Bölüm-12: Derghowk

201 17 28
                                    


Adam gür sesiyle konuştu:

-Deka Yıldızını bana verin! Ben de arkadaşınızı size geri vereyim. Demek o da bizim dünyamızdandı. Elimde su topunu hazırladım ve :

-O nerede ve sana güvenebileceğimi nerden bilebilirim? Bana onun hayatta olduğunu göster. Adamın yüz kasları gerildi ve eliyle bir işaret yaptı. Arkasındaki silahlı adamlar birini yerde sürükleyerek getiriyorlardı. Kızın kızıl saçlarının tonundan onun Jes olduğunu hemen anladım. Elleri kolları bağlanmıştı ve ağzına koyu gri renkli bir koli bandı yapıştırılmıştı. Gözlerinin kapalı olmasından baygın olduğu anlaşılıyordu. Kendimi onu çözüp çıkarmaktan zor tuttum. Çünkü onların yıldızı vermeden Jes'i verecekleri kesin değildi. Adama sordum:

-Nesiniz siz? Adam yüzüne insanı sinir edecek bir gülümseme takındı. Bu sırada adamı incelemeye fırsat buldum. Adamın ağarmaya başlayan siyah kır saçlarından yaşının 40larda olduğu anlaşılıyordu. Cam gibi koyu mavi gözleri şeytani bir ışıltıyla parıldıyor, bana bulaşma diyordu. Adam yaylanarak bir adım öne çıktı ve konuşmaya başladı:

-Yeterince ders görememiş olman ne yazık seni küçük elementinela. Bizler, ulu Sakrowz'un çocukları; Derghowklarız! Tarihte ve dinlerde bir çok isimle anılırız. Ancak bize genelde Büyücü derler. İşin acınası tarafı ise biz o sizin filmlerde gördüğünüz büyücülere benzemeyiz. Onlardan kat kat güçlü -burada sesini yükseltmeye başlamıştı.- ve onlardan bin kat daha zekiyiz! Gücümüz bu element dünyasındaki hiç bir yaratıkla kıyaslanamaz. Ve sizin gibi elinde önemli bir güce sahip nesne olan "minik"(bunu özellikle vurgulamıştı.) elementinelaları yakalamayı da severiz. Uzun zamandır arkada sessiz olan Sam sonunda konuştu:

- Ben 15 yaşındayım hatta 16 seni sefil büyücü, şimdi ya arkadaşımızı bize teslim edersin ya da olacaklara karışmam. Sam sinirden yumruklarını sıkıyordu. Adam küçümseyen bakışlarla bizi süzüyordu. O sırada Jes uyandı. Ben gözlerimle işaret vererek ona susmasını söyledim. Sam ve Leo'ya doğru döndüm. Onlara sessizce:

-Bir fikrim var bana bırakın, işaretimle başlıyoruz. Onlar da anladıklarını belirtircesine hafifçe kafalarını salladılar. Adama döndüm:

- Tamam anlaştık. Biz sana yıldızı vereceğiz ama ilk önce bize arkadaşımızı ver. Planım işliyordu. Arkada Sam bana kumaşa sarılı bir nesne uzattı. Adama doğru yaklaştım ve elimdekini gösterdim:

-Şimdi arkadaşımızı serbest bırakın. Adam arkasındaki adamlara eliyle işaret vermişti. Arkadaki adamlar Sam'in iplerini çözerken kuşkulu bize bakıyordu. Leo:

-Yıldızın bizde olduğunu nereden bildin?

-Ajanlarım var. Adam bunu söylerken göz kırpmıştı. Demek ki takip edilmiştik. Nasıl bu kadar aptal olabilmiştim. O sırada Sam'in bütün ipleri çözülmüştü. Sadece bir adam onu tutuyordu. Adama elimdekini uzattım. Adam sinsi bakışlarla yıldızı aldı. Benim ona bakışımın ise buz gibi olduğunu hayal edebiliyordum. Sam'i tutan derghowka işaret verdi ve adam Sam'i bıraktı. Sam yüzünde endişeli bir ifade ile bize koştu. O anda adamların ellerindeki silahlar birden parlayarak birer ışıltılı çubuğa dönüştü. Demek gerçek silah değillerdi ama içimde onların ateş edebileceğine dair bir his vardı. Tam oradan uzaklaşacaktık ki derghowk seslendi:

-Durun! Hepimiz birden ona döndük. Adam:

- Bu niye mühürlü? Jes bize bu da ne demek anlamında bakışlar atarken elimle ona susmasını işaret ettim. Adama doğru bir adım atarak:

- Bir aksilik olmasına karşın mühürlemiştik, soyunu bu kadar abarttığına göre o mührü açacak güce sahipsinizdir değil mi? Sonuçta bu en zayıf mühür. Bunu söylerken yüzüme bilmiş bir ifade takınmaya gayret ettim. Korkmuş görünmemem lazımdı. Adam ellerini göğsünde kavuşturarak:

-O zaman haydi birlikte açalım. Sonuçta emin olmam lazım. Sam:

-Tamam, aç haydi bekliyoruz. Ne yapıyordu bu çocuk?! Hemen arkamı dönüp ona ne yapıyorsun sen bakışını attım. O ise çok sakindi. Adam nesneyi sol eline koyup diğer elini de onun üzerine tutmaya başladı. Adamın elinden açık mavi renkli buhara benzeyen bir ışıltı çıkıyor ve elindeki nesneyi sarıyordu. Mühür tam kırılmak üzereyken Sam fısıldayarak hazır olmamızı söyledi. Mühür o an kırıldı ve içinden buhara benzeyen bir gaz yayıldı ve tüm sokağı kapladı. Sam bağırdı:

-Koşun! Çabuk!

Adam öksürüklere boğulurken yakalayın demeyi zar zor başardı ve tüm adamlar peşimizden koşmaya başladı. Yollar çok dolambaçlıydı. Leo yollara onların koşmalarını zorlaştıracak engeller bırakıyordu. Bu engeller sayesinde onlara çok fark atmıştık ancak bizi hala görüyorlardı. O sırada hemen sağa saptık ve hemen yanda kapısı açık bir ev vardı. Jes eve girerek çabuk diye seslendi. Herkes eve girdikten sonra kapıyı üstümüze kilitledi. Adamlar o sırada köşeyi döndü. Adamlardan biri:

-Neredeler onları göremiyorum! Başka bir adam:

-Hey, şurada bir karaltı gördüm. Ve tüm adamlar gördükleri her neyse ona doğru koşmaya başladılar. Herkesin soluklarını duyabiliyordum. O sırada Leo oturduğu yerden ayağa kalktı ve "Gelin şuraya bir göz atalım" dedi. Şu an bir apartmanın girişindelerdi. Giriş grimsi bir mermerden yapılmıştı. İncelemeye başladılar. İşin ilginç tarafı tüm daireler boştu. Bunu bir avantaj olarak görerek bir tane daireyi seçip orayı sığınak olarak belirlediler. Dairelerde hiç mobilya yoktu. o yüzden yere oturmak zorundalardı. Jes ve Leo belki bir şeyler buluruz umuduyla binayı araştırmaya çıkmışlardı. Sam, yanımda oturmuş elindeki yıldızı inceliyordu. Ben de dışarıyı seyrediyordum. Ben dışarıya dalmışken Sam:

- Bir yıl öncesine kadar bu kadar aksiyonu anca hayal ederdim.

-Kesinlikle katılıyorum.

-Eskiden her doğum günümde, yılbaşında kısacası dilek dilenen her günde hayatımda doğa üstü şeylerin gerçekleşmesini dilemiştim. Ama gerçek olacağı aklımın ucuna bile gelmezdi. Sadece bir umuttu. Sam şaşkın bakışlarımın farkında olacaktı ki bana döndü. Ne? dedi.

-Aynı şeyi ben de dilemiştim. Hem de her gün. Bu sefer şaşırma sırası Sam'deydi:

-Sen ciddi misin? Demek ki aksiyon için yaratılmışız. Bunu söyleme tarzından dolayı güldüm.

-Bakalım bu aksiyon başımıza ne belalar açacak.

-Ben bunlara bela demezdim. Aslında eğlenceliydi.

- Evet, Jes'in derghowklar tarafından esir alınması oldukça güzeldi. Yüzü hafifçe buruştu:

-Ben bunu kastetmemiştim. Yüzüme gıcık bir gülüş takınarak:

-Evet, kastetmedin. O sırada Sam'in gözü benim tarafımdaki pencereye takıldı ve kaşlarını çatarak o tarafa bakmaya başladı:

-Bu da nedir? Hemen başımı yana çevirdim. Büyük bir kuş uçarak onlara doğru geliyordu ve pençelerinin arasında bir paket tutuyordu. Sam hemen ayağa kalktı. Elini bana uzatıp benim de kalkmama yardım etti. Onun elini tutarken hafifçe nedensiz bir şekilde irkildim. Kuş geldi ve camın önünde durdu. Paketi pencerenin önüne koyduğunda paketi tam olarak görebildim. Paketin üzerinde okulun logosu vardı.

Selam, uuuuzuuuuuunnnnnn bir zaman oldu. Bölümü daha erken yükleyemediğim için özür dilerim. Sömestrda çok fazla ödev verdiler. Toplam 1500 soru falan. Her gün 100-200 soru falan çözdüğüm için anca bitti ve hikayeyi ancak şimdi tamamlayabildim. Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Beni mutlu etmek ve desteklemek için bölümü votelamayı ve düşüncelerinizi veya sorularınızı yorum olarak yazmayı unutmayın. Ve fantastik veya bilim kurgu dizisi arıyorsanız eğer size çok güzel bir tavsiyem var: Shadowhunters adlı bir dizi var daha yeni dün 4. bölümü yüklendi. Ben onun kitabını da okumuştum hatta filmi de var ama çok farklılar kitabını ve filmini büyük çoğunluğunuz duymuştur diye düşünüyorum --> ölümcül oyuncaklar (the mortal instruments) serisinden uyarlanan bir dizi ve ilk filmi ve kitabının adı Kemikler Şehri (City of Bones)du. Tabiki kitabını daha çok tavsiye ederim ama dizi arayışında olanlar da buna bakabilir. Herneyse, iyi tatiller :D -tatil bitmek üzere ama olsun-Bu arada kitabım neredeyse 8k olmuş okuyan, votelayan ve yorum atan herkese sonsuzzzzz teşekkür ederim.<3 <3 <3 Bir de Jes'i temsil eden oyuncuyu değiştirdim, bence daha iyi oldu. Artık Bella Thorne yerine onu Katherine McNamara temsil edecek.  Vee size fantastik günler dilerim... :) -Yazaroma


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 04, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Element TakımıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin