-3.bölüm-

42 7 0
                                    

Şirketin önüne geldiğimde başımı kaldırıp öfkeyle binaya baktım.

Zamanında onca acım yetmezmiş gibi beni işten öylece kovmalarını onlara misliyle ödeteceğim.

Derin bir nefes alıp dönen kapıdan içeri girdim. Beni gören güvenlik baş selamı verdi karşılık verdim.

Hızla asansöre binen insanlar arasına karıştım. 20. kata bastım. İlk işim projenin güncel durumunu kontrol etmek olucak. Kim ne yapıyor iyice görmem lazım tabi bunu kimseye belli etmeden yapmalıyım ki erkenden dikkat çekmeyeyim.

Yanlış hatırlamıyorsam kovulmadan iki hafta önce oyunla ilgili bir kısımda sorun çıktığı için geçmiş işleri incelemem gerekmişti ve gördüğüm şey hiç beklemediğim bir şeydi. Tayfur'un elini attığı her bölüm bir ileri iki geri gitmişti resmen. Sadece kendi kısmı da değil içimizde birbirimizle paslaşarak yaptığımız ne varsa hepsinde sürekli yapılanda gerileme olmuştu. Gözlerime inanamayıp tekrar tekrar kontrol etmişsem de durum aynıydı.

Tayfur benim çok yakın arkadaşımdı. Her derdimi,sevincimi, kızgınlığımı onunla paylaşırdım. O da her zaman bana destek olur tüm sırlarımı saklardı. Şu hayatta ağladığıma bile bir tek o şahit olmuştu.Neden böyle bir şey yaptığına bu yüzden hiç anlam veremedim.

Ta ki işten kovulduğumda anladım. Tayfur içimizdeki köstebekti. Benden sonra ekipteki diğerlerinin de sırayla işten atıldığını duyduğumda bu korkunç şüphemde haklı olduğumu anladım. Hiç konduramazdım biri bana onun hain olduğunu söylese asla yapmaz derdim tabi kendim şahit olduğum için işler değişti.

Çok kez onu aramış hesap sormak istemiştim ama numaramı engellemişti. Diğerlerine ulaşmak istememiştim çünkü ben giderken yüzüme bile bakmayan şerefsizin tekiydi hepsi.

Ancak bu sefer köstebeği kendi kazdığı toprağın altına gömeceğim. Varsa dostu onu da o mezara mum diye dikeceğim.

Kapılar 20. katta açıldığında sakince indim bize ayrılan çalışma salonuna doğru yürüdüm. Karşıdan Tayfur ve Salih gülüşerek geliyorlardı. Beni ilk gören Tayfur oldu.

"Ooo reis hoşgeldin gözümüz yollarda kaldı bea nerelerdesin sen?"

Uzattığı elini sadece tutmak için karşılık vermişsem de beni kendine çekip sırtıma vura vura sarıldı.

Hiç bozuntuya vermeden sahte bir samimiyetle gülümsedim."Sabah yengene sürpriz yapayım dedim biraz aksilikler oldu ondan geç kaldım."

Abartı bir sasirma ifadesiyle yüzüme baktı sonra da Salih'e dönüp alayla konuştu "Duyuyor musun Salih bu odun herif biricik Su'ya sürpriz yapmış. Bak hele sen bak bak bak." İtici bir kahkahayla lafını sonlandırdı.

Salih ise sadece gülümseyerek cevap verdi. Salih çok konuşan bir tip değildir sadece gerektiğinde bir iki cümle söyler işine gücüne bakan bir tip. Ancak bu ekipte kimseye güvenemeyeceğim gibi ona da güvenemem. Tayfur ile çok zaman geçiriyordu bu zamanlarda iyi hatırlıyorum hatta Cengiz ve Tuğçe'nin de gözüne çok batmıştı bu iki zıt karakterin bu kadar samimi olması.

Bir sigara molalarında duymuştum bu şüphelerin onlarda da olduğunu ama geçiştirip konuyu kapatmışlardı.

Elimi Salih'e uzattım bu sefer. "Sen nasılsın Salih izinden döndün bakıyorum."

Elindeki kahveyi sol eline alıp elimi sıktı. "İyidir Ali biraz kendime geldim verimli bir tatil oldu."

Gülümseyerek karşılık verip salonun kapısına yöneldim. Cengiz ve Tuğçe ellerinde birkaç kağıtla hararetli bir şekilde tartışıyorlardı.

Yeniden AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin