Bölüm 7: Kehanetin Sırrı

465 22 7
                                    


Sam


Yeni bir okul günü daha. Okula vardıktan sonra sınıfa eşyalarımızı bıraktık. Sonra herkesin toplantı salonuna gelmesini söyleyen bir anons yapıldı. Herkes toplantı salonuna akın ederken Leolardan ayrı kalmıştım. Herkes birbirini ittiriyordu. Sonra ayağım takıldı ve yere düştüm. Gözlerim kararmaya başlamıştı. Uyandığımda saate baktım. 5 dakika geç kalmıştım. Kafamı tutar vaziyette ayağa kalktım. Çok garip bir yerdeydim. Her yeri kapalı bir yerdi. Sadece alta inen bir tünel gözüküyordu. Çevremi tekrar yokladım. Sonra elim duvarın içinden geçiverdi. Tamamen geçtiğimde okuldaydım. Bir daha o duvardan geçtim. Bu sefer gene aynı yere gelmiştim. Vay canına, demek ki okulda gizli bir duvar vardı.


Konferansta olanları daha sonra da öğrenirim diyerekten tünele doğru giriş yaptım. Duvarda garip semboller, resimler ve oymalar vardı. Ürpermediğimi söyleyemem ama kendimi kontrol ediyordum. Tünel aşağıya doğru inmeye başladı. Sanki okulun altında gizli bir kule vardı. Belki. Tünelin aşağıya doğru inen eğimi bitmiş, tekrar düz bir tünele gelmiştim. Sonunda tünel büyük bir odaya açıldı. Odanın içinde dört devasa kapı görünüyordu. Her kapının üstünde farklı renkte parıldayan taşlar vardı. Ve kapılar da kapalıydı. Taşlar sırasıyla şu renktelerdi: Gümüş, Lacivertimsi ama lacivert olmayan bir mavi, yeşil ve kan kırmızısı. Bu renkler dört savaşçıyı temsil ediyor olmalıydı. O anda aklıma gelen ilk şeyi yaptım. Gittim ve kendi takımım Leptoriarsus'un rengi olan Gümüş renkliye elimi koydum. Taş parıldadı ve söndü. Sonra başka hiç tepki vermedi. Bu işe canım sıkılmıştı. Tam arkamı dönüp gidecekken. Köşede kalmış kapısı olmayan bir oda gördüm. Bunu nasıl gözden kaçırmıştım. Ya da acaba taşa dokununca mı açılmıştı? Hiç bir fikrim yok gerçekten. Gene düşüncesizce odaya girdim. Birden gözlerim faltaşı gibi açıldı. Burası da neresiydi böyle. Oda devasa büyüklükteydi. Odadanın iki tarafında büyük kitaplıklar bulunuyordu. Ortadaki masada da açık duran bir kitap. Duvarlarda da savaş aletleri gibi şeyler asılıydı. Ve bir kaç sandık bulunuyordu. Tavanda bir hikayeyi resmettiğini sandığım resimler çiziliydi. Ortadaki kitaba doğru yürüdüm. Kitaptaki sayfada tanıdık gelen ama bilmediğim harflerle bir şeyler yazılıydı. Kitabın sayfasına dokundum. Kitap altın renkli ışıltılar saçmaya başladı ve harfler değişti. Kitaba tekrar baktığımda o bilmediğim harfler yerine bizim günlük kullandığımız harfler vardı. Bu sefer yazılanları rahatça okudum:


ELEMENT DÜNYASININ BÜYÜK KEHANETİ


Çekilmiş olabilir ama yok olmadı kötülük


Yapıyor hazırlıklarını büyük savaş için


Kendisinin neyle karşılaşacağını bilmiyor iyilik


Kötülüğün planlarını yok edemediği için


x x x x x x x x x x x x


Su, hava, ateş ve toprak


Birlikte çalışmalı tek bir amaç için


Kötülük ve iyilik karşılaşacak


Element TakımıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin