Kitap 1, Bölüm 4

39 4 0
                                    

***4.Kısım***

"Hayır, elimden gelenin en iyisini yapmak istiyorum." Koi bunu ifadesiz bir suratla söylediğinde, Ashley stratejisini değiştirdi açıkça sordu. "Hiç spor aktiviten yok mu?"

"Evet var." Ona marathon takımında olduğundan bahsetmek istemedi. Neredeyse her gün birlikte antrenman yapıyordular ama bunun hiç farkında olmayan birine, bundan bahsetmek gururunu incitiyordu. Koi memnuniyetsiz ifadesini gizlemeden ona ters ters baktı ama Ashley hiç umursamadı. 

"Haa," tekrar içini çeken Ashley sonunda pes etmiş gibi ellerini kaldırıp avuçlarını Koi'ye çevirerek ağzını açtı. "Peki o zaman, ne yapacağız?" diye sordu. 

Derin bir nefes alan Koi düşüncelerini dile getirdi. İnceleme yapmaktan başlayarak, ödevi nasıl devam ettireceklerinden bahsetti ve buluşmak için randevu ayarlamaya çalıştı.

"Bütün hafta antrenmanım var." Ashley kollarını kavuşturdu ve şimdi ne yapacaksın, der gibi Koi'ye baktı. Elbette Koi'nin cevabı hazırdı. "Antrenmanın saat 6'da bitiyor. Duş aldıktan sonra, saat 7 buluşmak için uygun değil mi?"

Ashley bir an için bıkmış göründü. Koi'nin kararlılığının tüyler ürpertici olduğunu düşünen Ashley şüpheyle sordu. "Sen benim takipçim değilsin, değil mi?"

"Ne... Kesinlikle hayır!" Ashley korkan Koi'ye hafifçe güldü. "Şaka yapıyorum."

'Seni narsist!' diye düşünen Koi'nin gözleri öfkeyle açıldı. "Bu doğru değil. Ben de spor yaptığım için senin de yaptığını yeni öğrendim."

'İşte bu yüzden kendini beğenmiş insanlardan hoşlanmıyorum.' Koi sert bir yüzle  "Dünyadaki herkesin seni sevdiğini sanıyorsan, yanılıyorsun." dedi.

"Evet, bunu duymak rahatlattı." 

Göğsünü indirip ve içini çektiğini görünce Koi tamamen bezmiş hissetti. Ashley Miller'ın kendini beğenmiş yüzüne dik dik bakarak çabucak ekledi. "Bugün saat 7'de boş olacağım, ödeve hemen başlayalım. Çabuk bitirirsek iyi olur, değil mi?"

"Evet." 

Buluşmayı kabul eden Ashley'e onunla kafeteryada buluşmasını söylemek üzereydi ki Ashley önce davrandı. "O halde saat 7'de Green Bell'de görüşürüz."

"Ne?"

Bir an irkildi ve beyni durdu. 'Green Bell, kadar pahalı bir yerde mi? İmkansız!'

"Dur, Ashley, hayır, Ash, bekle!"

Arkasını dönüp uzaklaşmak üzere olan Ashley, onu tekrar yakalayan Koi'ye sinirli bir şekilde baktı. Ama Koi'nin umurunda değildi.

"Hey, gerçekten o restorana gitmemiz gerekiyor mu? Okul kafeteryasında buluşsak..."

"Saat 7'de mi?" Ashley şaşkınlıkla sordu. 

Tereddüt etmeden onu durduran Koi, bu soru üzerine gözden kaçırdığı şeyi fark etti. 'Doğru ya. Kafeterya saat 5'te kapanıyor.'

Suskun Koi'ye bakan Ashley, arkadaşı tarafından çağrıldı. Doğal olarak Koi'nin kolundaki elini çekti ve onaylamak istercesine sordu. "Bugün 7'de Green Bell'de, tamam mı?"

Başka bir yol yoktu. Koi'nin gidebileceği restoranlar o sırada ya açık değildi ya da mesafe çok uzaktı. 

Kolunu çeken Ashley kısa süre sonra arkadaşlarının yanına gitti. Yalnız kalan Koi, derin bir iç çekti ve saçlarını karıştırdı.

***

Ashley, Green Bell'e geldiğinde saat tam yediydi. Maraton takımlarının çoğu antrenmanını, buz hokeyi takımından bir saat önce bitirirdi, bu nedenle Koi, Ashley'den önce buluşma yerine varmıştı. Buna rağmen 10 dakikalık bir farkla ancak gelebilmişti.

Yala Beni Yalayabilirsen [LMUIYC - BL ÇEVİRİ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin