Felix'i kapıda gördüğüm anda kızın dudaklarına tekrar yaslamıştım kendimi ama o parlak gözleri gördükten sonra sadece bu öpücükten midem bulanmıştı. Kızı sakince üzerimden çektim.
"Bu gecelik sağol, ödemeni göndereceğim... gidebilirsin."
Kız fazla takmadan üzerine kısa elbisesini geçirdi ve odadan çıktı.
Arkadan kızın gidişini izlerken salonda oturan sarı saçlı civcivimi gördüm.
Gitti sanıyordum.
Birkaç adım daha yaklaşınca burun çekme sesini duydum ve ağladığını anlayarak hemen yanına oturdum.
"Felix?"
Felix gözlerini ceketinin koluna silerek bana sanki hiçbir şey olmamış gibi döndü.
"Hyunjin, rahatsız ettiysem özür dilerim."
"Hayır, neden ağlıyorsun?"
Felix sesli şekilde yutkundu ve gözlerini gözlerimden kaçırıp yere odaklandı.
Hemen kafasını tutup göğüsüme bastırdım ve hızlı nefeslerini sakinleşmesini bekledim.
Tahmin ettiğim gibi gittikçe sakin bir hal alıyordu, kokumu sevdiğini biliyorum lixi~
"Bu gece sende kalmak istemiştim. Meşgul gibisin özür dilerim gidecektim ancak yine de so..."
"Kalabilirsin meşgul değilim."
"Kız?"
"Gönderdim bebeğim..."
Onun sarı parlak saçlarını okşayıp minik öpücükler kondurdum ve bir süre sonra geri çekilip yüzüme baktı.
"Hep böyle eve kız mı getiriyorsun?"
"Ben... sadece kötü hissediyordum ve denemek istedim, ancak olmadı."
Felix elini yanağıma koyunca kalp atışlarım hızına hız kattı.
"Kötü hissediyorsan..."
"Ne?"
"Yok bişey."
İmkansızın peşinden koşarken kurguladığim Max sahne ...of hayat boka gidiyo