Miribaaaa
Her gün bölüm attım kesinlikle PEHDLWGXOSGIDG
Gidişat ve karakterler konusunda şüphelerim vardı ama gelen çok tatlı yorumlar sayesinde biraz motive oldumVe dedim ki niye bölüm yazmıyorum sonuçta bu kitabın başını yazdım o kadar mi ilham gelmiyor oturdum başladım yazmaya ve böyle bisi çıktı pek emin olamadım ama tatlı oldu bence neyse
Ilgi gösterilirse en yakın zamanda yeni bölümü atmaya çalışacağım
Iyi okumalarrr✨✨
___________
Dante üzerini giyinmiş bir şekilde odadan çıkınca uzandığı koltuktan doğrulup merakla ona döndü Dorian.
"Nereye gidiyorsun?"Telefonunu arka cebine koyarak ona döndü Dante.
"Hep burada kalacak değilim ya, eve gitmeliyim."Dorian bu kısacık sürede fazlasıyla alışmıştı bu çocuğa, öyle ki o söyleyene kadar bir gün yanından ayrılacağı gerçeği aklına dahi gelmemişti.
Bu evrenin kanunudur, her insan bir gün ölüp sevdiklerinin yanından ayrılmalı, ardından kalanlar ise yas tutmak zorundadır. Kim bilir belki de Tanrı'nın bu iki sevdalı gence verdiği ceza bir gün son bulacaktı.
"Kalamaz mısın?"
Farkında olmadan ayağa kalkıp Dante'ye doğru ilerledi ve ellerini sıkıca tutup yüzüne yaklaşarak gözlerinin içine baktı.Dante tökezleyerek bir adım gerileyince Dorian tutuşunu daha da sıkılaştırıp bir adım yaklaşmıştı çocuğa.
Dante'nin dudakları memnuniyetle yana kıvrıldı.
Neredeyse 4 yıldır dünya işlerine müdahale etmeden Dorian'in peşinde bir gölge misali geziyordu ve Dorian'in onu 1 gecede kabullenmiş olması onu gururlandırmıştı.
Dorian bu cezaya çarptırıldığından beri gözünü kırpmamış kendinden katarak Dorian'e ulaşacak merdivenleri dizmişti bu yüzden çabalarının boşa çıkmadığını görmek onu fazlasıyla memnun etmişti.
Ve aralarındaki bağ yerini hiç yitirmediğinden ruh eşi oldukları için Tanrı'ya değil adını sayıklamayı bir an olsun bırakmayan sevgilisinin içindeki küçük çocuğa minnettardı.
Tanrı'ya inanmıyor, ondan ölesiye nefret ediyordu. Sevgilisinin canını bu denli yakan birine sempati duyamazdı, imkanı olsa onu elleriyle parçalayabilirdi.
Fakat şimdi bu can sıkıcı konulara odaklanmak yerine kendini, onu sarhoş eden gözlere bırakmıştı.
Parmakları istemsizce Dorian'in yanağına yerleştiğinde heyecanla soluğu kesilmişti çocuğun. Gözlerini hayran olduğu gence çevirerek irislerindeki parıltıları takip etti.
"Gözlerindeki yıldızlar.."
"..."
"Gözlerindeki yıldızlar yanaklarına taşmış çilli çocuk.."Mest olmuş bir halde kelimeler dudaklarından dökülürken gözlerinin dolduğunun farkında değildi.
"Ömrüm boyunca, görebildiğim kadarıyla o yıldızları takip etmeye çalıştım."
"Aradığım yıldıza ulaştım da, ama..."
Baş parmağını sarışının çenesine yasladı Dante ve hafifçe başını yana eğdi.
"Ama..?"Önünde farkında olmadan gözyaşı döken çocuğu dikkatle dinlerken usulca ıslanmış yanağını siliyordu.
"Ama Yıldız Çocuk o kadar iyi niyetli ki şimdi de kararmış ruhumu aydınlatmaya çalışıyor."
"Pekala, bunda yanlış olan ne?"
Şefkatle gülümsedi sevgilisine."Ben siyahım, tehlikeliyim, ben kirliyim. Ben baştan aşağı yanlışım."
"Onu yalnızca incitir, parıltısını zayıflatırım.""Daha önce yaptığım gibi.." Dorian'in duymaması için sona doğru içine fısıldamıştı.
Duyduğu sözlerle Dorian kaşlarını çatmış diğer eliyle de çocuğun yanağını avucu içine alarak yavaşça okşamasıyla gergin ifadesi dinmişti.
"Ah, Dante..Bebeğim henüz her şey "bizim" için yeniyken bu kadar karamsar olmanın yararı yok, seni daha ilk görüşümde içime bir su gibi serpildin sussuzluğumu dindirdin ve endişenin aksine bu suyun içinde boğulmuyorum yutkunduğum her an sıcaklığın bir ateş misali içimdeki buzları eritiyor."
"Ateşinin beni, bizi yakmasından korkuyorsan, korkuların yersiz bebeğim.
Sen bir ateş isen ben suyun olacağım.
Siyah isen beyazın olacağım.""Her koşulda zıttın olacağım, seni yarı yolda karşılayıp tamamlayacağım."
"Sen ve Ben, en sonunda birlikte, bir olacağız sevgilim."Çilli gencin gözleri kararlılıkla parlarken bir milim uzağındaki pembelikler dikkatini bir hayli çekmiş, beklemeden kalp şeklindeki üst dudağını önündeki dolgun alt dudağa yaklaştırarak onları bir yapboz misali birleştirmişti.
Bu sırada Dante onu bu kadar destekleyen genç karşısında duygulanmıştı.
Dudakları arasındaki et parçasını emerken rahatlamış bir şekilde usulca gözlerini yumarak içindeki minik çocuğun "uzun" bir süredir görmediği sırdaşıyla olan tatlı sohbetinin kıkırtılarını dinliyordu.
Bu sefer mutlu bir sona kavuşacaktı.
_________
*10 Yıl Sonra *
Dante uzun bir süredir huzurlu bir uykunun kollarında olmaktan memnundu, aslında o kollar her gece kendisine sarılmadan uyuyamayan nişanlısına aitti.
Her sabah olduğu gibi yatağın yan tarafında hissettiği ufak bir ağırlık ve ardından gelen küçük kıkırtılarla yüzünde bir mutlu bir gülümsemeyle uykudan uyanmaya alışmıştı.
Yine yanında hissettiği ağırlıkla aşina olduğu o kelimeyi duymayı bekliyordu.
"Babiş!!!!"
_________
Daha sonra yapacaktım ama zaman atlamasının hikayeyi daha oturaklı kılacağını fark ettim o yüzden çok şaşırmayın her an her şeyi yapabilirim PEGXOWGXOEUIX
Fikirlerinizi belirtirseniz çok sevinirim iyi gecelerrr💛💛
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözlerindeki Ay |Hyunlix
FanficIblis ve meleğin arasındaki fark ne? Lucifer da melek değil miydi, aslında masumiyet dolu ifadelerinin altında her türlü pisliği yapan, içlerinde melek barındıran insanlar değil miydi? Yüreğini takip ettikten sonra insanların arasına mahkum olan Lu...