5| bir serseriyim ve böyle iyi.

54 11 0
                                    

o kapıdan çıktığım anda bütün şeytanlarım sanki bunu bekliyormuş gibi saniyesinde üşüşmüştü beynime. sürekli bunu kabul edemezsin, yıllarca çektiğin ve zorla kurtulduğun bir tür yırtıcı işkenceye kendini yeniden hapsedemezsin diye bas bas bağıran o ses giderek şiddetini arttırıyordu, bu da düşünceler karmaşamı körüklüyordu.

ne olursa olsun, ne için olursa olsun kabul edemezsin.

gerginlik bütün bedenimdeydi şimdi ve ben bu sefer kontrol altında tutamıyordum, her an kontrolden çıkacakmışım gibi hissediyordum. o benden geçmişin acısını alacaktı, biliyordum. isteyebileceği o kadar şey varken böyle bir şeyi teklif etmesi bile bunu kanıtlıyordu zaten.

neden onunla yaşamamı istiyordu onu da anlamamıştım, ben nefret ettiğim biri sürekli burnumun dibinde olsa rahatsız hissederdim açıkçası. nasıl düşündüğünü anlayamıyordum. ve onu anlayamamak huzursuz ediyordu beni. kendimi şeytanımla aynı kafese kapatıyor olacaktım eğer kabul edersem. kafam oldukça doluydu..

bunları düşünerek yürümeye başladım aylak adımlarla. nereye gittiğimi de bilmiyordum her zaman olduğu gibi. amaçsız biriydim ve bundan rahatsız olmuyordum, ben böyleydim. ne kadar boktan özellik varsa taşıyordum, düşüncelerim bile beş para etmezdi. nefesimin daralmaya başladığını da hissedebiliyordum, ama bunun gerginliğimden mi yoksa arka arkaya yaktığım sigaralardan dolayı mı olduğuna dair bir tahminim yoktu. boşvererek adımlarıma devam ediyorum, zamanı öldürüyorum böylece. yürürken arkama bile bakmıyorum.

ve bu şekilde boş boş yürüyerek kendimi oyalıyorum, varacak bir yerim yok ama en sonunda kendimi o lanet metro istasyonunda buluyorum. aslında bilerek buraya gelmememe karşı, yine de bundan bir şikayet duymayarak metronun uzun merdivenlerini iniyorum. yoongi'nin burada olmayacağını umut ederek kendime yeni bir şeyler almak adına içim kıpırdanıyor herhalde. gerçi buralardaki kimsenin bana bir şey vermeyeceğini biliyorum ama en azından şansımı denemek umuduyla yürüyorum boktan metronun, duvarları graffitiyle dolu ve sağda solda ya uyuklamakla ya da kusmakla meşgul bağımlılarının arasında.

tanıdığım birilerini görmek için ortasında bulunduğum kalabalığı adeta yararak ilerliyorum. ama ortamda tanıdık kimse yok, aslında gözüm kim namjoon'u arıyor. yoongi dışında bana bana kıyakları dokunan tek kişiyi arıyor gözüm ama olukça yürümeme rağmen kimseye rastlayamıyorum. bu canımı sıkarken bir sigara daha yakıyor ve daldan derin bir nefes çekerken bunun boş olmadığını hemen anlıyorum, yoongi'nin kıyak esrarlarıyla dolu bir dal yaktığımı fark ediyor ama buna rağmen hızımı düşürmüyorum.. ve öylece yürüyorum, kendime bir süre düşünmemeye yetecek bir şeyler bulmalıyım çünkü kafam hiç susmuyor.

ve düşüncelerimi susturmanın bir yolu olmadığı için tek çarem onların sesini kısmak. eh, bunun için de çok şey gerekiyordu ve istediğimin kaynağını elde edememenin verdiği huzursuzlukla içiyorum parmaklarım arasındaki sarılmış sigarayı. ve dumanı ciğerlerimden bırakırken sonunda aradığım kişi gözüme çarpıyor, kim namjoon. tam ona doğru yürümek üzereyken birisi beni sertçe kolumdan tutarak durduruyor, tam arkamı dönüp ağzıma geleni sıralamak üzereyken o kişinin biricik ikizim olduğunu fark ediyorum. bu yüzden iltifat dolu cümlelerimi dışarıya vuramıyorum. o ise kaşlarını kaldırmış, bana sorgular bir ifadeyle bakıyor. "sana elli kere demedim mi buraya gelmeyeceksin diye, anlamıyor musun? gelme buraya," diyor sertçe. "yoksa ona kazık attığın adamların elinden ben bile kurtaramam seni. ki çoğuna olan borcunu kapatmış olmama rağmen. yeniden borçlanmaya ve başımı derde sokmaya mı geldin? siktir git buradan taehyung." konuşması öyle sert ki, yine de zerre umursamıyorum bu tavrını.

ona yaklaşıyorum çekinircesine. "acilen iyi bir şeylere ihtiyacım var." derin bir nefes veriyor. "ben hariç kimseden bir şey bulamazsın çünkü jeongguk senin herkesten mal almanı yasakladı." kaşlarım çatılıyor. "siktir oradan, dalga mı geçiyorsun sen benimle? namjoon verir bana, hem parasıyla değil mi?" ki, cebimde beş kuruşum da yoktu.

vagrant, taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin