Estadiz'in iblisi

Adsız Bölüm 10

 Kazuki elinde ki broadswordu ona doğru gelen kılıcın darbesini yönlendirecek şekilde yukarı kaldırır ve elinde ki kılıçlar gelen darbeyi aşağı doğru yönlendirir "sandığın kadar güçsüz değilim ben'' aralarında geçen beş dakikalık kılıç çarpışmasından sonra Kazuki vücudunun kendi istediği hareketleri yapamayacak kadar güçsüz olduğunu fark eder 'lanet olsun bedenim zihnime ayak uyduramıyor eğer en hızlı şekil de bitirmezsem şu düelloyu benim açımdan çok kötü olacak' Kazuki iyice düşündükten sonra yavaşça elinde ki kılıcını tutarken pozisyon almayı bırakır ve kafasını yere eğerek bekler "hee ne oldu küçük velet sonun da pes mi ettin o zaman bırak da senin için o acınası hayatına son veriyim'' Karşısında ki eleman tam kılıcını kaldırıp kazukinin boynuna indirecekken Kazuki ani bir hareketle kılıcını yerden yukarıya doğru sallayarak yerdeki toprağı Karşısındakinin gözüne doğru fırlatır, Haydut lideri gözüne kaçan toprak yüzünden geriye doğru sendeler ve bir eliyle gözünde ki toprakları silmeye çalışır tam eliyle gözlerini silerken, Kazuki arkasına geçer ve rakibinin sol dizinin arkasındaki tendonlarına tekme atarak onu yere düşürür ardından kılıcını rakibinin boynuna yerleştirir "bitti ben kazandım eğer ayağa kalkmaya çalışırsan başını gövdenden ayırırım'' nefes nefese ve vücudu artık yorgunluktan titrerken bayılmamak için kendini zor tutuyordur "hımm bak bu sana yakışmadı herhangi bir soylunun böyle pis hilelere başvuracağını hiç düşünmezdim'' Kazuki sol eliyle alnından akan terleri silip konuşmadan önce yorgunluktan dolayı yere tükürür "dedim sana beni diğer soylular ile karşılaştırma savaşta kimse adil dövüşmez o kadar safsan kalbine kılıç yemeyi önceden göze almışsın demektir'' Lider bunu duyduktan sonra elindeki kılıcı yavaşça sırtında ki kınına yerleştirir ve pes ettiğini belli etmek için iki elini kaldırıp havaya kaldırıp kahkaha atar "bak işte bunda haklısın tanıdığım kimseye benzemiyorsun sevdim seni tamamdır seni takip edeceğim bu saatten sonra, bırak kılıcını sana kaldıranlara karşı en büyük kılıcın olayım ama önce sana bir soru soracağım hedefin ne çünkü hedefi olmayan birini takip etmek o kadar da eğlenceli değil'' Kazuki elinde ki kılıcı ona doğru şaşkınlıkla bakan Sir Cador'a doğru fırlatır "hedefimi kimseye söylemem ama emin ol benimle birlikte yola çıktığına değecek bir hedef çünkü önümüz de çok fazla düşmanımız olacak'' Lider yavaşça ayağa kalkar ve kendi çetesine doğru dönüp yüzünde yeniden ciddi bir ifade oluşur "BENİ DİNLEYİN BU SAATTEN SONRA BEN GİDİYORUM LİDERLİĞİDE ARANIZDA EN GÜÇLÜ KİŞİ HAK EDİCEK O YÜZDEN ARANIZDA YAPABİLDİĞİNİZ EN BÜYÜK SEROMONİYİ HAZIRLAYIN'' Kazuki daha fazla dayanamaz ve yorgunluktan dolayı bayılıp Liderin üstüne düşer Sir Cador ve Penry hızlıca endişe ile Kazuki'nin yanına koşarlar "sakin ol o cılız vücudu bu düello da elinden geleni yaptı fakat dayanamadı sanırsam'' Sir Cador Karşısındakinin sözlerine güvenmeden elindeki kılıcı yavaşça kaldırırken bir anda vücudu felç olmuş gibi hareket edemez "N-ne oluyor b-bana'' Haydut Lideri Kazukiyi kucağına alır ve sinirli gözler ile Sir Cador'a bakar "anlaşmamızdan dolayı bu veledi takip ediyorum ama sana herhangi bir merhamet göstermeyeceğime emin ol düello da eğlenmek için tüm gücümü kullanmadım ama istesem sizi öldürmem saniyeler içinde olurdu o yüzden küstahlaşma şövalye parçası seni'' bu sözlerin ardından Penry yavaşça saygıyla selam verir "siz onun kusuruna bakmayın efendim o daha kendinin bir su damlası olduğunu bilmeden denize karşı kafa tutuyor'' Lider bu sözlerin üzerine güler ve ciddiyetini bozar Sir cador bunun ardından tekrar hareket etmeye başlar sinirli olsa güçleri arasındaki farkı anladığı için kılıcını geri kınına sokar ve iki adım geri çekilir Lider gülmeyi bırakınca Penry'ye doğru dönüp kafasıyla onaylar "bak bunda doğru söyledin yaşlı herif ama sende boş değil gibisin'' Penry elini iki yana doğru sallayıp kibarca reddeder "hayır, hayır, bırakın siz bu yaşlı kahyayı ben sadece normal bir kahyayım o yüzden beni boş verip efendi Kazuki'yi faytona götürebilir misiniz ?''