Güne odamın kapısının pat diye açılmasıyla başladım. Ne olur yani bende güne odamdan içeri giren güneş ışıklarıyla başlasam.
"Kalk, kalk, kalk" diye bağırmaya başladı annem.
"Ne oluyor ya savaş çıktı da benim mi haberim yok."
"Ne savaşı kız kalk çabuk yataktan çok işimiz var çok."
"Sana da günaydın annem. Ne kadar güzel bir sabah dimi."
"Ne diyorsun kız sen yine kendi kendine."
"Boş ver anne ya. Beni sabahın köründe uyandırmanın sebebini öğrenebilir miyim acaba."
"Tabi ki yavrum bugün günümüz var."
"Ne günü ya benim niye bundan haberim yok."
"Şimdi oldu ya annem hadi kalkta bana yardım et anne kız hamaratlığımızı gösterelim."
"Hamaratlığını diğer kızlarınla göstermeye ne dersin annem hani ben haftanın 5 günü çalışıyorum ya, bir hafta sonum var ya."
"Sen merak etme onlar zaten hazır, sende kalk çabuk yataktan valla yaşına başına bakmam yapıştırırım terliği bir taraflarına görürsün."
"Tamam annem sen yeter ki kızma ben her şeyi yaparım."
Annem istediği cevabı almasıyla odamdan çıktı. Bende daha fazla oyalanmadan yataktan kalkıp banyoya girdim. Yüzümü yıkadım ve aynadaki yüzüme bakakaldım.
Etrafa sahte gülücükler atan ama içi kan ağlayan bu kız ben miyim? Omuzlarımda çok büyük bir yük var artık içimde tutamadığım, tutmak istemediğim çok büyük bir aşk var kimsenin bilmediği, kimseye diyemediğim. Devran ilk ve tek aşkım. Adı bile gözlerimin sulanmasına yetiyor. Gözümden firar eden bir kaç damla yaşı elimle silip hemen odama geri döndüm biraz daha oyalanırsam annem pekmezimi akıtacak gerçekten. Hemen üstümü giyip aşağıya indim. Herkes masadaki yerini almış bile.
"Günaydın babam."
"Günaydın kızım hadi kahvaltını yap, enerjini topla bugün fazlasıyla lazım olacak gibi duruyor."
"Haklısın babacım."
Kahvaltımızı yaptıktan sonra babam dışarı çıktı. Annem de hemen işleri paylaştırmaya başladı.
"Evet kızlarım şimdi iş bölümüne geçiyoruz. Mihre, kızım sen direkt mutfağa geçip ikramlıklara başlıyorsun. Ahu, sende evi silip, süpürüyorsun ve son olarak defne sende camları siliyorsun annem."
Hepimiz annemi onayladık ve işimizin başına geçtik ben ilk önce kahvaltı masasını toplayıp kirlileri makineye dizdim ve mutfağı bir güzel temizledim. Şimdi ikramlıklara başlayabilirim. İlk önce el açması böreğim için hamuru yoğurdum içini de hazırlayınca hemen böreği yapıp fırına attım. Ardından patates salatası, kek, kurabiye, poğaça ve günlerin olmazsa olmazı kısırı da yaptım. Çayı da demleyince ortalığı toplamaya başladım işim bitince hemen odama çıkıp bir duş aldım ve hazırlanmaya başladım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Odadan çıkınca herkesin hazır olduğunu gördüm.
" Ooo abla yine alev alevsin valla dikkat ette yakma kadınları."
"Tütütü maşallah, hep benim gençliğim."
"Ya anne güldürme beni eski resimlerini görmesek inanıcaz ha." dedi defne. Annemse bir anda terliğini çıkarıp defne'nin beynini patlattı. O anda zil çaldı ve kapıyı açmaya gittik.
"Hoşgeldiniz, buyrun." dedik bir ağızdan hepsi hoşbulduk diyip içeri girmeye başladı. Ben çayları, kızlar ise hazırladığım tabakları dağıttı daha sonra sandalyeye oturup dedikoduları dinlemeye başladık.
"Ne şanslısın kız Seher üç tane pırlanta gibi kızın var." dedi teyzelerden biri.
"Öyle valla" dedi annem.
Onlar böyle konuşmaya devam ederken benim gözüm sürekli Devran'ın annesine kayıyordu o da bana bakıyor ve gülümsüyordu gerçekten çok güzel ve iyi bir kadındı.
"Valla her şey çok güzel olmuş Seher eline sağlık. Hele böreğe bayıldım." dedi Devran'ın annesi Zuhal teyze.
"Afiyet olsun canım ama ben yapmadım hepsini Mihre yaptı." dedi annem gururla.
"Eline sağlık kızım." dedi Zuhal teyze ben de hemen afiyet olsun dedim.
"Eee senin oğlanlar da evdedir şimdi istersen kızlar onlara da tabak hazırlayıp götürsün." dedi annem.
"Evdeler de şimdi kızlara zahmet olmasın."
"Ne zahmeti canım hadi kızlar tabakları hazırlayın da götürün."
Heyecandan kalbim durmak üzere kimseye bir şey çaktırmadan tabakları hazırlamaya başladım. Tamı tamına 6 koca tabak hazırladık ve hemen karşımızdaki eve gittik. Ahu kapıyı çaldı ve biraz sonra kapıyı Mahir abi açtı.
"Ooo kızlar buyurun" dedi Mahir abi.
"Merhaba abi biliyorsun bizde gün var size de yiyecek bir şeyler getirdik."
"Valla çok makbule geçti bizde acıkmaya başlamıştık zaten hadi gelin içeri."
"Yok biz hiç zahmet vermeyelim abi." dedim bir hızla.
"Olur mu öyle şey geçin hadi."
"Evet abla ya geçelim sıkıldım ben kadınların arasında oturmaktan." dedi Defne. Ahu da onu onaylayınca mecburen içeri geçtik ve gözlerim hemen onu buldu.