13

186 19 35
                                    

Selam.

Biraz kısa bir bölüm.

-

(1 hafta sonra)

Jisung yaklaşık iki dakikadır çalan alarmı kapatmayı beceremediginden dolayı doğan bir sinirle yataktan kalkmış, alarmı hırsla kapatıp telefonu fırlatmak için kolunu havaya kaldırmıştı. Ancak sonradan aklına bu devirde bir telefonun kaç won olduğu gelmiş olmalıydı ki telefonu yumuşakça çalışma masasına bırakmıştı.

Ardından banyoya yönelmiş, - ki bunu yaparken de günlük rutini olan ayak parmağını sehpaya çarpmayı da unutmamıştı - diş macununu hırsla sıkmış, macun ise sanki gününü daha da rezil etmeyi amaç edinmiş gibi bir anda fırlamıştı kutusundan dışarıya.

Sorun şu ki biraz fazla fırlamıştı sanki.

Bunun üzerine Jisung yüksek sesle "ebenin amı" diye bağırmaktan çekinmemişti

Yaklaşık on beş dakikanın sonunda tüm işlerini bitirdiğinde apartman kapısını kapatmış, çantasını yerde süründürürerek otobüs durağına doğru yürümeye başlamıştı.

Aynı zamanda kafasını yere eğmiş, ayaklarını da sürüyerek ilerlediği için sinir bozucu bir ses çıkaran çakma converselarını - çakma converselere laf yok benimki de çakma - izliyordu öylece.

Ancak böyle sikik bir günde karşısında çete üyelerini görmeyi beklemiyordu tabii ki.

Küçük bir siktir çekip farkettirmeden sıvışıp gitmek için arkasını döndüğünde ise Minho onu çoktan farketmişti bile.

"Hey Han Jisung! "

İşte, herkesin kendisine "bahtı sikik" diye hitap ettiğinin cevabıydı bu.

Minho'nun arkasından seslenmesiyle aynı banyoda söylediği gibi -yalnızca hitap ekini değiştirerek - "ebenizin amı" demiş -ki bunu bugün ikinci söyleyişi - sonrasında da arkasını dönüp hafifçe gülümsemişti.

Minho ise diğer üç oğlanı da peşine takıp yanına yaklaşmıştı bile.

"Okula mi gidiyordun? "

Kendisine karşı neden bu kadar kibar olduğunu anlamadığı oğlan ona böyle saçma bir soru sorduğunda ona laf sokmaktan kendini alamamıştı Jisung.

"Yok kanka Jeongin'in cenazesi var, ona gidiyom. "

Ancak beklemediği bir şekilde Hyunjin onu ciddiye almış ve herkesin onlara garip bakışlar atmasına sebep olacak derecede yüksek bir sesle çığlık atmıştı.

"NEEEE? NE OLDU JEONGİN'İME?! "

Seung ve Felix göz devirirken Jisung ağzı açık Hyunjin'e bakmaya başlamıştı.

"Jeongin'ime derken? "

Hyunjin ise onu dilemeyip Jeongin için ağlamaya devam ederken Minho Jisung'a dönmüştü.

"Bende seni zeki sanıyodum. Rahmetli büyükannem bile anladı, sen anlayamadın. Çok belki değil mi Jeon'u sevdiği? "

Jisung gözlerini büyütüp Hyunjin'e bakarken Seungmin sakin kalmaya çalışarak ona; Jeongin'e hiçbir şey olmadığını, Jisung'un yalnızca şaka yaptığını anlatmaya çalışıyordu.

Jisung daha önce nasıl farkedemediği hakkında kendiyle küçük bir konuşmaya girerken, Minho böyle bir ortamda onca yıl nasıl hayatta kaldığını düşünüyordu.

Yaklaşık yarım saat sonra Hyunjin Jeongin'in iyi olduğuna ikna olduğunda - ki bunun için Jeongin'i arayıp Hyunjin'i onunla konuşturmaları gerekmişti - birlikte okula doğru yürümeye başlamışlardı beş oğlan.

School Life/MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin