Uyandığım gibi hyunjin'in saçlarını yüzümde görmemle büyükçe gülümsedim. Sevdiğim adamın dudaklarını öpüp güzel yüzünü inceledim.
Uzun süre geçirirken telefonuma gelen bildirim sesiyle hemen arkamı dönüp komodine uzandım.
"Hay sikeyim." Vernon'un mesajını görür görmez midemde bir bulantı hissetmiştim.
Vernon
Felix güzelim.
Akşam bendesin.
Sana kelepçe aldım.Hemen yanımda yatan hyunjin'e dönüp baktım. Kusursuz yüzü ve sevimli benimde uzun süre takıldım ve hemen telefonuma geri döndüm.
Engelle tuşuna basarak tekrar hyunjin'in kollarına girdim.
Kalçalarımın arasındaki sızlama ile ufak bir inleme çıktı ağzımdan.
Hyunjin gözlerini aralayıp kendine gelmeye çalıştı. Uyku sersemi olsa bile tanrı gibi görünüyordu.
"Felix, iyi misin?"
"Ah, evetm uyandırdığım için özür dilerim."
Hyunjin hemen belimi tutup beni kucağına çekti.
"Ne özrü? Ayrıca az önce sesini duydum iyi misin dürüst ol."
Gülümseyerek kulağına eğildim ve sıcak dilimi boynunda gezdirip konuştum.
"Dün gece beni öyle güzel becerdin ki kalçalarım üzerinde oturamıyorum."
Kızarak kulakları ile kendisini biraz bana bastırdı ama ardından hemen ayağa kalkıp kolumu tuttu ve beni kucağına aldı. Birden yüksekliği hissettiğim için korkarken o hızlı adımlarla odasının karşısındaki duşa ilerledi.
"Bebeğimi yıkayalım, belki bir kez daha tatmak ister bu zevki ancak bu sefer küvette."