Hyunjin'in Felix'iyim / hyunlix ✓

5

Kolumdan tuttuğu gibi koşar adımlarla tuvalete ilerledik. O kadar hızlı yürüyordu ki onun adımı benimkinin 3 katıydı.

"Hyung neden buradayız?"

"Sen çok iyi biliyorsun."

"H-hayır hyung hiçbir şey bilmiyorum."

"Hadi hadi yemezler bunları. Söyle bakalım ufaklık, Minho sana ne anlattı?"

"H-hiçbir şey anlatmadı hyung."

"Yalan söylemeyi kes. Yoksa tahmin edemeyeceğin bir ceza veririm."

Eyvah eyvah ne yapıcam! Eğer söylersem Lee Know'u döveceğini biliyorum. Ama söylemezsem benim için çok kötü olur.

"P-peki söyleyeceğim ama nolur Minho'yla zarar verme."

"Ha ha! Nedenmiş o? Çok mu korktun benden:))"

"Y-yoo ne alaka. Sadece bana biraz geçmişinden bahsetti o kadar. Ne olur zarar verme ona."

"Ama benim hıncımı almam lazım birinden. Acaba senden mi alsam."

"N-nolur hyung birşey yapma bana nolur."

Son cümlemi dediğimde beni duvarla kendi arasına aldı.

"H-hyung bırak lütfen gideyim.."

"Neden çok mu korktun? Kıyamamm."

Yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Neredeyse dudakları dudaklarıma değecekti.

"Hyung nolur bırak beni, yalvarırım."

"Daha çok yalvar. Yalvarırsan bırakacağım. Bu arada yüzün yakından çok güzelmiş."

Yüzümün kızardığını hissediyorum. Allah'ım nolur düşündüğüm şey olmasın, nolur.

"Minho'yu affederim. Zaten geçmişte kalmış bir hikaye. Ama seninle işlerimiz var."

"Ben ne yaptım! Özel hayatını mı yaydım!"

"Hyungunla düzgün konuş."

"Peki hyung."

Bir anda güldüğünü gördüm. Ciddileşip gözlerimin içine baktı. Heyecandan kalbim çıkacak gibiydi. Çünkü gözleri çok güzeldi.

"Ahh Felix. Çok tatlısın ama dudağımı yarmanın bir cezası olmalı. Şimdiden özür dilerim."

Bir anda dudaklarını dudaklarıma koydu. İnanamıyorum! Hwang Hyunjin beni öpüyordu! Hyunjin hyung ve ben birbirimizi öpüyorduk! Sanki sevgiye susamış gibi...

Dudaklarını çektiğinde yüzüne öylece bakakaldım. Bu sefer ben öptüm onu. Sanki bir daha göremeyecekmişim gibi. İçime sindire sindire...

"Vay vay vay. Ne kadar marifetlisin Felix! Beklemiyordum doğrusu."

"H-hyung b-ben."

"Özür dileyeceksen hiç dileme. Ben halimden memnunum."

Cebinden bir kağıt ve kalem çıkarıp telefon numarasını yazdı ve bana verdi. Sonrada göz kırpıp gitti.

Bir daha onun yüzüne nasıl bakacağım bilmiyorum. Tuvaletten çıkıp hızlıca Minho'nun yanına gittim.