlar soğuk olan -Philiphe den on bin kat yakışıklı- oğlana çevrildi.

"Şey, bu da Erik" dedi kız.

"Tanıştıgıma memnun oldum Betty, Tommy ve Erik. Ben de Marie."

Bütün donuk bakışları göz kırpmaksızın bana bakan Erik' e baktım. Masmavi gözleri öyle derindi ki esir olabilirdim. Hafif dalgalı kahvenin en tatlı tonu saçları çok havalıydı. Teni aşırı beyazdı. Herhalde kansızlık hastasıydı. İleri safhada. Bilemiyorum ama kalbimde her şey yolunda mıydı bilemiyorum.

"Ders zilin çaldı sanırım, Marry."

Egoist ayı -artık Erik' e böyle diyecektim- beni masada istemiyordu anlaşılan.

"İyi dersler." dedim ki sonra aklıma bir şey geldi ve geri döndüm.

"Erik bence sen seçmelide biyolojiyi seç. En basit derstir de."

KADER BAĞI [BAĞ SERİSİ 1. KİTAP]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin