Dorian güne çok farklı bir hisle uyandı.
Gözlerini açar açmaz yanıbaşında uyuyan çocuğu kontrol etmişti.Bir koluna sıkıca sarılmış, platine kayan sarı saçlarının omzuna dağılmış olduğunu gördü.
Elini yavaşça Dante'nin başına yerleştirirken saçlarının yumuşaklığına hayret etmiş renginden yola çıkarak pamuk şeker olabileceğini düşünmüştü.
Her şeyden öte Dante'nin karşısında savunmasız bir halde uyuyor olması,kendisine bu kadar güvenmesi hoşuna gitmişti.
Hala kendisine neden bu kadar ilgili davrandığını anlayamıyor olsa da bu ilgiyi geri çevirmeye niyeti yoktu.
Genel olarak ona yakın davranmaya çalışan kişilerle pek samimi olmasa da bu çocuğun saf hisleri onu hayran bırakmıştı.
Gözlerinde çok tuhaf bir şey vardı,onlara bakar bakmaz sanki içine çekiliyor gibi hissetmiş ve bu çekime karşı koymayı aklının ucundan dahi geçirmemişti.
Eli istemsizce (!) yanağına kaymış baş parmağıyla gözünün altındaki minik beni okşarken çocuğun saçlarının nasıl koktuğunu merak etmişti.
Nasılsa uyuyor diye düşünerek burnunu çocuğun başına bastırmış, burnuna dolan acı hindistan cevizi kokusuyla farkında olmadan gülümseyip derin derin içine çekmişti bu kokuyu.
Tabii sonradan bağımlı olacağını bilmiyordu.
Ne kadar süre öyle durduğunu bilmiyordu fakat dudaklarının ucunda hissettiği hareketlilikle kolları arasındaki çocuğun uyanmaya başladığını anladı.
Ama yine de kendini geri çekmedi.
Dante uyku sersemliğiyle yerinde kıpraşıp dururken hissettiği sıcaklıkla uyanmak yerine daha da mayışmış, ufak mırıltılarla kollarını ince bele sararak yüzünü sıcak göğüse gömmüştü.Şuan tam anlamıyla iç içe geçmiş bir şekilde sarılarak uzanıyorlardı.
Dante yaptığı şeyin farkında olmadan uykusuna devam ederken Dorian kalbinin içinden fırlayıp gideceğini düşünüyordu.
Dante, saçlarını çocuğun göğsüne sürtmeye başlayınca Dorian midesinin birbirine düğümlendiğini hissetti.
Yatakta bu güzel çocukla daha fazla zaman geçirebilirdi lakin artık kalkması gerektiğini düşünüyordu.
Çocuğun uyanmamasına özen göstererek yavaşça kollarını çekmiş, kalın pikeyi omuzlarına kadar örterek yataktan kalkmıştı.
Banyoya gidip günlük işlerini hallederken aynadaki yansıması ona çok tuhaf gelmişti. Gözlerindeki sisli kahverengi bakışlar silinmiş, yerini ışıldayan bir kahve tonu almıştı.
Gülümseyince renk gelen çillerine bir süre bakakaldı. Öncesinde çirkin olduğunu düşündüğü çilleri şimdi onu rahatsız etmiyordu.
Sarışın çocuğun parmak uçlarını nazikçe yanaklarında gezdirmesi hoşuna gitmişti, bu yüzden bir süre çillerini kapatmak gibi bir niyeti yoktu.
Neşeli neşeli bir şarkı mırıldanarak mutfağa geçtiğinde bu sefer kendisi bir şeyler hazırlamak istemişti.
Dolaba yönelip ihtiyacı olan malzemeleri alarak işe koyulmuştu.
__________Bir süre sonra sofrayı kurmuştu.
Tezgahı toplarken omuzlarında ufak bir ağırlık, ardından ensesinde bir sıcaklık hissetmişti.Görünüşe göre Dante hırkasını onun omuzlarına sarıp arkasından beline sarılarak başını omzuna yaslamıştı.
Mahmur hareketlerinden hala uykulu olduğunu anlayınca küçük bir kıkırtı bırakmış ellerini önünde birleşmiş ellere sarmıştı.
Uzun eklemli parmakları incelerken çocuğun parmağında takılı olan beyaz ve siyah renkli halka yüzükler dikkatini çekmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözlerindeki Ay |Hyunlix
FanficIblis ve meleğin arasındaki fark ne? Lucifer da melek değil miydi, aslında masumiyet dolu ifadelerinin altında her türlü pisliği yapan, içlerinde melek barındıran insanlar değil miydi? Yüreğini takip ettikten sonra insanların arasına mahkum olan Lu...