Üstümü giyinip ısınma hareketleri yapıcaktım.Ablamın anlattıklarına ve duyduklarıma bakarsam bizi test edicekti.Asıl askerlik bundan sonra başlıyordu.
--------------------------------------------------------------
Mehmet abiyle birlikte egzersiz yapmış şu anda aşağı iniyorduk.Öbür salaklar beni dinlememiş yatmıştı.Ya Allah için insan bir düşünür bizi niye boş bıraktılar diye.Komutanlar bile bize acımış son mutlu zamanlarımız için bize zaman tanımıştı.Nizamiye'nin önüne geldiğimizde daha yirmi dakika vardı.En öne geçmek için erken gelmiştim.Kahretsinki çok meraklıydım ve biran önce Kutay Yüzbaşıyı görmek istiyordum.
"Lan Ali bu gelicek olan misafir bir ihtimal bunun sevdiği filan olmasın."Arkama dönüp bana muzup bir sekilde bakan Yusuf'un bacağına bir tane tekme geçerdim.
"Yav yok benim sevdiğim yok yok.Hem ne alaka"
Ben Yusuf'a kaşlarımı çatmış sinirli bir şekilde bakarken öbürleri bana şaşkınca bakıyordu.
Kaşlarım istemsizce dahada çatılırken sordum "Niye bana öyle bakıyorsunuz?"
Yusuf fazla abartılı bir şekilde konuştuğunda kaşlarım gevşedi.
"Hiiiii Sinirlenince çok sexsi oluyorsun bebek"
"Ahhhh!!" Yusuf ensesine inen iki elle yüz üstü yere düşmüştü.Diğer elin sahibine şaşkın gözlerle baktığımda bana aynı şekilde bakan Ali'yle karsılaştım.
"Oğlum sen niye vuruyon çocuk öldü"
"Yakınımdaydı bende geçirdim bir tane.Gevsek gevşek konuşuyor."
Ali'nin kaşları çatık bir şekilde dediğine güldüm ve bakışlarımı yerde yüz üstü yatmış Yusuf'a çevirdim.Ali Yusuf'u ayağıyla dürterken konuştu."Yusuf kal bak insanlar gelmeye başladı."
Yusuf hayla hareket etmeden yerde yatıyordu.
Ali bu sefer Yusuf'u daha sert türttmeye başladı.
"Yusuf.Yusuf kal şakanın sırası değil.Az sonra komutanlarla misafir gelicek."
"Yusuf?"Lan yoksa bu salak.
Ali'yle aynı anda bir birimize baktık.
Bir hışmla yerde yatan Yusuf'u yakasının arkasından tutup kaldırdım.
"Alii bu bayılmıs"
"Fatkettim"
"Ee biz şimdi ne yapacağız."
"Bilmiyorum"
"Düsün o zaman"
"Sen niye düşünmüyorsun da ben düşünüyorum"
"Çünki ben senin düşündüğnü uygulayacağım"
"O kolay olan zaten"
Bir elimle Yusuf'u tutmuş Ali'yle kafa kafaya vermiş tartışıyordum.
"Bak şimdi bizim bu salağı komutanlar gelmeden revire götürmemiz gerek"
"Saat kaç?"
Ali hızla kolundaki saate baktı.
"On dakika var"
Kafamı kaldırıp çevreme bakındım.bir kaç kişi dışında kimse yoktu.Bakışlarımı tek elimle tuttuğum Yusuf'a çevirdim.
Off şimdi Yusuf'u götürmeliyiz ama o zamanda Yüzbaşı'nı göremeyecektim.Seslice ofladım.
"Gir şunun koluna revire götürelim.Buluruz bir bahane"
Hızla Yusuf'un kolunun altına girdim.Ali'de dedigimi kafasıyla onaylayıp Yusuf'un diğer koluna girdi.
Hızlı adımlarla Yusuf'u sırtlamış gidiyorduk.
"Nerede lan bu revir."
"Ben nerden bilem.Daha önce revire gitmedikki."
"Off sikicem böyle işi ama.Ali kaç dakka kaldı."
Ali saatine bakıp tekrar önüne döndü.
"10 dakka "
Ali'yi kafamlan onayladım.Koridorda sağa tam dönmüstükkü Ali'nin durmasıyla bende durmak zorunda kaldım.
"Ne oldu?"
"Birimizin niye gittiğimizi söylemesi gerek.Yoksa kaçtığımızı sanabilirler."
"Off doğru diyorsun.Hickimsenin buraya geldiğimizden haberi yok birinin geri dönmesi gerekiyor."
Ali beni kafasıyla onayladı.Kafasında bir şeyleri tartıyor gülüyordum biydi.
"Ege ben giderim.Sen Ali'yi benden daha iyi taşıtşın."
"Tamam.Çabuk ol."
Ali Yusuf'un kolunun altından çıkıpya arkasını dönmüs giderken aklıma gelen şeyle hızla bostakı elimle kolunu tuttum.
Ali şaşkın bakışlarını bana çevirdiği sıra vakit kaybetmeden açıkladım.
"Komutana şakalaşırken Yusuf'un kafasını çarptığını ve bayıldığını söyle.Farklı şeyler söylersek yakalanırız."
Ali kafasını salladı ve yüzünde alaycı gülümsemeyle konuştu.
"Bu tam Yusuf'un yapacağı bir şey."
Benimde suratımda gülümseme yer bulurken Ali vakit kaybetmeden arkasını dönüp gitti.
Yusuf'un kolu hayla omuzumdayken sıkıca belini kavradım.Mazallah düşer kafasını filan yaralar.Başımıza daha fazla bela almayalım.
-
Sonunda Allah'ıma bin şükür revir.Canım revirim.
Uzun uğraşlarım ve az bir hırpalanmış bir adet Yusuf'la revire varmıştım.Reviri ararkan ayağım takılmış, takılmasıyla önde Yusuf hemen yanında ben yanlamasına duvara girmiştik.
E haliyle de Yusuf duvarla benim aramda kalmıştı.Çocuğun bir tost olmadıgı kalmıştı o da oldu varya.
Yusuf'un belindeki elimi sıklaştırıp diğer elimle revirin kapısını araladım.
Kapı aralığından gözüme çarpan ilk şey koyu sarı saçlar oldu.Kapıyı biraz daha aralamamla görüş alanıma arkası dönük, üstü çıplak,iri yarı biri girdi.
Saçları çok güzel insanda elleme isteği doğuruyor.Ve çok hoş bir rengi var saçlarının.Tatlı..
Tatlı.. adam iri yarı herifin teki ne tatlısı.Kafamdaki düşünceleri def etmek adına kafamı hızla salladım.
"Saçmalama ege"Hiii sesli konuştum ya beni duyduysa.Off sanki ni-
Kafamı kaldırmamla karşılaştığım gözlerle gözlerim şok içinda açıldı.
Gözleri onun gözleri.Harika, tek kelimeyle eşsiz.Çok tatlı.Tıpkı bir kedi gibi.
Kulaklarıma gelen kalın sesiyle derince yutkudum
"Burda ne işin var asker!"
Allah'ım o koyü kahve yumuş yumuş gözüken dalgalı saçlar.Kaslı ve yapılı vücut.O ses hele o ses varya.Bide o güzel Van kedisi gibi farklı renk gözler.
Allah'ım analar ne şaheserler doğuruyor.Ağlicam adam parlıyor parlıyor.AAAWWWWW
"Sana burada ne yapıyorsun dedim asker!Cevap ver!!"
Kulaklarıma dolan sinirli sesle kaşlarımı çattım.Sözlerimi geri alıyorum bu adam tek kelimeyle öküz.
--------------------------------------------------------------
Sonunda bitti.Silip tekrar tekrar yazmama rağmen bitti.
Biraz geç oldu ama güzel oldu bence.Neyse bir sonraki bölümü çabuk yazmam dileğiyle.
Bb
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ege Denizim /Gay
Подростковая литератураUykucu ve meraklı bir asker ve en ufak şeye bile sinirlenen,disiplinli ve ağır eğitimleriyle bilinen bir yüzbaşının hikayesi.