Biz salona girer girmez salondakiler bizi farketti ve toparlanmaya başladılar.
"Hadi geçin oturun kızlar." dedi Mahir abi. Bizde herkese merhaba diyip elimizdekileri masanın üzerine bıraktık.
"Nasılsınız benim yakışıklı, abilerim." dedi Defne.
"İyiyiz fıstık senden naber." dedi Mirza abi.
"İdare eder Mirza abi hocalarla, derslerle uğraşıp gidiyoruz."
Defne ve Ahu onlarla konuşmaya devam ederken ben sanki dilimi yutmuş gibi etrafa bakıyor gözlerimi Devran'a değdirmemeye çalışıyordum. Mahir abi herkese tabaklarını dağıttı ve yemeye başladılar. Hepsi nefes bile almadan hızlı hızlı yiyordu. Ben alttan alttan Devran'a bakıyordum o da hızlıca tabağını yiyordu o kadar yakışıklıydı ki gözümü ondan alamıyordum. Tabağından kafasını kaldırıp bir anda bana baktı ve gözleri yavaşça bacaklarıma değdi ve hemen kaşlarını çattı ben de bakınca ne olduğunu anladım. Elbisemin yırtmacı açılmış, hemen oturuşumu düzelttim ve Devran'a baktım göz göze gelince hemen bakışlarımı kaçırdım.
"Şey biz artık kalkalım annemler bizi bekler." dedim hemen.
"Biraz daha otursaydınız hem tabakları da verirdik." dedi Aras abi.
"Yok abi biz kalkalım sonra tabakları alırız." dedim.
"Peki siz bilirsiniz. Bu arada elinize sağlık hepsi çok güzel olmuş."
"Afiyet olsun. Hadi kızlar." dedim.
Hepimiz ayaklandık ve kapıya doğru gittik. Hızlı adımlarla bizim eve geçtik.
"Kızlar benim biraz başım ağrıyor. Siz anneme söylersiniz." dedim.
"Tamam abla biz söyleriz de sen iyi misin?"dedi Ahu.
" İyiyim canım biraz uyusam geçer." dedim ve direkt kendimi odama attım ve yatağıma uzandım. Artık içimde tutamıyorum. Şeytan diyor ki: git söyle ben sana aşığım uzun zamandır seni seviyorum de ama ya kabul etmezse ben buna dayanamam ki, ben bunları düşünürken gözlerim kendiliğinden kapanıverdi.DEVRAN
"Yavaş yiyin ulan önünüzden kaçıran mı var." diye bağırdı babam.
"Aaa aşk olsun ertuğrul'cum bırak da oğluşlarım istedikleri gibi yesinler."
"Ya hanım Allah aşkına şunlardan küçük, minik birşeymiş gibi bahsetme sen şunlara baksana altı koca dana resmen evimizi işgal altına aldılar."
"Baba biz senin çocuklarınız farkındasın dimi." dedi Aras.
"Farkındayım farkında ama sizin atladığınız birşey var oğlum siz artık çocuk değilsiniz kocaman adamlarsınız. Evlenin ulan artık torun sevmek benim de hakkım değil mi yani çok şey mi istiyorum bir tane de benim kız torunum olmasın mı?"
"Baba neden illa kız torun belki bizim de oğullarımız olacak. Hem bizim sülalede biliyorsun ki kız yok." diye araya girdi Ayaz.
"Vay be! ben bunu hiç bilmiyordum oğlum çok sağol, ulan zaten ben de bunun için kız torun istiyorum ya, kızım olsun diye sizi yaptım yok, bari dedim bunlar evlenir de kız torunum olur ama nerde hiçbiriniz de tık yok."
"Babanıza bu sefer katılıyorum çocuklar. Artık evlenseniz benim de gelinlerim, torunlarım olsa. Valla sizden küçükler bile evlendi bir siz kaldınız."
"Tamam anne,kafamıza göre birini bulalım evlenicez." dedi Mirza
" İyi bakalım, neyse bugün Seher'ler de gün var ben oraya gidicem. Siz ne yapacaksınız?"
"Ben kahveye giderim hanım."
"Tamam canım. Oğluşlarım siz?"
"Bizde evde dururuz anne pes filan atarız çocuklarla." dedim.
"Tamam kara kuzum."
"Kuzu da ne kuzu ama" babamın dalgavari sesiyle kaşlarımı çatarak baktım.
"Ertuğrull!"
"Tamam ya size de bir şey denilmiyor."
"Hadi kahvaltınız bittiyse kalkın bana yardım edin."
Babam dışındaki herkes anneme yardım için eline birşeyler alıp mutfağa götürdü. Masayı topladıktan sonra bizde salona babamın yanına gittik ve oturduk.
"İşleriniz nasıl gidiyor bir sıkıntınız var mı?"
"Yok baba gayet iyi, herşey yolunda."dedi Demir. Hepimiz onun dediğini onayladık.
"İyi iyi, ben bir annenize bakayım,oradan da kahveye giderim."
"Tamam baba"
"Ben de odamdayım." dedim ve odama gittim. Balkona çıkıp etrafa bakmaya başladım ve o sırada gözüm üç aydır aklımdan çıkmayan kızın penceresine kaydı. Bu üç ayda aklım ve kalbim sanki bir savaş halindeydi. Ona açılsam beni kabul eder mi? Aramızda yedi yaş var, sinirli bir adamım,kıskancım,ağzım da biraz bozuk,gerektiğin de kavga da ederim, kız bunları ya kabul etmezse. Bu da bir olasılık ama ya kabul ederse onu çok severim herşeyden çok ama çok severim.
"Abi hadi hepimiz seni bekliyoruz."
"Tamam geliyorum." diyip aşağıya inmeye başladım.
"İlk Devran'la biz pes atalım." dedi Mahir.
"Tamam" diyerek herkes onu onayladı.Biz Mahirle oynarken beni sinir etmeye başladı.
"Ulan Mahir sinirlendirme lan beni düzgün oynasana."
"Düzgün oynuyorum lan zaten hem ben senin abinim biraz saygılı ol bana."
"Başlıcam şimdi abine göreceksin."
Biz böyle oynamaya devam ederken kapı çaldı Mahir de açmaya gitti bir süre sonra içeri Mihre'lerle girdi Mihre yeşil elbisesinin içinde o kadar güzel olmuş ki...Ellerindeki tabakları masaya koyup oturdular. Biraz sohbetten sonra Mahir herkese tabaklarını verdi ve hepimiz yemeye başladık gerçekten hepsi çok güzel olmuş bir süre sonra başımı kaldırdım ve Mihre ile göz göze geldim bakışlarım açılan yırtmacından görünen bacaklarında takılı kaldı. Mihre bacaklarına baktığımı görünce hemen kapattı ve gözlerini kaçırdı bende tabağıma geri döndüm.Biraz daha oturup kalktılar. O anda kendime bir söz verdim en kısa sürede Mihre'ye açılıcam ve Mihre benim olacak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİN ADIN AŞK
RomanceMihre' nin içinde gizli tuttuğu, kimsenin bilmediği platonik aşkının gerçeğe dönüşmesi... Bir mahalle hikayesidir. Mihre ♡ Devran