Annemin zoruyla sabahın köründe -yani benim için sabahın körü ama annemler için gayet de sabah uyanmak için geç bir saat- ekmek ve süt almaya gitmek zorundaydım.Annemin üzerimden çekip kenara attığı yorgana geri sarılıp yatmayı ne kadar istesem de kalkmam lazımdı çünkü birazdan yüzüme su dökmek için içi buz gibi suyla dolu bir bardakla geri gelebilirdi. Üstelik bugün akşam Busan'a geri döneceklerken.
Zorlukla yataktan çıkmış lavabodaki işlerimi halledip geri odama döndüğümde dağılmış uzun kıvırcık saçlarımı elimle düzeltmeye çalışmış çok beceremeyince de bırakıp dolabıma yönelmiştim. Giyinmeye üşendiğim için ve altımdaki kare desenli yeşil ve koyu yeşil renkteki pijama takımımın iyi göründüğüne kanaat getirdiğim için üstümü değiştirmeden başıma bakım yaparken saçlarımı geride tutsun diye taktığım kurbağa gözlü tacımı takmıştım. Sabahın yedisinde kim markette olacaktı da benim bu tipimi görecekti zaten?
Aşağı kata inip vestiyerin üzerindeki cüzdanımı almış üstüme siyah montumu da giyip markete gitmek için evden çıkmıştım. Kar dün akşam fena halde yağdığı için yollar neredeyse yürünemez haldeydi. Sadece araba yollarında arabaların tekerlek izileri vardı. Pijamam ince olduğu için bacaklarım üşümeye başlamıştı ve üstüne üstlük pijamamın paçaları karlardan dolayı ıslanmışlardı. İçimden küfrederek evin yakınındaki markete ulaşmayı başardığımda hızlıca arka tarafta kalan ekmeklerin ve simitlerin olduğu kızma gitmiş oradan iki tane ekmeği poşetledikten sonra sütü almak için diğer reyona geçiş yapıyordum ki sabahın yedisinde bu kadar şık bir giyimle burada ne aradığını anlamadığım bir bayanla göz göze geldiğimde beni şöyle bir süzmüş ardından yüzü güler gibi olmuştu. Kendini hızlıca toparlayıp başka bir yöne ilerlediğinde küçük çaplı sinirimi ayağımı ses çıkarmadan yere vurmuştum. Tabi arkamdaki benim yaşlarımda yakışıklı bir esmerin bana sırıttığını fark edince utanarak sütün olduğu reyona gidip bir de süt aldıktan sonra kasayı kontrol etmiş ikisini de oralarda göremeyince koşarak kasaya ilerlemiştim. Yalnız tek sorun kasiyerin şu an burada olmamasıydı.
Tam o sırada arkamdan gelen sesle bakışlarım o kişiye dönmüş bana gülen yakışıklı esmeri görünce gözlerimi pörtleterek yüzüne bakmıştım.
"Tarzın güzelmiş."
Sanki biraz önce utanç verici anıma şahit olmamış gibi altta kalmayarak laf atmadan geri duramamıştım.
"Sen gizliden gizliye bana laf mı attın?"
Altta kalmadığım ve mal mal bakmadığım için içten içe sevinmiştim açıkçası.
"Yok canım yanlış anladın sen beni. Gayet de sevimli olmuşsun."
Utandığım için kafamı başka yöne çevirdiğimde beklenmeyen hapşuruğumla çoktan soğuğu aldığımı anlamıştım.
"İyi yaşa."
"Sizde görün."
Gelen kasiyer ile sonunda marketten çıkabileceğimi anladığımda rahatlayarak aldıklarımın parasını ödemiş çıkacakken arkamdaki esmer beni durdurmuştu.
"Seni bırakmamı ister misin? Hasta olacak gibisin?"
"Hayır teşekkürler size zahmet vermeyeyim ben."
"Ne zahmeti arabamla hemen bırakırım seni."
Karasızca yüzüne baktığım esnada son hemlesini de yapmıştı.
"Tamam benimle geliyorsun itiraz yok kurbağa çocuk."
Kurbağa mı? Yüzümü buruşturup onun gelmesini bekledikten sonra beraber arabasına binmiştik. Utanacak gücüm kalmamıştı artık.
"Evin ne tarafta?"
"Hemen şu ilerisi."
"Yakın sayılırmış. Ama kar çok fazla yürümen zor olmadı mı?"
"Aslında evet. Ve galiba üşüttüm."
"Hassas bir bünyen var sanki?"
"Biraz öyle."
"Ah bu arada ben Taehyung."
"Ben de Jungkook."
"Tanıştığıma memnun oldum Jungkook."
Araba tam evimin önünde durduğunda gülümseyerek bana uzattığı elini sıkmıştım.
"Bende memnun oldum Taehyung ve teşekkür ederim."
"Rica ederim."
Ve işte onunla böyle tanışmıştım. Paspal halimi görüp de ilk görüşte benden hoşlanmıştı. Tabii bunu sonradan öğrenecektim.
********
Tatlı ve kısa bir kurguyla geldim!!!Umarım beğenirsiniz 🩵
•Leo
YOU ARE READING
Market≈Taekook
FanfictionMarkete pijamalarınızla gittiğiniz zaman karşınıza Brad Pitt bile çıkabilir #kısa hikaye #angst değildir!