🧚🏻‍♂️

1K 77 12
                                    

Periler...ne masumdur onlar. Her zaman, herkese güvenirler. Herkesin iyi olduğunu sanarlar...ah. Ne yalandır onların hayatı...peri demişken, vampirler? Onlar, o kadar sinsidirler ki, gözünüz faltaşı gibi açıkken sizi ısırabilirler. Asla fark etmezsin..kimseyi sevmezler. Sadece kendilerini. Bütün türlerden, elflerden, insanlardan en kötüsü de perilerden o kadar nefret ederler ki. Periler onlara hiçbirşey yapmadığı halde, onlar perilerden nefret ederler. Sorun, asıl sorun peri ülkesinin ve vampir ülkesinin yan yana olması...

Size bir masal anlatacağım şimdi. Periler ve vampirler ile ilgili bir masal. İki aşık, ama bu aşk, imkansız onlar için. Lee Felix, masum, çok iyi kalpli bir peri. Hwang Hyunjin ise bir vampir, kendini beğenmiş, atarlı mı atarlı, atarlı olduğu kadar da iyi kalpli bir çocuk. Ne kadar belli etmesede, Hyunjin'in o değerli kalbi, yaşayan bazı canlılardan çok daha büyük, harika.

Masalımıza başlayalım istiyorsanız..her şey, Felix'in uyanmasıyla başlar...


Uyandı Felix, gözlerini açtı. Doğruldu. Gözlerini ovuşturdu. "Ahh...yeni bir gün! Haydi Felix! Haydi!" dedi içinden. Kalktı ve aynasında kendini süzdü. Sonra tahtadan dolabını açtı ve giyindi. Giyindikten sonra anahtarlarını çekmeceden çıkarıp kapısını açtı. Evinin yanındaki mantar tarlalarına ilerledi. Elindeki sepetle birlikte bahçenin kapısını açtı ve mantar koparmaya başladı. "Güzel...büyümüşler. Büyümeden koparmak iyi olmazdı."  diye düşündü. Mantar koparmaya devam ediyordu, kahvaltısını hazırlamak için...

O gün uyanan tek kişi tabii ki Felix değildi, karşılarındaki vampir ülkesindeki Hwang Hyunjin'de gözlerini araladı yatağında. Doğruldu, kalktı. Dolabından üstüne bir şeyler geçirdi ve mutfağa girdi. Dolabı açtı ve bomboş bir dolap ile karşılaştı. "Off..bu ne ya. Ben dana geçen gün alışveriş yapmıştım!" dedi sinirle, sertçe dolabın kapağını kapadı. Sonra ayaklanıp kapıya ilerledi. Kapıyı açıp dışarıya çıktı. Evinin yanındaki markete ilerledi. Kapısını araladı marketin, sonra reyonlara geçti...

Felix mantarlarını toplamayı bitirmiş, mantarlarını pişirmiş kahvaltısını ediyordu güzelce. Kahvaltısını bitirdiğinde tabakları kaldırdı ve tekrar dış kapısına yürüdü. "Sanırım bugünde, sınırdan onu izleyeceğim..." dedi içinden. Kapıdan çıkıp kilitledi, yanındaki kişilere "Günaydın!" demeyi asla ihmal etmiyordu. Sınıra yaklaştığında oturdu. Onun gelmesini bekledi...

Marketteki işini bitiren Hyunjin, kapıyı açtı ve çıktı. "Acaba...bugünde beni bekliyor mudur..." elindeki poşetle oda sınıra ilerlemeye başladı. Sınıra oturdu ve Felix'i gördü. "Ah...buradaymış." El salladı önündeki beden. Sınırları birbirine uzaktı, büyük bir uçurum vardı arada. Hyunjin geri el sallamadı, tam tersi, gözünü devirdi. "Manyak herhalde...kim her gün bir insanı izlemek için sınıra gelir ki?!"  Felix'in gülümsemesi onu da etkisine almıştı halbuki...aşık olduğuna emindi Felix, ama Hyunjin. 

O, aşkını inkar ediyordu...


fairy , hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin