Ceza ve Ceza

24 5 4
                                    


Medya: Yekta Yakamoz

Herkese selamlar. Nasıl gidiyor sevgili okuyucular?                                                                                        Umarım iyisinizdir. Yazarınız buranın yolunu anca buldu. Hsdfghjkl. Şimdi gelelim yolu bulup da bana uğramadan gidenlere.                                                                                                                        Yahu neden iki kelam yazmıyorsunuz şuracığa ya da neden bir yıldızı gıdıklamıyorsunuz.        Bu bölümde bekliyorum bakın.                                                                                                                             Vee şimdiye kadar okuyup oy verenlere de teşekkür ederim.💖💖                                        Medyadaki şarkıyı dinleyerek okuyabilirsiniz. Bu bölümde duygulandım ya az daha ağlayacaktım.🤧 

Tüm cümleler birbirinden alakasız olmuş lsjhbnk.

İYİ OKUMALAR SIR KUTULARIM❤️


GEÇMİŞ

 Küçük çocuk yine babasından dayak yememek için oyalanarak eve gidiyordu. Okuldan çıkıp boş sokaklarda gezerdi her zaman. 10 yaşında bir çocuk için ne kadar güvenliydi sokaklar. Hiç değildi ama bu çocuk bunu bilmesine rağmen dolanıyordu. Hava iyice kararmıştı ama çocuk eve dönemiyordu çünkü karanlıkta yolunu kaybetmişti. Her gün hava kararmadan evin yakınlarına giden çocuk bugün evden uzaklarda kaybolmuştu. Aslında babası bulup da dövemeyeceği için mutluydu ama ya başkaları gelip zarar verirse ya da köpekler saldırırsa o zaman ne yapacaktı. Sessizce bilmediği tenha sokaklarda dolanmaya başladı. Üşüdüğü için titriyordu. Bir iki taşa takıldı ayağı ve yere düştü. İçinden bir gelen olsa da yol gösterse diye geçirdi. Tam o sırada bir gurup genç geliyordu fakat hepsinin elinde birer şişe vardı. Çocuk önce umutlandı,  belki yardım ederler diye yanlarına gitti. Fakat gider gitmez yaptığı hatayı anladı. Genç adamlar kendinde değildi hepsi aynı babası gibi baygın bakıyordu. Onlar görmeden geri dönsem diye düşündü küçük çocuk. Arkasını dönüp gidiyorken genç gurubun uzun boylusu çocuğun koluna yapıştı.

"Nereye gidiyorsun güzel kız, kayboldun mu?" Küçük çocuk iyice korkmaya başladı. Bu gençler tıpkı babası gibi saçmalıyorlardı da. Kafasını hızlı hızlı iki yana salladı. Kolunu çekiştiriyordu ama nafileydi. Genç oğlan çocuğun kaçmasını engelleyecek derecede sıkı tutuyordu. Küçük çocuğun nefes alışverişi kendini kurtaramayınca hızlandı. Keşke 'eve gitseydim de dayak yeseydim en azından başıma ne geleceğini bilmediğim adamların yanında olmazdım' diyordu içinden küçük çocuk. Genç oğlan elindeki küçük çocuğu hala kız zannediyordu. Arkadaşları gülmeye başlayınca onlara döndü. " Neye gülüyorsunuz be!" Arkadaşları oğlanın bu çıkışına sanki çok komik bir şey var gibi daha fazla güldüler. Daha sonra aralarından biri " Elinden tuttuğun çocuk kıza mı benziyor lan salak iyi bak. " dedi. Genç oğlan arkadaşının sözüyle elindeki çocuğa baktı. Çocuk cidden kız değildi, elini hızla çekti üzerinden. Küçük çocuk hala titriyordu bırakıldığının farkında bile değildi. Ama keşke o an soluklanacağına kaçıp gitseydi. Genç oğlan bu sefer de küçük çocuğa yalancı diye bağırmaya başladı. Küçük çocuk neye uğradığını şaşırdı bu oğlan ne yalanından bahsediyordu. Küçük çocuk ağzını bile açmamıştı ki. Yine cevap vermek yerine kafasını iki yana salladı. Geri geri adım atarken sırtını birine çarptı. Arkasını döndüğündeyse bağıran gencin arkadaşlarından biri olduğunu gördü. Genç oğlan bağırmayı kesip çocuğa doğru yaklaştı. Çocuk tekrar kaçmaya çalıştı fakat bu sefer iki kolundan tuttu diğer oğlanlar. Küçük çocuğun gözleri yaşardı. Genç oğlan çocuğun suratına hızla tokat attı ve çocuğun yakasından tuttu. " Velet! Sen kimsin de beni kandırıyorsun ha! Beni kimse kandıramaz, bunun bir cezası olacak!" diyerek bağırdı. Küçük çocuk çırpınmaya devam ediyordu. Evde olsa annesinin yanına kaçardı ama burada kaçacak birisi yoktu. Genç oğlan çocuğun çenesini kavrayıp sıktı. " Çenesiz misin lan sen! Konuşsana lan!" diye bağırdı bu sefer. Küçük çocuk yine kafasını  olumsuz şekilde salladı. Genç oğlan bu baş sallamayı yanlış anladı ve pisçe sırıttı. "Demek dilsizsin, o zaman güzelce cezanı verelim sessiz çocuk." dedi. Küçük çocuk cezayı dayak zannediyordu bilmiyordu ki bu gençlerin amacının farklı olduğunu. Kolunu tutan gençler çocuğu sokaktaki boş çıkıntıya doğru çekiştirmeye başladı. İyice duvar kenarına çektikten sonra çocuğu dövmeye başladılar. Çocuk dayak yediğine seviniyordu resmen ama daha sonra diğer oğlanlardan biri kemerini çıkarınca bu hüzünlü mutluluğu bile kursağında kaldı. Oğlan kemeri bir eline sıkıştırıp pantolonuna yöneldi. Bir diğeri ise çocuğun üzerindekileri çekiştiriyordu. Geriye kalanlar ise komik bir şey varmış gibi gülerek izliyorlardı. Küçük çocuk ağlamaya başlamıştı artık. Yediği dayaktan ağlamayan çocuk yaşayacağı korkunç ve iğrenç olaydan dolayı ağladı. Önceki istediği yardım kabul olmamıştı ama şimdi birileri yardım etmezse çocuğun hayatı mahvolacaktı. Ömür boyu bu travmayla yaşayacaktı. Bünyesi dayağa alışmıştı çocuğun alışılacak bir şey olmamasına rağmen ama bu duyguya alışamazdı. Kaldıramazdı çocuk aklı bu iğrençliği. Üzerini çıkaran oğlan çocuğa yaklaşıp çocuğa dokunmaya başladı. Çocuk istemiyordu bu yaşananları artık göz yaşları ile çırpınıyordu sarhoş oğlanların karşısında. Oğlan çocuğun çırpınışlarından dolayı yaklaşamadığı için çocuğun suratına bir yumruk daha indirdi. Çocuk artık bayılma raddesine gelmişti ama kendinde olmalıydı. Kendini kaybederse koskoca bir ömrü de kaybedebilirdi. Oğlan çocuğa daha da yaklaşıp amacını gerçekleştirecekti ki bir silah patladı. Silah sesi ile oğlan geriye kaçtı. Silahı patlatan genç gurupla aynı yaşlarda olan ve genç gurubun bu akşam gittiği barda çalışan barmendi. Aslında yaşıtlarının bara alınmaması lazımdı fakat bolca para baydıkları için alınmışlardı içeriye. Genç barmen gençlerden biri cüzdanını unuttuğu için gençleri bulmaya çalışmıştı fakat gençlerin küçük bir çocuğa saldırdığını görünce koşarak bara geri döndü. Bardaki arkadaşına durumu hıza anlatıp silahını aldı ve tekrar gençlerin yanına koşmaya başladı. Koşarken geç kalmamayı diliyordu. Geldiğinde genç oğlanlardan birinin küçük çocuğa istismar ettiğini gördü. Gençlerin hepsini dövmeye çalışsa dövemezdi ama onları korkutabilirdi. Silahı kaldırıp bir el ateş etti. Gençlerin hepsinin ona dönmesiyle gerildi ama belli etmedi. Silahı sıkıca kavradı ve bağırmaya başladı. "Utanmaz arlanmaz hayasızlar! Bırakın lan çocuğu!"

KARA KUTUWhere stories live. Discover now