Estadiz'in iblisi

Adsız Bölüm 8

Sir Cador'da yavaşça Kazuki'nin arkasından çıkıp sakin adımlar ile Kazuki'ye onun faytonuna kadar eşlik eder Kazuki'ye faytonun kapısını açtıktan sonra Kazuki'nin faytona binmesini bekler Kazuki ağır adımlar ile faytona bindikten sonra dışarıda bekleyen kahyayı eliyle çağırarak karşısına oturmasını işaret eder , Kahya yola çıkmanın zamanı geldiğini anlayarak Sir Cador'un yanına gider ilk önce "Sir Cador efendi Kazuki yola çıkmamızın zamanı olduğunu düşünüyor'' Sir Cador kırık olmayan koluyla diğer şövalyelere işaret eder ve herkes teker teker atlarına binmeye başlar, öndeki iki fayton güvenlikten dolayı Kazuki hangisinde olduğu bilinmesin diye onlara eşlik ediyordur Kahya yavaşça Kazuki'nin olduğu faytona biner ve baş selamı vererek Kazuki'nin karşısına oturur, Kazuki kahyanın oturduğunu görünce sakince kapıları kapatıp güneşlikleri aşağı indirir "Kahya canını senden istesem şu an bana verir misin'' Kahya istifini hiç bozmadan Kazuki'nin göz bebeklerine doğru bakar "efendim ben sizin özel Kahyanızım o yüzden yaşamam da ölmem de sizin ellerinizde " Kazuki sol dirseğini cam kenarına koyar ve sol eliyle çenesini destekler "hımm demek öyle peki ya Kardeşlerim ve ya Marki olan babama karşı çıksam baş kaldırsam gene öyle der misin he?" Kahya bir an bu soruya karşı şaşırıp kalır ve derin bir iç çeker "efendim ne olursa olsun ben her zaman size destek olacağım çünkü ben babanızın değil sizin özel Kahyanızım'' Kazuki'nin bu cevabı duyunca surat ifadesi iyice ciddileşir "demek öyle hee sana bir şey soracağım, gideceğim okul da benden yüksek rütbe de kişiler var mı'' "tabii ki de efendim Kralımızın hem kızı hem oğlu sizin yaşınızda o yüzden sizin gideceğiniz okul da onlar ile beraber okuyacağınızı düşünüyorum umuyorum herhangi bir sıkıntı çıkmaz" Kazuki kafasını Kahyaya doğru çevirir ve anlamadığını belirterek konuşur "ha neden çıkacağını düşünüyorsun ki o kadar kötü biri miyim ki ben'' Kahya sol elini kaldırarak kendi yüz hizasına kaldırarak iki yana doğru olumsuz bir şekil de sallar "hayır efendim aksine siz çok iyi birisiniz ve kalbiniz çok saf o yüzden herkes sizi kullanmaya çalışıyor, bir de güçsüz olduğunuz için onlara karşı gelemiyorsunuz'' Kazuki'nin yüzünde sinsi bir gülümseme oluşur "Kahya yolda okuyabileceğim herhangi bir büyü kitabı var mı akademi ye gitmeden önce biraz da olsa pratik olmuş olur'' Kahya faytonun koltuk kısmının üst kısmın da bulunan el çantası koymak için yapılmış yerden yarıçapı sekiz cm olan mavi bir küre çıkarır "efendim büyüye başlamak istiyorsanız ilk önce sizin büyü gücünüzü ölçmemiz lazım şu ana kadar aslın da hiç böyle şeylere atılmamıştınız kılıçlara ve büyüye karşıydınız. Neden bu kadar değiştiniz'' Kazuki üstün de bulunan siyah ceketin düğmelerini açar ve gömleğinin düğmelerini açarak gövdesin de sol omuzundan çaprazlama olacak şekil de atılmış kesik izini gösterir "dün gece biri bana saldırdı ve saldıran kişi bana en yakın kişilerden biriydi'' Kahya bunu duyunca duygularını kontrol edemez ve sinirle içinde bastırdığı büyü enerjisini dışarı doğru sızdırmaya başlar sızan büyü enerjisi Kahyanın vücudunu kaplamaktadır rengi morumsu ve şeffaftır "bunu hangi kansız yapabilir sizin gibi birine efendim" Kazuki sakin bir şekilde etrafa bakar "onu boş ver de bu senin bahsettiğin büyü enerjisi mi?" kâhya kendine hâkim olamadığını sonradan fark eder ve derin bir nefes alarak büyü enerjisinin salımına engel olur "evet efendim bu büyü enerjisi ne kadar büyük olursa o kadar güçlü olduğunuz anlaşılmaktadır siz daha ölçüm küresine hiç dokunmadığınız için hep kilitli kaldı normalde insanlar 16 yaşına geldiklerinde ölçüm küresine dokunarak büyü enerjilerini hem serbest bırakırlar hem de ne kadar fazla onu öğrenmiş olurlar lütfen iki elinizi uzatın ve ölçüm küresine tutun ardından gözlerinizi kapatıp içinizde ki büyü enerjisini küreye yönelttiğinizi gözünüze getirin" Kazuki, Kahyanın tarif ettiği gibi ikini elini ölçüm küresine götürüp ölçüm küresini tutacağı sırada dışarıdan bir kaç kılıcın kınından çıkarken ki oluşan metal sesini duyar ve ayağa kalkıp kapıya doğru yönelir Kahya hemen bir elini kapının üstüne koyar "efendim emin misiniz dışarısı biraz fazla tehlikeli olabilir hem daha yeni ölüm tehlikesi atlattınız akademiye gidene kadar lütfen içeride kalın bırakın ben sizin yerinize kontrol edeyim"