Herkesin kötü bir süreçten geçtiği zamanlar vardır elbet. Yapılan hiç bir aktivitenin iyi hiss etdirmediği,sürekli yalnız kalmak istediğimiz,şarkılara,kitaplara ve uykuya sığındığımız zamanlar. Kendimizi dış etkenlerden soyutladığımız odamıza kapandığımız ve kendi çöküşümüzü izleyip tamamen yok olmayı beklediğimiz zamanlar. Küçük bir acının içimizde gitdikce büyüyerek bütün vücudumuzu ele geçirdiği ve bizi ölüme sürüklediği dönemlerde en küçük bir kötü sözde göz yaşlarına boğulduğumuzda böyle bir zamandan geçtiğimizi anlarız. Böyle dönemleri yalnız başına atlatmak zordur çok zordur zaten yıpranmış olan ruhumuz ve vücudumuz kendini iyleştirmekte çok zorlanır. Yardıma ihtiyaç duyarız ama içimizde kopan fırtınaları ve yaşadığımız yıkımı kimseye anlatamayız çünki kurduğumuz her bir cümle söylediğimiz her bir kelime bize acı verir. Ama bunu kimseye belli edememek etrafa sahte gülücükler saçmak içinde kopan fırtınalara rağmen çevrendekilere neşe saçıp içindeki o kötü hissi maskelemek zorunda kalmak daha bir zordur. İnsanın canını en çok yakanda bu değilmidir? İçindeki fırtınalara rağmen etrafa mükümmel bir imaj sergilemek zorunda kalmak daha çok yakmazmı canımızı? Evet bu daha çok acıtır. Tamda bu dönemlerde yalnız olmak hiç iyi değildir hem iyleşmek hem de düşünce açısından çünki yıpranan ruhumuz kendisi için bir kaçış yolu arar buda çoğu zaman ölümdür. İnsanın gözü öyle bir kararırki hiç düşünmeden kendine zarar vermek yaşadığı bu acıyı sonlandırmak ister. Öyle bir pisikolojiye girerki arkasında bırakacaklarını,yaşadıklarını,hayallerinigeleceğini,sevdiklerini ve sevenlerini düşünemez hale gelir. Buda onun hiç zorlanmadan hayatını sonlandırmasını sağlar.
Aylar Önce...
İşte Melis tamda böyle bir zamandan geçiyordu...
Hiç birşey yapmak istemiyor sürekli duygu değişimleri yaşıyor kendini hiçte iyi hiss etmiyordu. Hayata dair olan bütün planları ve beklentileri yok olmuştu. Kendisini gereksiz biri gibi görüyor haketdiği değeri ve ne kadar sevildiğini anlayamayacak kadar çok yorulmuştu. Ruhu vücudunu terk etmişti adeta ama bunu kendisi hariç kimse göremiyordu. Çünki Melis dışarıdan kendisini o kadar mutlu,tatlı,hayata bağlı biri olarak gösteriyorduki kimse onun içini bilemezdi. Melis bunu yaparak kendisine yalan söylüyordu,onun içinde param-parça bir ruh vardı. Çevresine saçtığı sahte gülücükler parçalanmış ruhunu herkesden gizliyordu ama Melis parçalanmış ruhunu bir kişiden gizleyememişti. Herkesden sakladığı parçalanmış ruhunu bir kişi görmüş ve Melise iyi hiss etdire bilmek için çabalayıp ona ayna tutmuştu. Bu kişi Ateş Demirkandı Melisin hem doktoru hemde sevdiği adamdı o. Melisi iyleştire biliyor ona iyi geliyordu hem ruhsal hem de fiziksel olarak onu iyleştiren doktoruydu Ateş. Belki hala kendileri bile bunu kabul edemiyordu ama onlar bir-birinin ilacıydı. Ateş Melisi iyleştirmek için çabalarken Melisde Ateşi ayakta tutmaya çalışıyordu. Melisin çöktüğü zamanlarda girmişti Ateş Arasın sayesinde onun hayatına hem Pisikoloji okuması hem de Melise karşı hiss etdiği duygular onu parçalanmış bir ruhun parçalarını birleştirip onu iyleştirmeye zorlamıştı. Melisin tek bir cümlesi bile Ateşin onun içinde nasıl fırtınalar koptuğunu görmesini sağlamıştı. Elbet ruhu parçalanmış biri kimseye kolay güvenemezdi çünki hayata karşı olumlu bir düşünceleri yoktu. Ama Ateş başarmıştı ruhu parçalanmış olan kadının kendisine güvenmesini bir şekilde sağlamıştı. Belki çok uzun sürmüştü kadın ona güvenene kadar adamıda kırmıştı üzmüştü ama sonuç olarak adam vazgeçmemiş ve amacına ulaşmıştı. Kendisine güvenen kadını iyleştirmesi elbet daha kolaydı ama Ateşin Melisi iyleştirmek için çıktığı bu yolda Melisde onunda yaraları olduğunu farketmişti. Ateşin çabaları sonucu kendisini daha iyi hiss eden ve iyleşmeye başlayan Melis aynı zamanda Ateşin yaralarını sarmak için harekete geçmişti. Melise karşı zaten farklı duygular beslediğini bildiğimiz Ateş ilk başlarda onu bu konuda zorlasada sonrasında Melise karşı duvarlarnı biraz bile olsa yıkmıştı. Eh tabi daha ne kadar karşı koyabilirdiki sevdiği kadına? Aşk değilmiydi bu yapmam denen herşeyi yaptıran şey aşktı. Ateşin herkesden gizlediği küçük bir çocuk vardı içinde daha 9 yaşındayken gizlemek zorunda kaldığı çocukluğu. Melis gizlediği o küçük çocuğu gün yüzüne çıkarmıştı iyleşmesi için elinden geleni yapmıştı hala daha yapıyordu ve umarız başarılı olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bilinmez
AcciónBu hayatda herkesin sona yaklaştığını çıkmaz bir sokağa girdiğini hiss etdiği zamanlar olmuştur. Bazen yaşadığımız acılar,travmalarımız ve sorumluluklarımız yalnızlığımızla birleşir bizi zayıf kılmak için benliğimizle soğuk bir savaşa girer. Bu zama...